Güç sahibi 'ana yürekli' olmalı
YENİ MESAJ - ANKARA
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi'nin 50. kuruluş yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Anayasa Mahkemeleri'nin, anayasal çizgiyi esas almak suretiyle siyasi aktörler arasında hakemlik fonksiyonunu yerine getirirken taraflara lojistik destek sağlayan bir kurum olamayacağı gibi milletin iradesini temsil edenlere çelme takma yeri olarak da kullanılamayacağının altını çizdi.
“Bazılarının mutluluğunu artırmak için başkalarının özgürlüklerinin özünü zedelemek gibi bir yanlışlığa da izin verilemez” diye konuşan Kılıç, yargının amacının temel hak ve özgürlükleri doğul yapısından uzaklaştırmadan tam olarak kullanılır hale getirme olduğunu vurguladı. Anayasa Mahkemesi'nin 50. kuruluş yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ürdün Başbakanı Avn Şevket el-Hasavni, AİHM Başkanı Nicolas Bratza, Başbakan yardımcıları Bülent Arınç, Beşir Atalay, Ali Babacan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve çok sayıda davetli katıldı.
İktidar sahipleri merhametli olmalı
Gücü elinde tutanların sevgi ve merhamet duygularını içinde barındıran ana yürekli olmaya herkesten daha çok zorunlu olduğuna işaret eden Anayasa Mahkemesi Başkan Haşim Kılıç, şunları söyledi: "Öfkenin ve nefretin yürek toprağına saçtığı tohumların nerede, ne zaman yeşererek, hangi masum ve mazlum insanlara gözyaşı döktüreceğini bilemezsiniz. Unutulmamalıdır ki adil olmayan kralların çocukları bu tehlikeye daha yakındır. Sonuçta demokrasinin kendine yapılmış müdahalelerin hesabını er ya da geç sormaktan çekinmediğini, yakında tarihteki olaylar bize göstermiştir.”
Gül'den ince mesajlar
Aynı toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise “Anayasa aracılığıyla bir önceki dönemin mağdurlarını muktedir ve mağrur kılma çabası hep menfi neticeler doğurmuştur çünkü anayasalar, yalnızca bugünün güç dengelerine ve ihtiyaçlarına göre dizayn edilemez” dedi.
Anayasaların hiçbir özel fikrin, partinin, ideolojinin ve doktrinin mührünü taşımaması gerektiğine dikkat çeken Gül, sözlerine şöyle devam etti: “Yeni anayasamız, esnek ve özgürlükçü karaktere sahip olmalı, anayasa aracılığıyla milletin farklı siyasi çizgilerini zapturapt altına alma, devlet ve millet arasında bir gerginlik oluşturma zihniyetinden uzak durmalıdır. Başkalarının hak ve özgürlükleriyle farklı kimlik ve yaşam biçimlerine hoşgörü göstermeyen bir toplum düzeninde uyumdan, adaletten bahsetmek söz konusu olamaz. Fırsat eşitliğinin ve hakça bölüşümün olmadığı bir ekonomik düzende ise beşeri kalkınmadan ve sosyal adaletten bahsedilemez.” Cumhurbaşkanı Gül, anayasaların tepkisel saiklerle hazırlanmaması gerektiğini, önceki dönemin hatalarını düzeltmeye çalışan anayasaların toplumları ileriye taşıyamayacağını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Gül, yeni Anayasa sürecinin son derece zor ve zaman alacağının farkında olduğunu dile getirerek, Türkiye'nin önünde duran ve çözüm bekleyen acil hukuki meselelerin, daha fazla vakit kaybetmeden çözülmesi gerektiğini belirtti. Gül, bu meselelerin başında, sık tartışılan, adaletin tecellisini geciktiren, uzun tutukluluk sürelerinin fiili cezaya dönüşmesine yol açan adli sorun ve uygulamaların geldiğini kaydetti.