Cuma günü Tokat'taki konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her değişim, her devrim gibi bu sürecin de sancılarını yaşıyoruz, bedellerini ödüyoruz" dedi.
20 yıldır bedel ödediğimiz konusunda sanırım hepimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan'la hemfikir olabiliriz.
Ancak Erdoğan'ın devrimden kastının ne olduğunu anlamadığımı itiraf etmeliyim.
Yoksa Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Ak Parti tarafından yönetildiği dönemde başımıza gelenleri mi devrim olarak niteliyor?
Oysa Türkiye'nin bu dönemde yaşadığı ve hâlâ da yaşamaya devam ettiği şeylere dense dense devrim değil, ancak büyük bir yıkım denebilirdi.
Türk Dil Kurumu'na göre devrim; belli bir alanda hızlı, köklü ve nitelikli değişiklik anlamına geliyor.
Son 20 yılda ülkemizde yaşanan hangi 'nitelikli' değişimden bahsedilebilir?
Devlet televizyonu TRT'nin son yaptığına bakın ve bu dönemdeki en büyük 'niteliksiz' değişimlerden birini görün.
TRT'nin YouTube kanalında İstanbul'un köklü ilçesi Fatih'le ilgili olarak, "İstanbul'un Küçük Suriyesi'nde 30 doları nasıl harcarsınız?" başlığıyla video yayınlandı. Sonra tepkiler alınca apar topar video kaldırıldı.
Erdoğan'ın bahsettiği devrim bu mudur bilmem ama İstanbul'da yaşayan bizler ve Türkiye'nin şanslı birkaç kenti hariç hemen bütün kentlerinde hükümetin başımıza ördüğü Suriyeliler çorabının bedelini milyonlarca vatandaş ödüyor.
Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş'ın son günlerde çok konuşulan açıklamaları dikkatinizi çekmiştir. Hatay'ın en büyük hastanesinde bir günde doğan 28 çocuğun 26'sının Suriyeli olduğuna dikkat çeken Lütfü Savaş'a göre başta Hatay olmak üzere pek çok kentimizin demografik yapısında gelecekte çok tehlikeli sonuçlar doğuracak değişimler yaşanıyor.
Milletçe bedelini ödediğimiz devrim yoksa bu mudur?
CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın açıklamalarına göre Ak Partili Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan'ın toplam maaşı 313 bin TL'yi aşıyor.
İddialara göre 39 bin 357 TL bakan yardımcısı maaşı alan Nadir Alpaslan, KuveytTürk Yönetim Kurulu huzur hakkı olarak 142 bin 518 TL, yine KuveytTürk Yönetim Kurulu ilave ücreti 131 bin 995 TL maaş alıyormuş. Bunları topladığınız zaman Nadir Alpaslan'ın cebine her ay 313 bin 870 TL giriyor.
4 bin 253 TL asgari ücret alan bir çalışanın cebine 314 bin TL girebilmesi için tam 6 yıl 2 ay durmadan çalışması gerekiyor.
Biz 'milletvekili maaşları öğretmen maaşlarını geçmesin' diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün yolundan giden insanlarız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bahsettiği devrim yoksa milletvekili dahi olmayan Ak Partili bakan yardımcılarının bir ayda 314 bin TL'yi ceplerine cukka etmeleri midir?
Bedelini milletçe ödediğimiz bu ballı maaşları alan AK Partililerin bu astronomik kazançları hak etmek için ne yaptıklarını da merak ediyorum gerçekten.
Ak Parti cephesi için yandaşları beslemek ve semirmelerini sağlamak devrim diye lanse edilebilir, ancak bence asıl devrim arkasından kimsenin güle güle demeyeceği bu zihniyetin ilk seçimde gidişi olacaktır.
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023