ÖYKÜ / Cazibe IRMAK
-Önder'in eğitim sorunlarının çözümünde senin hoşgörülü, sabırlı tutumunun büyük katkısı var Ebru. Kardeşini incitmeyen yaklaşımınla, onun konuşması için gösterdiğin uğraş ve çaba övgüye değer. Senin örnek abla olduğunu söyleyebilirim.
Ebru örnek abla sözünden çok memnun olmuştu. Gözleri gurur ve sevinçle ışıldarken duygularını şu sözlerle anlatıyordu:
-Dileğim, Önder'in her isteğini rahatça söyleyebilen cıvıl cıvıl neşeli bir çocuk olması. Bazı kısa sözcükleri söylemeye başladı. Örneğin su diyebiliyor. Ancak, daha önümüzde uzun bir yol var...
Çiğdem hanım ise Ebru'nun sözlerini "sabır" konusundaki düşünceleriyle tamamladı:
-Karşılaştığımız acı ya da can sıkıcı olaylar karşısında yenik düşmemeyi bilmemiz bizim olgunluğumuzu gösterir. Çözüm aramak varken öfkenin, başkaldırının yeri olmamalı insanın yaşamında bence. Gerçekte acı ve tatlı olan herşey biz insanlar için değil mi? Büyüklerimiz "Sabırın sonu selamettir" demiş. Öyleyse bizler her karşılaştığımız olumsuz durumun kurtuluşunu sabır yolunda aramalıyız. Elbette elimiz bağlı olarak durmamalıyız. Sorunun çözümüne uygun bilgi edinerek, danışarak, düşünerek ilerlemeliyiz. Güçlüğü aşıp, rahatlatan iyiliğe güzelliğe kavuşmamız ise sabrımızın ödülü olacaktır.
Bayramlar, çocukların varlığıyla birlikte dostluğun yüceliğini; sevincin en büyüğünü yaşatıyordu. Ramazan bayramının ilk günü Şener ile Murat, komşuları Samiye hanımın bayramını kutlamak için gelmişledi. Büyük bir bahçenin içindeki tek katlı evinde yalnız oturan Samiye hanım onları güleryüzle ve sevinçle karşıladı.
-Bayramınız mübarek olsun Samiye teyze.
-Sizin de bayramınız mübarek olsun çocuklar diyerek onlara ikramda bulundu.
O sırada Ebru da bayram ziyaretine geldi. Bayramlaştıktan sonra Selin'in gelip gelmeyeceğini sordu. Samiye hanımın içindeki özlem daha da pekişti o anda. Derin bir iç çekerek:
-Selin'i çok özledimbelki yaz tatilinde gelir diye cevap verdi. Ebru:
-Selin en yakın arkadaşımdı. Onu ben de çok özledim. İnşallah tatilde gelince çokça görüşürüz, dedi.
Daha sonra Murat gitmek için izin isteyince,
-Bayram ziyaretinizle beni çok sevindirdiniz. Hepiniz sağolun çocuklar. Derslerinizde de başarılar dilerim. Sizler çok okuyup ailenize iyi evlat olun. Büyüyünce vatana hayırlı işler yapın. Ben de artık buradan gitmeyi düşünüyorum, dedi Samiye hanım.
-Gitmeyin Samiye teyze, sizi çok seviyoruz, diyen Şener'e;
-Bu kocaman bahçe ve evin içinde kendimi kaybolmuş gibi hissediyorum. Dünya, insanlar, herşey değişti. Bayramlar bile tatil gününden farksız kimine göre. Ama size güveniyorum. Bu değerli geleneklerimizi sürdürüp kültürümüze sahip çıkacağınıza inanıyorum. Atalarımız bizlere pek çok hayır kurumu bırakmış. Şimdi sıra benim gibi yetişkinlerde. Çocuklar için güzel şeyler yapmamız gerek. Ancak önce huzurevine yerleşeceğim dedi.
-Sizi özleyeceğiz Samiye teyze, dedi Ebru.
-Özlemlerinizin sonunda güzel, iyi şeylere kavuşacaksınız inşallah. Nice mutlu bayramlar yaşayın, güzel günler görün çocuklar! sözleriyle uğurladı onları Samiye hanım.
Yine bir okul dönüşüydu. Bu kez Ebru'yu Çiğdem hanımla birlikte kardeşi Önder de kollarını açarak karşıladı. Kardeşine sarılan Ebru:
-Hoşgeldin abla desene. Abla sözcüğünü duymak istiyorum dilinde, derken yeni beklentilerin içindeydi. Çiğdem hanım ise, Önder'in sürekli birşeyler yapma, becerisini ortaya çıkarma, yeni şeyler öğrenme çabasında olduğunu belirttikten sonra;
-Bu yaşlarda çocuklar; kişiliğini, varlığını duyurmak için çoğu kez inatçı ve hırçın olur. Önder'i bugün uyutmam mümkün olmadı. Zıplayıp atlayarak, koşarak geçirdi günü. Bu sırada vazo da kırıldı, dedi.
-Önder'e birşey olmadığı için sevindim, dedi Ebru. Sonra koşarak gelip kendine bir kağıt veren Önder'in elindekini alarak.
-Çok güzel bir okul resmi dedi. Arkasından Önder de okul deyince Ebru sevincinden sanki havaya uçacaktı. Bunun üzerine Çiğdem hanım
-Biraz da şarkı söyleyelim, dedi.
"Mini mini bir kuş donmuştu
Pencereme konmuştu" şarkısını söylerlerken Önder uyuyuvermişti. Ebru, şarkının son bölümünü söyledikten sonra düşündü:
"Kuş canlanınca elbette uçacak. Ama benim ellerim boş kalmayacak. Kardeşimin rahat ve düzgün konuştuğunu görerek mutlu olacağım".
-Önder'in eğitim sorunlarının çözümünde senin hoşgörülü, sabırlı tutumunun büyük katkısı var Ebru. Kardeşini incitmeyen yaklaşımınla, onun konuşması için gösterdiğin uğraş ve çaba övgüye değer. Senin örnek abla olduğunu söyleyebilirim.
Ebru örnek abla sözünden çok memnun olmuştu. Gözleri gurur ve sevinçle ışıldarken duygularını şu sözlerle anlatıyordu:
-Dileğim, Önder'in her isteğini rahatça söyleyebilen cıvıl cıvıl neşeli bir çocuk olması. Bazı kısa sözcükleri söylemeye başladı. Örneğin su diyebiliyor. Ancak, daha önümüzde uzun bir yol var...
Çiğdem hanım ise Ebru'nun sözlerini "sabır" konusundaki düşünceleriyle tamamladı:
-Karşılaştığımız acı ya da can sıkıcı olaylar karşısında yenik düşmemeyi bilmemiz bizim olgunluğumuzu gösterir. Çözüm aramak varken öfkenin, başkaldırının yeri olmamalı insanın yaşamında bence. Gerçekte acı ve tatlı olan herşey biz insanlar için değil mi? Büyüklerimiz "Sabırın sonu selamettir" demiş. Öyleyse bizler her karşılaştığımız olumsuz durumun kurtuluşunu sabır yolunda aramalıyız. Elbette elimiz bağlı olarak durmamalıyız. Sorunun çözümüne uygun bilgi edinerek, danışarak, düşünerek ilerlemeliyiz. Güçlüğü aşıp, rahatlatan iyiliğe güzelliğe kavuşmamız ise sabrımızın ödülü olacaktır.
Bayramlar, çocukların varlığıyla birlikte dostluğun yüceliğini; sevincin en büyüğünü yaşatıyordu. Ramazan bayramının ilk günü Şener ile Murat, komşuları Samiye hanımın bayramını kutlamak için gelmişledi. Büyük bir bahçenin içindeki tek katlı evinde yalnız oturan Samiye hanım onları güleryüzle ve sevinçle karşıladı.
-Bayramınız mübarek olsun Samiye teyze.
-Sizin de bayramınız mübarek olsun çocuklar diyerek onlara ikramda bulundu.
O sırada Ebru da bayram ziyaretine geldi. Bayramlaştıktan sonra Selin'in gelip gelmeyeceğini sordu. Samiye hanımın içindeki özlem daha da pekişti o anda. Derin bir iç çekerek:
-Selin'i çok özledimbelki yaz tatilinde gelir diye cevap verdi. Ebru:
-Selin en yakın arkadaşımdı. Onu ben de çok özledim. İnşallah tatilde gelince çokça görüşürüz, dedi.
Daha sonra Murat gitmek için izin isteyince,
-Bayram ziyaretinizle beni çok sevindirdiniz. Hepiniz sağolun çocuklar. Derslerinizde de başarılar dilerim. Sizler çok okuyup ailenize iyi evlat olun. Büyüyünce vatana hayırlı işler yapın. Ben de artık buradan gitmeyi düşünüyorum, dedi Samiye hanım.
-Gitmeyin Samiye teyze, sizi çok seviyoruz, diyen Şener'e;
-Bu kocaman bahçe ve evin içinde kendimi kaybolmuş gibi hissediyorum. Dünya, insanlar, herşey değişti. Bayramlar bile tatil gününden farksız kimine göre. Ama size güveniyorum. Bu değerli geleneklerimizi sürdürüp kültürümüze sahip çıkacağınıza inanıyorum. Atalarımız bizlere pek çok hayır kurumu bırakmış. Şimdi sıra benim gibi yetişkinlerde. Çocuklar için güzel şeyler yapmamız gerek. Ancak önce huzurevine yerleşeceğim dedi.
-Sizi özleyeceğiz Samiye teyze, dedi Ebru.
-Özlemlerinizin sonunda güzel, iyi şeylere kavuşacaksınız inşallah. Nice mutlu bayramlar yaşayın, güzel günler görün çocuklar! sözleriyle uğurladı onları Samiye hanım.
Yine bir okul dönüşüydu. Bu kez Ebru'yu Çiğdem hanımla birlikte kardeşi Önder de kollarını açarak karşıladı. Kardeşine sarılan Ebru:
-Hoşgeldin abla desene. Abla sözcüğünü duymak istiyorum dilinde, derken yeni beklentilerin içindeydi. Çiğdem hanım ise, Önder'in sürekli birşeyler yapma, becerisini ortaya çıkarma, yeni şeyler öğrenme çabasında olduğunu belirttikten sonra;
-Bu yaşlarda çocuklar; kişiliğini, varlığını duyurmak için çoğu kez inatçı ve hırçın olur. Önder'i bugün uyutmam mümkün olmadı. Zıplayıp atlayarak, koşarak geçirdi günü. Bu sırada vazo da kırıldı, dedi.
-Önder'e birşey olmadığı için sevindim, dedi Ebru. Sonra koşarak gelip kendine bir kağıt veren Önder'in elindekini alarak.
-Çok güzel bir okul resmi dedi. Arkasından Önder de okul deyince Ebru sevincinden sanki havaya uçacaktı. Bunun üzerine Çiğdem hanım
-Biraz da şarkı söyleyelim, dedi.
"Mini mini bir kuş donmuştu
Pencereme konmuştu" şarkısını söylerlerken Önder uyuyuvermişti. Ebru, şarkının son bölümünü söyledikten sonra düşündü:
"Kuş canlanınca elbette uçacak. Ama benim ellerim boş kalmayacak. Kardeşimin rahat ve düzgün konuştuğunu görerek mutlu olacağım".
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.