Gerçek Fail

"Allah'ım benim bütün gayem Sensin ve Senin rızana erişmektir" der Tasavvuf büyükleri, bu nedenle Allah'ı çokça anmak onların hali olmuştur. Seven sevdiğini anar, andığını sever.Yazının mutfağına yakın nispeten serin bir ortamda bir yazıya daha başlamanın telaşı ve heyecanı içindeyim. Dikkat ettim bir süredir yazdığım yazılarda "zorluk" kelimesi sık sık geçiyor, insanın yaşadıkları yazdıklarına yansıyor ister istemez. Her şeye rağmen her halimize şükretmek gereklidir. Şükretmeyi hatırlayabilmeliyiz.Tasavvuftan haberi olan ve Tasavvuf ile haşır-neşir olan her insanın ulaşmak istediği bir gayedir "Muhabbetullah". İnsanın her şeye rağmen Yaradan'ını sevmesi demektir. Bütün zorluklarına rağmen yaşamayı da sevmemiz gerekiyor. Allah (c.c.) bizleri halen yaşattığı için bunun da güzel bir sebebi olmalı diye düşünüyoruz, hüsn-ü zan ediyoruz açıkçası."Hak şerleri hayreyler / Zannetme ki gayreyler / Arif anı seyreyler / Mevla görelim neyler/ Neylerse güzel eyler" şeklinde düşündüğümüz basamağa yaklaşmış olmayı umut ediyoruz.Kalben huzur bulmak, selim bir kalbe erişmek kolay değildir. "İnsana kendi çalıştığından başkası yoktur" deniyordu bir ayet-i kerimede. O zaman kalbimizi huzura erdirmek için, kalbini huzura erdirmişlerin yolunda olmak gereklidir. Onlar her daim Allah'ı anmakta bunu da severek isteyerek, haz alarak yapmaktadırlar. "O gerçek akıl sahipleri, ayakta, otururken  ve yanları üzere yatarken (bütün hal ve zamanlarda) Allah'ı zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılışını tefekkür ederler." (Al-i İmran,161)Alnımıza yazılı olan her olayı yaşarken Allah'ı anmayı unutmamamız bizden isteniyor, esas olan O'nu hatırlayabilmek, her fiilin gerçek failinin Allah olduğunu bilmek ve hatırlamak gereklidir.İnsan olma yükünü bir şekilde kaldırmaya gayret ediyoruz, Allah (c.c.) cümlemize kolaylıklar versin, korktuklarımızdan emin, umduklarımıza nail eylesin.