Gizli anlaşmalar algoritması

Önceki yazıda kamuoyunca sık sık gündeme gelen gizli anlaşmaların hukuki niteliğini incelemiştik. Konusu veya gerekçesi ne olursa olsun gizli bir anlaşma yapmanın Anayasanın 90. maddesine aykırı olduğunu vurgulamıştık. Millet iradesi kavramını cumhuriyet tarihi boyunca en çok kullanan bu iktidardır. Öyle ki; duygusal bir fon müziği eşliğinde Erdoğan'ın başrolü oynadığı bir klip bile çekilmiştir. Ancak milletçe yıllardır en çok merak edilen gizli anlaşmaların içeriği milletin iradesinin üstünde tutulmuştur.Bu yazımızda, kamuoyundan gizlenen gizli anlaşmaların içeriğini algoritma yöntemi ile aralamaya çalışacağız.Algoritma, matematik ve bilgisayar biliminde belli bir problemi çözmek veya belirli bir amaca ulaşmak için çizilen yol olarak tanımlanmaktadır.Gerçekleşen amaçlardan yani sonuçlardan yola çıkarsak başlangıca yani o sonuca ulaştıran yol olan anlaşma içeriğine de ulaşmış oluruz.Geçmişte Anadolu'yu işgal eden devletler bu işgallerini daha önce aralarında yaptıkları; Sykes-Pıcot, Londra, Petrogat Sözleşmesi ve St. Jean de Maurienne gibi gizli anlaşmalara göre yapılmıştır.2003 yılında ABD eski Dışişleri Bakanı Rice; 'Ortadoğu'yu Dönüştürmek' adlı yazısında Fas'tan Basra körfezine kadar Ortadoğu'da bulunan 22 devletin rejiminin, sınır ve haritalarının değiştirileceğini, Türkiye'nin de bunların içinde olduğunu ifade etmiştir. Başbakanlığı döneminde Erdoğan ise BOP'un eş başkanı olduğunu ilan etmiştir.Ortadoğu'da, milyonarca Müslüman'ın katli ile sonuçlanan dönüşüm ve parçalanmada Türkiye'ye eş başkan olarak verilen vazife nedir? Yine sonuçlardan gitmeye devam edelim.İncirlik'ten kalkan ABD uçakları Irak'ı bombaladı ve 3.5 milyon Müslüman katledildi. Afganistan'a yapılan operasyonda da aktif görev Türkiye'nin idi. Libya'ya düşen tonlarca bomba altında binlerce Müslüman can verirken komuta merkezi İzmir'di. Suriye'ye yönelik uluslararası linç planının sözcülüğü görevini halen dahi Türkiye yapmaktadır.Basından bazı haber başlıkları ile Türkiye'nin imzaladığı bu çok gizli anlaşmaların detaylarına biraz daha yaklaşalım. "Malatya Kürecik Radar Üssü'nden İsrail'e istihbarat verildiği iddia ediyor""Gazze'yi vuran İsrail uçaklarının yakıtının Türkiye'den?""Fars Haber Ajansı: "Recep Tayyip Erdoğan'ın görünüşte İsrail'e karşı sert söylemlerde bulunmasına karşı, gerçekte (İsrail'e) Gazze'ye karşı savaş zamanında çok yardım ettiği iddia edildi."Son olarak Diyanet'in internet sitesinde yayınlanan 14.11.2014 tarihli bir haberi paylaşalım. "Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İsrail'in saldırıları sonucu yıkılan camileri yeniden inşa etmenin Müslümanlar için vacip olduğunu belirterek, "Gazze'de yıkılan camileri yeniden yapacağız" dedi. Cami yapmak vacip de bu camiler, Kürecik Radar Üssü'nden İsrail'e verilen istihbarat sayesinde bombalanmışsa ne olacak? Bunun dini hükmü nedir? Cami yapmak vatandaşa vacip; yıkılmasına vesile olmak stratejik derinlik öyle mi?Bütün bu sonuçları birleştirdiğimizde görüleceği üzere gizli anlaşmaların içeriğine ulaşmak için müneccim olmaya veya kozmik odaya girmeye gerek yok. Birazcık akıl ve izah sahibi olmak yeterli. Anlaşma metinleri gizli ama uygulamalar apaçık ortada. Öz Türkçe ile ABD ve İsrail bölgede İsrail'in Arz-ı mev'ud idealine ulaşması için çavuş rütbesinden öte bir askeri irade ve güç istememektedir. Bir yandan BOP ile Ortadoğu coğrafyası parçalanırken diğer yandan dinlerarası diyalogla milli şuur ortadan kaldırılmaktadır. Müslüman uyanışını engellemek için "dindar iktidar(!)" eliyle bunlar gerçekleştirilmektedir.Peki, ne olacak şimdi? Öğrendik de ne oldu? Ya da biliyordunuz da ne yaptınız?