Türkiye'deki ne yaptıkları bilinmeyen ama "lider" denilen kişileri merak ettim!
Tespit edebildiklerimi sizinle de paylaşacağım!
Gönlümüzden ve millet uğruna sıkıntılarımızdan başka paylaşacak dünyalığımız yok kusura bakmayın!
Ömrümüzden, ikbâlimizden, istikbâlimizden ve canımızdan koparılan canlarımızın acılarından başka paylaştığımız ve paylaşacağımız hiç olmadı!
Arama motorlarından yıllar önce sormuş ve bir liste yapmıştım, arşivimden aldım: Salih Uzun, Ali Öner, Cem Toker, Bülent Şimşek Özçelik, Mehmet Beşir Bilgiç, Levent Tüzel, Şevket Doğan Tarkan, Gencehan Tunay, Mahmut İhsan Özgen, Bilge Contepe,Ümit Şahin, Bektaş çelebi, Mustafa Özman, Erkan Baş, Bayram Bozyel, Cevdet Anaçoğlu, Filiz Koçali, Mehmet Yücel Ağargün, Necati Bektaş, Hakan Öztürk, Yusuf Erikel, Ahmet Yılmaz, Nurullah Ankut, Tekin Erenem, Kadir kartal, Zeki Kılıçarslan, Mahmut Yılbaş, Tuna Bekleviç, Şerafettin Elçi, Sezai Karakoç, Mehmet Refik Yücel,Çetin Özaçıkgöz, Yavuz Uysallı, Hamza Baş, Cenk Tozkoparan, Demir Çelik, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Mustafa Reşit Burkan, Sevim Belli, Dursun Güneş ve daha niceleri...
Bunlar, bir-kaç yıl önceki Türkiye'deki liderler!
Liste çok eksik biliyorum.
14 Eylül 2015 itibarı ile Türkiye'de faal durumda olan 100 siyasi parti var, dolayısıyla 100 lider var, bu onlardan bir kısmı...
Necmettin Erbakan, Süleyman Demirel, Alparslan Türkeş, Bülent Ecevit ise öldükleri için listeden düşenler!
Bu liste ile dikkatinizi çekmeye çalıştıktan sonra Türkiye'de iki kavramın içinin boşaltılmasına, bozulmasına itiraz edeceğim!
Birincisi; tarih yapan ama yazmayan, gittiği her toprağı canıyla kanıyla yoğurarak vatanlaştıran ve vatanlaştırdığı her yerde devlet kuran Türk Milleti'ne; halkları toplayarak milletleştiren, başlıya baş eğdiren, dizliye diz çöktüren baskın erk Türk Milleti'ne, en milliyetçi ağızların bile Türk Halkı demesine, itirazım var. Bu konuda itiraz eden olursa sohbet etmeyi çok isterim.
İkincisi; her parti kurana veya her parti genel başkanına lider denilmesine itirazım var.
Sadece sözlüğe bakarak bu anlam verilebilir ama yaşayan ve kendi içinde canlı olan dilde, her kavram sadece sözlük anlamıyla kalmaz.
Tarihte iz bırakanlardan hareketle hatırladığımızda görüyoruz ki;
Lider, Düşünen ve düşündüklerini uygulayandır.
Lider, arkasından gelenleri asla merak etmeden, tespit ettiği hedefine yürüyendir.
Lider, kendisini ve ikbâlini düşünmeğe zaman ayırmayandır.
Lider, hiç tanımadığı taraftarı tarafından bile hayatı çalınandır.
Lider, on dört yıl cezaevinde kendisini öpmeyi, gıdığını koklamayı hayal ederek yatan taraftarını bağrına basarken insanca gözyaşı dökendir.
Lider olunmaz. Taraftarlarınca seçilen kimse lider olmaz!
Lider doğulur veya lideri şartlar çıkarır.
Ya da şartları ve mes'eleleri milli menfaatlere te'vîl edebilenlere lider denir.
Gelene yenge, gidene sağdıçlık edenlerden, lider olmaz!
Meclis'te AB ve ABD'nin dikte ettirdiklerini yasalaştıranlardan, bu gayr-ı milli dikteleri yasalaştıranlara itiraz edemeyenlerden lider olmaz!
Daha önce düşünmüş ve düşündüklerini uygulama safhasına koymuş Liderin mîrası üzerine oturup, üzerine oturduğu fikri mirası reddedenlerden, "farklılıkların farkında olarak" millet bütünlüğünü, 36 parçaya ayırmak isteyen bölücülere 'Çiçek bahçesi'yle destek verenden lider olmaz!
Basılı tek risalesi olmayan, danışmanlarının yazıp verdiklerini okuyan, okumayı da beceremeyen taşıma akıl ve fikirlilerden lider olmaz!
Bunlardan olsa olsa, başarılı veya başarısız genel başkan olur.
Dört sene öncesine kadar ciddi manada korkum ve endişelerim vardı. Türk Milliyetçiliği, milliyetçilikten geçinenler sayesinde siyâseten sahipsizliğe terk edilip; "Her türlü milliyetçilik ayaklarımızın altındadır." denilerek ayaklar altına atılınca endişelenmiştim!
Her türlü bölücü ırkçı-şövenizmin, halkçılık ve farklılıkların farkındalık olarak tarif edildiği Türk Vatanında Türk Milliyetçiliği yasaklanan, korkulan tek düşünce ilan edilince ürkmüştüm!
Buna göz yuman, sessiz kalan ve hâlâ milliyetçilikten geçinmeye çalışan, başarısız birine de inadına lider denilmesini aklım almıyor, Müslüman Türk vicdanım kabul etmiyor!
Şükürler olsun ki; basılı 50 den fazla, basılmaya hazır onlarca ciltlik eserleri olan bir Türk Münevver var.
Şükürler olsun ki, dünyanın en tescilli Türk düşmanı Slav şövenisti Jirinovsky'e hem de Rusya'da DUMA'da kendi makamında, ekranlar önünde; "Ne mutlu Türk'üm diyene" dedirttirebilecek irâdede bir Türk oğlu Türk var.
Şükürler olsun ki, 150 Müslüman Türk'e DUMA koridorlarında seccade açtırarak namaz kıldırabilecek samimiyet ve cesarette bir İmam var!
Şükürler olsun ki; Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet Projeleri'yle başta Rusya ve BRICS Ülkeleri olmak kaydıyla yüzden fazla ülkede, dünya insanlığına rehberlik eden bir Türk oğlu Türk Bilim Adamı var..
Ve şükürler olsun ki; "Akıl kullanılacak bir araçtır. İnsan gönüldür, Gönül" diyen 21.yy. Hünkâr Hacı Bektaş'ı Gönül Adam Prof. Dr. Haydar BAŞ Hoca var...
Güneş perdelemelerle ne kadar saklanılabilirse Haydar Hoca'yı saklamak ta ancak o kadar mümkündür.
Şükürler olsun ki, Tevhidin Merkezine Ehl-i Beyt 'i koyarak Müslüman Türk Milletini, Hz. Peygamber (s.a.a.)'in; "Nuh'un Gemisi gibidir. Binen kurtulur" diye tarif ettikleri Ehl-i Beyt Gemisi'ne çağıran bir Kurtuluş önderi-Lideri var ve biz de Bu Güzel Kaptan'ın yönetimindeki gemideyiz şükrolsun..
Çok söyledim, çok da söyleyeceğim; bu gemide gelen herkese yer var!
Geç kalan -Vallahi- sadece geç kalmış olur.
Kaptan iş başındadır, gemi doğru rotadadır ve yolcularıyla birlikte "Kâinat Türk Devleti Seferi" başlamıştır.
Bütün Türkler bir ordu, katılmayan -Vallahi- kaçaktır.
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ TÜRK'ÜM DEMEYEN." Vesselâm...Selâm, sevgi, dua...
Tespit edebildiklerimi sizinle de paylaşacağım!
Gönlümüzden ve millet uğruna sıkıntılarımızdan başka paylaşacak dünyalığımız yok kusura bakmayın!
Ömrümüzden, ikbâlimizden, istikbâlimizden ve canımızdan koparılan canlarımızın acılarından başka paylaştığımız ve paylaşacağımız hiç olmadı!
Arama motorlarından yıllar önce sormuş ve bir liste yapmıştım, arşivimden aldım: Salih Uzun, Ali Öner, Cem Toker, Bülent Şimşek Özçelik, Mehmet Beşir Bilgiç, Levent Tüzel, Şevket Doğan Tarkan, Gencehan Tunay, Mahmut İhsan Özgen, Bilge Contepe,Ümit Şahin, Bektaş çelebi, Mustafa Özman, Erkan Baş, Bayram Bozyel, Cevdet Anaçoğlu, Filiz Koçali, Mehmet Yücel Ağargün, Necati Bektaş, Hakan Öztürk, Yusuf Erikel, Ahmet Yılmaz, Nurullah Ankut, Tekin Erenem, Kadir kartal, Zeki Kılıçarslan, Mahmut Yılbaş, Tuna Bekleviç, Şerafettin Elçi, Sezai Karakoç, Mehmet Refik Yücel,Çetin Özaçıkgöz, Yavuz Uysallı, Hamza Baş, Cenk Tozkoparan, Demir Çelik, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Mustafa Reşit Burkan, Sevim Belli, Dursun Güneş ve daha niceleri...
Bunlar, bir-kaç yıl önceki Türkiye'deki liderler!
Liste çok eksik biliyorum.
14 Eylül 2015 itibarı ile Türkiye'de faal durumda olan 100 siyasi parti var, dolayısıyla 100 lider var, bu onlardan bir kısmı...
Necmettin Erbakan, Süleyman Demirel, Alparslan Türkeş, Bülent Ecevit ise öldükleri için listeden düşenler!
Bu liste ile dikkatinizi çekmeye çalıştıktan sonra Türkiye'de iki kavramın içinin boşaltılmasına, bozulmasına itiraz edeceğim!
Birincisi; tarih yapan ama yazmayan, gittiği her toprağı canıyla kanıyla yoğurarak vatanlaştıran ve vatanlaştırdığı her yerde devlet kuran Türk Milleti'ne; halkları toplayarak milletleştiren, başlıya baş eğdiren, dizliye diz çöktüren baskın erk Türk Milleti'ne, en milliyetçi ağızların bile Türk Halkı demesine, itirazım var. Bu konuda itiraz eden olursa sohbet etmeyi çok isterim.
İkincisi; her parti kurana veya her parti genel başkanına lider denilmesine itirazım var.
Sadece sözlüğe bakarak bu anlam verilebilir ama yaşayan ve kendi içinde canlı olan dilde, her kavram sadece sözlük anlamıyla kalmaz.
Tarihte iz bırakanlardan hareketle hatırladığımızda görüyoruz ki;
Lider, Düşünen ve düşündüklerini uygulayandır.
Lider, arkasından gelenleri asla merak etmeden, tespit ettiği hedefine yürüyendir.
Lider, kendisini ve ikbâlini düşünmeğe zaman ayırmayandır.
Lider, hiç tanımadığı taraftarı tarafından bile hayatı çalınandır.
Lider, on dört yıl cezaevinde kendisini öpmeyi, gıdığını koklamayı hayal ederek yatan taraftarını bağrına basarken insanca gözyaşı dökendir.
Lider olunmaz. Taraftarlarınca seçilen kimse lider olmaz!
Lider doğulur veya lideri şartlar çıkarır.
Ya da şartları ve mes'eleleri milli menfaatlere te'vîl edebilenlere lider denir.
Gelene yenge, gidene sağdıçlık edenlerden, lider olmaz!
Meclis'te AB ve ABD'nin dikte ettirdiklerini yasalaştıranlardan, bu gayr-ı milli dikteleri yasalaştıranlara itiraz edemeyenlerden lider olmaz!
Daha önce düşünmüş ve düşündüklerini uygulama safhasına koymuş Liderin mîrası üzerine oturup, üzerine oturduğu fikri mirası reddedenlerden, "farklılıkların farkında olarak" millet bütünlüğünü, 36 parçaya ayırmak isteyen bölücülere 'Çiçek bahçesi'yle destek verenden lider olmaz!
Basılı tek risalesi olmayan, danışmanlarının yazıp verdiklerini okuyan, okumayı da beceremeyen taşıma akıl ve fikirlilerden lider olmaz!
Bunlardan olsa olsa, başarılı veya başarısız genel başkan olur.
Dört sene öncesine kadar ciddi manada korkum ve endişelerim vardı. Türk Milliyetçiliği, milliyetçilikten geçinenler sayesinde siyâseten sahipsizliğe terk edilip; "Her türlü milliyetçilik ayaklarımızın altındadır." denilerek ayaklar altına atılınca endişelenmiştim!
Her türlü bölücü ırkçı-şövenizmin, halkçılık ve farklılıkların farkındalık olarak tarif edildiği Türk Vatanında Türk Milliyetçiliği yasaklanan, korkulan tek düşünce ilan edilince ürkmüştüm!
Buna göz yuman, sessiz kalan ve hâlâ milliyetçilikten geçinmeye çalışan, başarısız birine de inadına lider denilmesini aklım almıyor, Müslüman Türk vicdanım kabul etmiyor!
Şükürler olsun ki; basılı 50 den fazla, basılmaya hazır onlarca ciltlik eserleri olan bir Türk Münevver var.
Şükürler olsun ki, dünyanın en tescilli Türk düşmanı Slav şövenisti Jirinovsky'e hem de Rusya'da DUMA'da kendi makamında, ekranlar önünde; "Ne mutlu Türk'üm diyene" dedirttirebilecek irâdede bir Türk oğlu Türk var.
Şükürler olsun ki, 150 Müslüman Türk'e DUMA koridorlarında seccade açtırarak namaz kıldırabilecek samimiyet ve cesarette bir İmam var!
Şükürler olsun ki; Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet Projeleri'yle başta Rusya ve BRICS Ülkeleri olmak kaydıyla yüzden fazla ülkede, dünya insanlığına rehberlik eden bir Türk oğlu Türk Bilim Adamı var..
Ve şükürler olsun ki; "Akıl kullanılacak bir araçtır. İnsan gönüldür, Gönül" diyen 21.yy. Hünkâr Hacı Bektaş'ı Gönül Adam Prof. Dr. Haydar BAŞ Hoca var...
Güneş perdelemelerle ne kadar saklanılabilirse Haydar Hoca'yı saklamak ta ancak o kadar mümkündür.
Şükürler olsun ki, Tevhidin Merkezine Ehl-i Beyt 'i koyarak Müslüman Türk Milletini, Hz. Peygamber (s.a.a.)'in; "Nuh'un Gemisi gibidir. Binen kurtulur" diye tarif ettikleri Ehl-i Beyt Gemisi'ne çağıran bir Kurtuluş önderi-Lideri var ve biz de Bu Güzel Kaptan'ın yönetimindeki gemideyiz şükrolsun..
Çok söyledim, çok da söyleyeceğim; bu gemide gelen herkese yer var!
Geç kalan -Vallahi- sadece geç kalmış olur.
Kaptan iş başındadır, gemi doğru rotadadır ve yolcularıyla birlikte "Kâinat Türk Devleti Seferi" başlamıştır.
Bütün Türkler bir ordu, katılmayan -Vallahi- kaçaktır.
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ TÜRK'ÜM DEMEYEN." Vesselâm...Selâm, sevgi, dua...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017