ABD'nin Afganistan aynası, uluslararası hukukun ihlalinin bir örneğidir. ABD, bir yandan Birleşmiş Milletler anlaşmasının Madde: 2/f4'deki kuvvet kullanma yasağının hiçe sayarak Afganistan'a saldırırken diğer yandan sanki fail başkasıymış gibi uluslararası bir kurum olan BM'de göz boyama faaliyetleri yürütmektedir.
2011 yılında imzalanan Bonn Anlaşması'yla Afganistan'ın Taliban sonrası yönetimi ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı doğrultusunda Afganistan'da güvenlik sağlanacaktı. Bonn anlaşmasına göre, ülkedeki parçalanma sona erdirilecek, ülkede birlik sağlanacak ve ülkenin yeniden inşası için gereksinim duyulan maddi kaynak, uluslararası yardımlardan karşılanacaktı.
Ne kadar da güzel hükümler değil mi? Ancak uygulama tam tersi oldu. Neticede ülkenin tahrip olması, insanların ölümü, ekonomik gerileme, halkın fakirleşmesi, ülkede açlığın ve sefaletin yeni bir mülteci dramının başladığı bir sonuca gelindi.
ABD, uluslararası örgütlerin kararlarına ve uluslararası antlaşmalara kendi çıkarına uyduğu ölçüde uyuyor. Çıkarlarına uymadığında da kimseye hesap vermeden başına buyruk davranabiliyor. Bu, ABD'nin uluslararası hukuka yönelik sürekli uyguladığı bir davranış konsepti. Afganistan'da fail olan ABD, BM kurulunda da yavuz hırsız misali insan hakları savunucusu görüntüsü verebiliyor.
ABD ve peşinden sürüklediği NATO'nun bu konseptini analiz etmezsek yarın aynı durumla karşı karşıya kalmamız işten bile değil.
ABD'nin Afganistan'a saldırısının planını Ortadoğu'daki diğer ülkelerde de görmekteyiz. Bundan sonra bu kategoriye giren tüm ülkeler ABD'nin potansiyel saldırının hedefidir.
Birincisi: ABD, özellikle Ortadoğu'da güçlü ve birliğini tamamlamış bir İslam ülkesi istemiyor.
İkincisi: Nüfuz mücadelesi içinde olduğu Rusya gibi ülkelerin çevresindeki tüm ülkeler ABD'nin demokrasi getirmek istediği ülkeler listesindedir.
Üçüncüsü: Yeraltı ve yerüstü kaynakları zengin olan ülkeler de yine ABD'nin demokrasi listesindedir.
Dördüncüsü: Komşu devletler arasında oluşabilecek bir bölgesel işbirliği örgütlerinin oluşması ABD'nin kırmızı çizgisidir. Bu zeminin oluşmaması için, komşu devletlerin birbiri ile savaşması, bu mümkün olmazsa, terör örgütleri vasıtasıyla hiç değilse devletlerin bu paydadan uzaklaştırılması, bu da olmazsa kendi aracılığı olmadan komşu devletlerin birbiri ile görüşme bile yapamayacak seviyede tutulmaları ABD için en ideal olanıdır.
Beşincisi: Silah pazarı. Stephen Biddle bir makalesinde, "Afganistan ve savaşın geleceği ordu ve savunma politikası" başlıklı bir makalesinde şunu ifade ediyor: "ABD ve müttefikleri Taliban'ı en modern teknoloji açısından ezici bir üstünlüğe dayanan hızlı ve masrafsız bir savaşta devirmekten gurur duymuştur."
Müslüman coğrafya, ABD ve silah tüccarları için yeni teknolojiler ve silah deneyleri için bir atış poligonu olarak kullanılmaktadır.
Bu nedenlerle Afganistan örneğinin iyi incelenmesi gerekir. Dini ve milli bütünlüğümüzü ayrıştırıcı unsurları öne çıkaran çalışmaların ve söylemlerin neye hizmet ettiğinin iyi okunması ve bunlara fırsat verilmemesi gerekir. ABD'nin Afganistan'ı tarumar etmesinde Afgan halkının, ortak bir paydada birleşememelerinin etkisi büyüktür.
Bu nedenlerle milli ve dini birliğimizi sağlayacak Ehl-i Beyt ortak paydasının, tüm toplumu birleştiren bir harç olduğu unutulmamalıdır.
İslam âlemi de ancak Ehl-i Beyt paydasında birlik olabilir, güç kazanabilir ve tüm saldırılara göğüs gerebilir. Aksi takdirde her İslam ülkesi ABD'nin teknolojik silahlarının atış poligonu olmaya adaydır.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın öncülüğünde Türkiye'nin dört bir yanında Şii, Sünni, Alevi ve Caferi binlerce Müslüman'ın katlımı ile düzenlenen Ehl-i Beyt sempozyumları, Türkiye'nin bir Afganistan olması faaliyetlerinin önünü kesmiştir. Yine merhum Baş'ın, Dinlerarası Diyalog faaliyetleri ile mücadelesi, sonuçları yıllar sonra görülebilecek bir Afganistanlaştırma tehlikesinin önceden görülmesidir. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Afganistan'ın bir Haydar Baş'ı olsaydı, Afganistan şimdi bu halde olmazdı.
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021