İnsan gittikçe sayısallaştırılıyor.
Covid-19 ile birlikte dijitalleşmede inanılmaz bir artış oldu. Salgın olmasaydı belki 20 yıl sürecek bir dijital-otomasyon sürecine hızlandırılmış olarak girmiş olduk. Covid-19 "dijital bir hızlandırıcı" olarak yan etkisini göstermiş oldu. Dijitalleşmenin artması ile birlikte insanlar da akıllı makinelere daha çok bağımlı hale geldi. Bununla birlikte tıpkı yazılım dilindeki 010101 gibi insanlar da sayısal bir veri haline geldi. Hızlandırılmış dijitalleşmede insan bir veri kaynağı olarak başköşeye oturtuldu. Ancak bu durumun insanın açısından hiç de iç açıcı sonuçları olmayacak
Zira hızlandırılmış dijitalleşme ile maalesef işini kaybeden birçok insanın geri dönecek bir işi olmayacak. Çünkü dijitalleşme ile birlikte endüstri de değişti. Global şirketler açısından insan, sayısal bir veri haline geldi. Google, Facebook ve Apple gibi şirketler insanların kişisel verilerini toplayan ve pazarlayan bir tekel konumuna geldiler.
Günlük hayatta, gezdiğimiz yerler, beğendiklerimiz, yediklerimiz, içtiklerimiz, siyasi eğilimlerimiz ve sosyal medyadaki paylaşımlarımız bu şirketler tarafından işlenip sayısallaştırılmaktadır.
Facebook'un, ABD'deki 2016 başkanlık seçimlerinde bu sayısal kullanmasının seçimlerde büyük etkisi olduğu ifade ediliyor. İnsanın sayısallaştırılması ile birlikte, insanı insan yapan da değerlere elveda diyoruz maalesef. Öyle bir sürece doğru sürükleniyoruz ki yan odadaki kişiler, birbiri ile yüz yüze değil elindeki cihazlarla konuşur olacak.
İki kişi karşılaştığında ikisi de birbirini sayısal veri olarak değerlendirecek. Bir insanın değeri, iyi ahlaklı insan olması ile değil; sosyal medyadaki takipçi sayısı ile veya aldığı beğeni sayısı ile değerlendirilecek. Bugün de bunu yaşamıyor muyuz? Örneğin siyasetçilerin geleceği; programı veya yaptıkları ile değil; global şirketlerin insanlara servis ettikleri ile şekillenmekte.
Hani, "insanlık öldü mü?" diye bir tabir vardır ya. İnsanlık sayısallaştırıldı. Olan bu aslında… Bugün menfaat ve menfaatin sayısal değeri; iki insan arasında ilişkiyi belirleyen sayısal veri olarak öne çıkmakta.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın şu sözdeki insan neslinin özlemini çekiyoruz: "Maddeye esir olmayan, maddeyi esir alan, Hak için madde hâkimiyeti kuran bir dünya, özellikle bir nesil bekliyoruz."
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021