Senin Cumhurbaşkanını, başkentimizde eşine az rastlanır şaşaa ve debdebe ile, süvari birlikleri ile karşılamamızın üzerinden ancak bir yıl geçti.
Sen yine yaptın yapacağını, yine eski kötü ve çirkin huyların yeniden depreşti, yine bir Ramazan ayında mazlum Müslümanlara zulmetmeye başladın.
Daha bir yıl evvel, Türkiye'de paşalar gibi karşılanmış olmanın, gelişine en gösterişli merasimler tertip edilmiş olmanın hiç mi hatırı ve hatırası kalmadı?
İbadet mahallinde ve ibadet halinde Müslümanlara saldırırken, Türkiye'den, her zaman olduğu gibi, en yetkili ağızlardan başlayarak aşağıya doğru herkesten lanet alacağını hiç mi düşünmedin?
Bizim ülkemizde gördüğün izzet ve ikramlar, nadir misafirlere tertip edilen eşsiz merasimler senin gözüne ve dizine dursun, hiç mi hatırımız kalmadı ki, utanmadan ve sıkılmadan oradaki dindaşlarımıza zulmün her çeşidini yine, yeniden sergilemeye başladın?
Sen de biliyorsun ki, genelde tüm İslam âleminden, özelde de Türkiye'den, sana yönelecek kınamaların ve lanet okumaların sinek vızıltısı kadar dahi bir etkisi olmadı ve asla olmayacaktır.
Yetmiş yıldır yapılan kınamalar ve okunan lanetler bir işe yarasaydı, bir etkisi olsaydı sen bu kadar gemi azıya alamaz, bu kadar şımaramaz ve bu kadar hoyratça davranamazdın.
Toplam nüfusu iki milyara baliğ olmuş olan İslam âleminin ve Türkiye'nin kınamaları ve lanetlemeleri zerre kadar bir işe yarasaydı, zerre kadar senin canını yaksaydı aklına estiği, kafana vurduğu her defasında mazlum Müslümanlara zulmetmeye devam edemezdin.
Gözüne ve dizine dursun ey İsrail!
Sen de biliyorsun ki, bugüne kadar hep olduğu gibi, sen ne kadar zulmedersen et, ne kadar mazlumların tepesinden aşağı bomba yağdırırsan yağdır, sen istediğin zaman yine kırmızı halılarda ve süvari birlikleri eşliğinde karşılanacaksın.
Her zaman olduğu gibi, kınamalar ve lanetlemeler yine göstermelik kalacak, yine 'şurası bizim kırmızıçizgimiz, burası bizim kırmızıçizgimiz' türünden açıklamalar kitlelerin gazını almaktan başka bir işe yaramayacak.
Gözüne ve dizine dursun ey İsrail!
Sen insanlıktan, insanlığın ortak değerleri olan insaftan ve merhametten hiç mi nasiplenmedin?
Her ne zaman İsrail zulmü gündeme gelse merhum hemşehrim Mustafa Aras'ın o meşhur şiirini hatırlarım, Meltem televizyonu ekranlarında bizzat kendisinin okuduğu o şiiri:
Elbet bir gün hak yerini bulacak
Şehit olmuyorsun boşuna çocuk
Düşmanların elbet helak olacak
Gözünde bir damla yaşına çocuk
Dost bildiklerinle düşmanın ol mert
Oturup yediler beraber omlet
Dostun ikiyüzlü düşmanın namert
Birlikte düşmüşler peşine çocuk
Çocuk yaşta ümitleri kırılmış
Dünyaya geldiği güne darılmış
Kardeşinin kundağına sarılmış
Veda eder öz kardeşine çocuk
Orantısız bir güç ile savaştın
Kahraman olarak tarihe geçtin
Ölüm bahçesinde pembe gül açtın
Düşmanın imrendi huşuuna çocuk
Dünya zalim ne söylesin Mustafa
Reva mı insana bu cevri cefa
Baban battaniye annen çarşafa
Kardeşin sardılar puşuna çocuk.
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025