Seyyid Hârun Velî Hz.
Konya'nın Seydişehir ilçesini kuran büyük velî. Horasan bölgesinde doğdu. Doğum târihi belli değildir. Zamânının âlimlerinin sohbetlerinde ilim öğrendi. Amcasının vefâtı üzerine Horasan bölgesinin emirliğine getirildi. Bu görev sırasında büyük babası Hazret-i Hârûn-ı Kerâmet'in ve amcasının kabrini sık sık ziyaret ederdi. Bu ziyaretlerin birinde gâibden bir ses; "Yâ Hârûn, Anadolu'ya çık!. Karaman ilinde Küpe Dağının doğu eteklerinde bir şehir kur! O şehrin halkı sâlih ola... Şakî olanın âkıbeti hayır olmaya" diyordu. Bu sesi daha sonra da duymaya başladı. Bunun üzerine Hârun Velî, ileri gelenleri topladı ve onlara; "Ey yârenlerim! Büyük dedem ile amcamın kabirlerini ziyâretim sırasında fevkalâde bir hâl oldu" deyince, onlar ısrarla ne olduğunu anlatmasını istediler. Bunun üzerine duyduklarını anlatarak onlardan izin istedi. Dünya tâc ve tahtını terk edip, kendisini tamâmen Allah yoluna verdi.
Seyyid Hârun Velî'ye sevenleri ve talebeleri huzûrunda toplanıp; "Ey efendimiz! Siz şimdiye kadar dünyâ sultânı iken, sizin hizmetinizdeydik, şimdi ise âhiret sultânı oldunuz. Ne olur bizi terk etmeyiniz" diye yalvardılar. Onlara; "O halde siz de fâni dünyâda nefsinizin arzularını terkedin. Allah-û Teâlâya kalbden sıdk ile bağlanın. Dünyâ malını bırakın. Ondan sonra benim ile doğru yolda yürüyün. Bu yolda ancak sâdık kimseler gidebilir" buyurdu. Onlardan bâzıları dünyâ ve dünyâlıklardan vazgeçerek, Hârun Velî'nin talebelerinden oldular.
Hârun Velî Karaman ilinin neresi olduğunu ve nasıl gideceğini düşünüyordu. Yine bir gün Allah-û Teâlâya ibadet edip yalvardığı sırada kulağına; "Yâ Hârun! Bir bulut sana kılavuzluk edecektir. Onun indiği yer senin mekânın olacaktır" nidası geldi. Bunun üzerine hazırlıklarını yapan Hârun Velî, kırk arkadaşı ile yola çıktı.
O bulut onları önce Bağdat'a götürdü. Bağdat'a Alâeddîn Efendi isimli büyük bir zât vardı. Seyyid Hârun Velî'nin Bağdat'a gelmesine iki menzil kala, Allah-û Teâlânın izni ile Şeyh Alâeddîn'e, onun geldiği ilhâm oldu. Bunun üzerine talebelerine; "Memleketimize zamânın büyük âlimi geliyor. Onu karşılamaya çıkalım" dedi. Şey Alâeddîn talebeleri ile beraber Hârun Velî'yi karşılamaya çıktı.
Konya'nın Seydişehir ilçesini kuran büyük velî. Horasan bölgesinde doğdu. Doğum târihi belli değildir. Zamânının âlimlerinin sohbetlerinde ilim öğrendi. Amcasının vefâtı üzerine Horasan bölgesinin emirliğine getirildi. Bu görev sırasında büyük babası Hazret-i Hârûn-ı Kerâmet'in ve amcasının kabrini sık sık ziyaret ederdi. Bu ziyaretlerin birinde gâibden bir ses; "Yâ Hârûn, Anadolu'ya çık!. Karaman ilinde Küpe Dağının doğu eteklerinde bir şehir kur! O şehrin halkı sâlih ola... Şakî olanın âkıbeti hayır olmaya" diyordu. Bu sesi daha sonra da duymaya başladı. Bunun üzerine Hârun Velî, ileri gelenleri topladı ve onlara; "Ey yârenlerim! Büyük dedem ile amcamın kabirlerini ziyâretim sırasında fevkalâde bir hâl oldu" deyince, onlar ısrarla ne olduğunu anlatmasını istediler. Bunun üzerine duyduklarını anlatarak onlardan izin istedi. Dünya tâc ve tahtını terk edip, kendisini tamâmen Allah yoluna verdi.
Seyyid Hârun Velî'ye sevenleri ve talebeleri huzûrunda toplanıp; "Ey efendimiz! Siz şimdiye kadar dünyâ sultânı iken, sizin hizmetinizdeydik, şimdi ise âhiret sultânı oldunuz. Ne olur bizi terk etmeyiniz" diye yalvardılar. Onlara; "O halde siz de fâni dünyâda nefsinizin arzularını terkedin. Allah-û Teâlâya kalbden sıdk ile bağlanın. Dünyâ malını bırakın. Ondan sonra benim ile doğru yolda yürüyün. Bu yolda ancak sâdık kimseler gidebilir" buyurdu. Onlardan bâzıları dünyâ ve dünyâlıklardan vazgeçerek, Hârun Velî'nin talebelerinden oldular.
Hârun Velî Karaman ilinin neresi olduğunu ve nasıl gideceğini düşünüyordu. Yine bir gün Allah-û Teâlâya ibadet edip yalvardığı sırada kulağına; "Yâ Hârun! Bir bulut sana kılavuzluk edecektir. Onun indiği yer senin mekânın olacaktır" nidası geldi. Bunun üzerine hazırlıklarını yapan Hârun Velî, kırk arkadaşı ile yola çıktı.
O bulut onları önce Bağdat'a götürdü. Bağdat'a Alâeddîn Efendi isimli büyük bir zât vardı. Seyyid Hârun Velî'nin Bağdat'a gelmesine iki menzil kala, Allah-û Teâlânın izni ile Şeyh Alâeddîn'e, onun geldiği ilhâm oldu. Bunun üzerine talebelerine; "Memleketimize zamânın büyük âlimi geliyor. Onu karşılamaya çıkalım" dedi. Şey Alâeddîn talebeleri ile beraber Hârun Velî'yi karşılamaya çıktı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.