Antlaşmalara, beyannamelere ve sözleşmelere bakılırsa, kölelik kaldırılmıştır. Birleşmiş Milletler de 2 Aralık'ı köleliğin kaldırıldığı gün olarak ilân etmiştir. Kâğıt üzerinde her şey tamam, kölelik sona erdirildi. Gerçekte ise kölelik, şeklen değiştirilerek ve çeşitlendirilerek sürdürülmektedir. Bazıları hemen çıkıp, "21. yüzyılda da kölelik olur mu?" diyerek itiraz edebilir. Bu itirazcılara, son günlerde medyada alevlenen kölelik tartışmalarını örnek gösterebiliriz.Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)'nün, 2012 yılı raporunda, dünyada 21 milyon insanın zorla çalıştırıldığı ve bu yolla 150 milyar dolar para kazanıldığı belirtilmiştir. Özgür Yürü Vakfı da, 162 ülkeyi kapsayan bir kölelik endeksi yayınladı. Bu endekse göre de, dünyada 30 milyon insan köle olarak çalıştırılmaktadır. Söz konusu endekste, 120 bin köle ile maalesef Türkiye de yer almaktadır. Görüldüğü üzere rakamlar çelişkili. Bir kuruluş 21 milyon, diğeri 30 milyon köleden söz ediyor. Böyle konularda kesin rakam vermek çok zor, hatta imkânsız da olabilir. Zaten mühim olan rakamların farklılığı değil, köleliğin sürmesi ve bunun kabul edilmesidir. Nitekim her iki kuruluş da köleliğin kaldırılmadığını rakamlarla ortaya koyuyor.Özgür Yürü Vakfı'nın kölelik endeksini hazırlayanlardan biri sosyoloji profesörü Kevin Bales'tir. Bales, aynı zamanda "Kullanıp Atılanlar-Küresel Ekonomide Kölelik" adlı kitabın da yazarıdır. Gerçekten de küreselleşme modern köleliği doğurmuştur. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) uzmanlarından Patrick Besler de bu görüşü savunanlardan biridir. Modern kölelik, Batı ülkelerinde her geçen gün yayılmaktadır. Bir başka deyişle kapitalizm, insanları köleleştirmektedir. İşin en ilginç yanı, bu köleliğin, aldatma ve yanlış algı oluşturma yöntemiyle gönüllü gerçekleştirilmesidir. Batılılar, geçmişte de zorla köleleştirdiklerinin, gönüllü köle olduklarını iddia etmişlerdir. Hâlbuki milyonlarca Afrikalıyı birbirine zincirlemiş ve çırılçıplak soymuş, teknelerin nemli ambarlarına tıkıştırmış halde Amerika kıtasına taşımışlar. Sonra da, Batılılar gelmeden de Afrika'da köleliğin yaygın olduğunu ve o nedenle Afrikalıların gönüllü uluslararası köle ticaretine katıldıklarını, utanmadan ve sıkılmadan söyleyebilmişlerdir. Gerçekte ise onların söyledikleri gibi Afrika'da kölelik kesinlikle yoktu. Batılıların kölelik diye adlandırdıkları şey, bugün de dünyanın her ülkesinde var olan hizmetçiliktir.Esasen Batılıların zenginliğinin temeli köle ticaretine, yani sömürüye dayanmaktadır. Batılı birçok bilim adamı artık bu gerçeği itiraf etmektedir. 19. yüzyıl köle tacirlerinden Theodore Canot, köleliğin ekonomik boyutu hakkında şunları söyler: "Bir köle, kırdırılacak veya rehine bırakılabilecek bir senettir. Kendini kadere doğru taşıyan ve bir borcu vücudu ile ödeyen bir faturadır. O, bedeniyle şefin hazinesine giden bir vergidir." (Bkz. Edward Reynold, Fırtınaya Karşı Ayakta Durmak, s. 26).Kölelere böyle bakan Batılılar, işçilere de aynı gözle bakmakta ve onları kapitalizmin çarkları arasına sokup köleleştirmektedir. Kapitalizmde işçiler, her istediklerini alsalar bile, yine kölelikten kurtulamazlar. Çünkü kapitalizmde kapital, şartlar ne kadar değiştirilsen değiştirilsin, emekten üstün konumdadır. Aksi durumda kapitalizm olmaz. Bu sebepten işçilerin kölelikten kurtulması için kapital ile emeğin eşit güçte olmasını sağlayan, başka bir ekonomi modeli gerekmektedir. O model de sadece ve yalnız 'Milli Ekonomi Modeli'dir. 'Milli Ekonomi Modeli'nde kapital, kapitalistlerin tekelinden çıkarılmakta ve işçiler, istedikleri an, ona kolayca ulaşmaktadırlar. Sonuç olarak deriz ki, özde köleliğin kaldırılması için 'Milli Ekonomi Modeli'nin hayata geçirilmesi kaçınılmazdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018