Türk milletinin hali gerçekten içler acısı?
Sıcaklığı yavaş yavaş arttırılan suyun içine pişirilmek için atıldığını fark edemeden can veren kurbağa misali, yaşadıklarının ona olan tesirinden bîhaber?
Bu hale gelişte gerçekleri gizleyen, iyiyi ve doğru olanı anlatmak şöyle dursun, bunu yapan fark edilmesin diye gayret edenlerin payı elbette büyük.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey, 5 bin TL asgari ücret vereceğini, dünyaya mâl olmuş ekonomi modelinin kurallarına göre anlattığında ve vereceğini ispatladığında sokaktakiler bıyıkaltı gülmüş, "veremez ki" demişti.
"Madenler Türk milletinin malı, onların karşılığında senyorajı devreye koyup para basacağım, milletime dağıtacağım" dediğinde, "Lozan'ın gizli maddesine göre madenler işletilemez" yalanı ile millet uyutulmuştu.
Milli Ekonomi Modeli gibi küresel düzene karşı dünyadaki 4 milyar insanın sarıldığı bir modelle halkının karşısında çıktığında, "ekonomimiz gayet iyi" diyerek millet bereketten ve refahtan uzaklaştırıldı.
"Ey insanlar uyanın, FETÖ ile Türk milleti dinini kaybediyor, dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzdür" diye ikaz ettiğinde, "Dinlerarası Diyalog evrenseldir" diyerek üstüne gidildi.
Ehl-i Beyt külliyatı ile Şii-Sünni kavgasına, Suriye'deki savaşa set olduğunda, Sünni hocalara, "Şiilerin, Alevilerin katli vaciptir" fetvaları verdirildi.
Kısaca, Türk milletinin milli, dini ve ekonomik hangi derdine çare sunsa bir fitne ve yalan sarmalı ile gizlendi.
Maalesef millet de buna her defasında inandı?
Bu hâl, Ehl-i Beyt İmamlarının yani hakkın, bâtıl karşısında birileri tarafından gizlenmesinden farklı değildir.
Bu hâl, Hz. Peygamberin naaşı henüz ortadayken, Peygamberin, "Allah'ın emri ile Ali Benim halifemdir" sözünü duymalarına rağmen Sakife'de Hz. Ebubekir'i oy ile halife seçenlerin hâlidir.
İslam'daki reye dayalı ilk seçim, İslam'ı çizgisinden çıkaran en büyük gizlemedir.
Bu hâl, Ehl-i Beyt İmamlarının tamamı için geçerlidir.
Koltuk kavgası hakkı gizlemiş, paraya ve güce tamah eden halk bâtılı hakka tercih etmiştir.
Muaviye'ye karşı Peygamberin, "oğlum" dediği İmam Hasan'ın arkasında kim durdu? Para için ordusundan dahi ayrılmadılar mı?
Şarap içmekten devamlı sarhoş gezen, ailesi ile ilişkiye giren ve maymunlarla oynayan Yezid, İmam Hüseyin Efendimize tercih edilmedi mi? Böyle birinin emri ile şehit edilmedi mi?
Şair Ferezdak, İmam Hüseyin'e, "İnsanların kalpleri seninle ama kılıçları sana karşı" demiştir.
Üstelik İmam Hüseyin dışında hiçbir imam halifeye karşı kıyama kalkışmamış, halkın gerçekleri görerek kendilerine dönmelerini beklemiştir.
İmam Ca'fer, aynı yalnızlığı yaşamış, dedelerinden aldığı manevi ilmi yaymak yolunu seçmiştir. Emevilere ve Abbasilere karşı tarafsız bir siyaset ile hiçbir fitneye alet olmamıştır.
Cenab-ı Hak, Ankebut sûresinin 49. ayetinde, "Kur'an kendilerine ilim verilenlerin göğüslerindeki apaçık ayetlerdir" buyurur.
Hakikaten Sayın Baş, kendine bu devirde kimseye verilmeyen bir ilimle konuşmakta, insanlığın sorunlarına çözümler sunmaktadır.
On yıl önce onu anlamayanlar, bugün dediklerine ancak gelmekteler. Şimdi de O'nu gizlemenin derdindeler.
Söyler misiniz; dediklerini bile anlamaktan aciz olanlar bunu gizleyebilirler mi?
Sıcaklığı yavaş yavaş arttırılan suyun içine pişirilmek için atıldığını fark edemeden can veren kurbağa misali, yaşadıklarının ona olan tesirinden bîhaber?
Bu hale gelişte gerçekleri gizleyen, iyiyi ve doğru olanı anlatmak şöyle dursun, bunu yapan fark edilmesin diye gayret edenlerin payı elbette büyük.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey, 5 bin TL asgari ücret vereceğini, dünyaya mâl olmuş ekonomi modelinin kurallarına göre anlattığında ve vereceğini ispatladığında sokaktakiler bıyıkaltı gülmüş, "veremez ki" demişti.
"Madenler Türk milletinin malı, onların karşılığında senyorajı devreye koyup para basacağım, milletime dağıtacağım" dediğinde, "Lozan'ın gizli maddesine göre madenler işletilemez" yalanı ile millet uyutulmuştu.
Milli Ekonomi Modeli gibi küresel düzene karşı dünyadaki 4 milyar insanın sarıldığı bir modelle halkının karşısında çıktığında, "ekonomimiz gayet iyi" diyerek millet bereketten ve refahtan uzaklaştırıldı.
"Ey insanlar uyanın, FETÖ ile Türk milleti dinini kaybediyor, dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzdür" diye ikaz ettiğinde, "Dinlerarası Diyalog evrenseldir" diyerek üstüne gidildi.
Ehl-i Beyt külliyatı ile Şii-Sünni kavgasına, Suriye'deki savaşa set olduğunda, Sünni hocalara, "Şiilerin, Alevilerin katli vaciptir" fetvaları verdirildi.
Kısaca, Türk milletinin milli, dini ve ekonomik hangi derdine çare sunsa bir fitne ve yalan sarmalı ile gizlendi.
Maalesef millet de buna her defasında inandı?
Bu hâl, Ehl-i Beyt İmamlarının yani hakkın, bâtıl karşısında birileri tarafından gizlenmesinden farklı değildir.
Bu hâl, Hz. Peygamberin naaşı henüz ortadayken, Peygamberin, "Allah'ın emri ile Ali Benim halifemdir" sözünü duymalarına rağmen Sakife'de Hz. Ebubekir'i oy ile halife seçenlerin hâlidir.
İslam'daki reye dayalı ilk seçim, İslam'ı çizgisinden çıkaran en büyük gizlemedir.
Bu hâl, Ehl-i Beyt İmamlarının tamamı için geçerlidir.
Koltuk kavgası hakkı gizlemiş, paraya ve güce tamah eden halk bâtılı hakka tercih etmiştir.
Muaviye'ye karşı Peygamberin, "oğlum" dediği İmam Hasan'ın arkasında kim durdu? Para için ordusundan dahi ayrılmadılar mı?
Şarap içmekten devamlı sarhoş gezen, ailesi ile ilişkiye giren ve maymunlarla oynayan Yezid, İmam Hüseyin Efendimize tercih edilmedi mi? Böyle birinin emri ile şehit edilmedi mi?
Şair Ferezdak, İmam Hüseyin'e, "İnsanların kalpleri seninle ama kılıçları sana karşı" demiştir.
Üstelik İmam Hüseyin dışında hiçbir imam halifeye karşı kıyama kalkışmamış, halkın gerçekleri görerek kendilerine dönmelerini beklemiştir.
İmam Ca'fer, aynı yalnızlığı yaşamış, dedelerinden aldığı manevi ilmi yaymak yolunu seçmiştir. Emevilere ve Abbasilere karşı tarafsız bir siyaset ile hiçbir fitneye alet olmamıştır.
Cenab-ı Hak, Ankebut sûresinin 49. ayetinde, "Kur'an kendilerine ilim verilenlerin göğüslerindeki apaçık ayetlerdir" buyurur.
Hakikaten Sayın Baş, kendine bu devirde kimseye verilmeyen bir ilimle konuşmakta, insanlığın sorunlarına çözümler sunmaktadır.
On yıl önce onu anlamayanlar, bugün dediklerine ancak gelmekteler. Şimdi de O'nu gizlemenin derdindeler.
Söyler misiniz; dediklerini bile anlamaktan aciz olanlar bunu gizleyebilirler mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018