Gönül sahipleriyiz

Düşünebiliyoruz, çıkarımlar yapabiliyoruz, maddi ve manevi alanlarda bir şeyler üretebiliyoruz. Yeni bir şeyler öğrenebiliyoruz, öğrendiklerimizi kullanarak analizler, sentezler yapabiliyoruz. Karmaşık beyin işlevlerimiz var, bu işlevlerin bazılarını tam olarak anlatamıyoruz bile. İnsanoğlu beyni ve yüreği ile olağanüstü güzel bir varlık.İnsanın gönül safiyetini koruyabilmesi için, ihsana yani Allah'ı görüyormuşçasına ibadet etmeye ihtiyacı var. Kaldı ki; bizler O'nu göremesek de O her an bizi görüp gözetmektedir. Gönül safiyetini koruyabilmek gönül aynasını temiz tutabilmekle ilgilidir. Gönül aynasını temiz tutabilmek için de tevbe-istiğfardan yararlanmamız ve murakabeli olmamız gereklidir.İnsanın Yaradan'ı ile olan bağlarını güçlü tutmaya çalışması, bu nedenle sokakta yürürken, herhangi hayırlı bir işe başlarken ve devam ettirirken O'nu anması, kendine Mevla, vekil ve yardımcı olarak Allah'ı bilmesi O'nun iyi bir kul olduğunun göstergesi değil midir?İnsanoğlu bir gönül taşıyor, bu gönülle diğer insanlara merhamet ediyor, yumuşaklıktan nasibini alıyor, bu gönülle Allah'ın rızasını gözetiyor. Kalbinin sesini dinleyen insanlar gönüllere giriyor, gönüller yapıyor. Emre'm Yunus da kalbinin sesini dinleyenlerden biri, bu davranışı onu "Bizim Yunus" yapıyor Tapduk Emre'nin gözünde. Odunun bile doğru olanını taşıyor dergaha Yunus gibi olmak çok güzel lakin kolay değil.Sevgili okuyucular, kalpten gelen sese kulak vermekle insanoğlu daha alçakgönüllü, daha merhametli ve daha cömert oluyor. Kalpten gelen ses insanın yüce duygulara erişmesini sağlıyor, Rahmani olan tarafını güçlendiriyor. Hepimizin gönül sahipleri olabilmek için ondan gelen seslere kulak vermeye ihtiyacımız var. Gönlümüzün sesini dinlediğimizde gerçek gönül sahiplerinden oluyoruz. Gönlümüzden gelen ses çoğunlukla Rabbimizin ilhamıdır, ne dersiniz.