Gündem terör mü gündeme terör mü?

İnternet yazlarları ile birlikte Türkiye'de binlerce gazeteci veya yorumcu var. Sosyal medyayı da bir nevi basın olarak görürsek milyonlarca yorumcu ve analistin iki gün önceki gündemi bir anda değişti. Bu kişilerin aile ve iş yaşamında etkileşimde olduğu kişilere yansıdığına göre Türkiye'nin gündeminin Sultanahmet'teki terör saldırısına kilitlendiğini söyleyebiliriz.
Saldırının arkasındaki odakların bu analiz ve yorumlara güldüğünü düşünmüşümdür hep. Çünkü çoğu usta gazeteci yanlış sularda geziniyor ve engin tecrübesine rağmen saatlerce muhtemelen boş boş konuşuyor. Olayı planlayanlar ise bu medya ordusunun içine düştüğü duruma kıs kıs gülüyorlardır.  
Gündem dışında konuşan ise sanki suç işliyormuş gibi ülkenin gündemine bak senin gündemine bak der gibi kınanır oldu.  
O yüzden dünyanın gündemine oturan Sultanahmet'teki terör olayından bir gün önceki gündemi başlıklar halinde aktarmak istiyorum. Ne konuşuyorduk bir gün önce:
* Hükümetin ve İsrail'in tam desteğini alan Barzani yönetimi bağımsızlık referandumunu açıklamış ve Irak'ın kuzeyinde hendek kazarak toprak genişletme başlamıştı. Böylelikle BOP, Büyük İsrail projesi olarak fiilen oldubittiye getiriliyordu. Tüm gözler hükümete çevrilmişti ki gündem değiştiği için şu anda kimsenin hükümetten bir tavır veya açıklama beklentisi yok.
* En yetkili ağızlardan; "İsrail dostumuz", "İsrail'e ihtiyacımız var" taraf ilanından sonra; Suudi Arabistan'ın Şii din âlimi Nemr'i idam etmesi, İran'la gerilimin tırmanması, Arap birliğinin İran'ı kınaması coğrafyamızı adım adım Sünni-Şii çatışmasına çekmektedir. Türkiye'nin gerilimi tırmandıran ABD-İsrail eksenli duruşu, kamuoyunda sorulara neden olmaktaydı.
* Asgari ücretle ilgili 1300 TL olacak açıklamasının ardından basına sızan zam haberleri; "kaz gelecek yerden tavuk esirgenmiyor" tepkisine neden olmuştu. Halk artık asgari ücret vaadinin aldatmaca olduğunu konuşur olmuştu. Sadece bu değil iç ve dış borcun geldiği seviye, işsizlik, milyonlarca banka borçlusu vergiden başka kaynağı olmayan hükümetin önündeki sorunlardı.
* Domuz gribi nedeniyle ülkede ölümler artmaya başlamıştı. Öyle ki artık hastanelerde karantina bölümleri oluşturulmaya başlanmıştı. Herkes tedirgin bir şekilde artan vakalardan endişe etmekte ve sorunun çözümünü bekliyordu.
* Ülkenin önde gelen ulusal haber kanalının sabah haberlerinde bizzat ben dinledim. Ünlü haber yorumcusu: "Ne hale geldik, Domates 8 TL olur mu? Geçen gün marketten domates aldım. Sonra fiyatına baktım 8 TL. Almıyorum arkadaş dedim ver geri boşalttım. 8 lira domatesin fiyatı olur mu? Bu nedir ya?" Tarzındaki serzenişini canlı yayında dakikalarca sürdürdü. Bir zamanların tarım ülkesinden kilosu 8 TL'lik olan domatese sürüklenişimiz belli ki haberciyi bile isyan ettirmişti.
Bunun gibi Türkiye'nin acil gündem başlıkları, biz konuşmuyoruz diye rafa kalkmış değil. Terör arkasında uluslararası çıkar odaklarının olduğu çok bilinmeyenli bir denklem. Bilinmezleri çok olduğu için adli olarak ne kadar analiz yaparsak yapalım sebep ve failleri bilmemiz zor. Ancak olaydan önceki ve sonraki gündemi analiz ederek bazı sonuçlar çıkarmamız mümkün.