Güvenli bölge için 3'lü uzlaşma şart!
ABD'de düzenlenen bir panelde konuşan Bahçeşehir Üniversitesi Amerika Etütleri Merkezi Başkanı Burak Küntay, "Türkiye, Rusya ve ABD'den biri olmazsa güvenli bölge olmaz. Bu üç ülkenin ittifak halinde olduğu bir güvenli bölge ise korunur" dedi.
03.03.2017 00:00:00
Bahçeşehir Üniversitesi Washington'a (BAU International) bağlı Küresel Politika Enstitüsü (GPI) tarafından düzenlenen panelde konuşan Bahçeşehir Üniversitesi Amerika Etütleri Merkezi Başkanı Burak Küntay, Suriye'de güvenli bölge oluşturulması tartışmalarına ilişkin, "Türkiye, Rusya ve ABD'den biri olmazsa güvenli bölge olmaz. Bu üç ülkenin ittifak halinde olduğu bir güvenli bölge ise korunur" dedi.
"Suriye'de İnsani Güvenli Bölgeler Oluşturmak: Nasıl ve Nereden Başlamalı?" başlıklı panele, Küntay'ın yanı sıra ABD Hava Kuvvetlerinden emekli General Thomas McInerney, Amerikan Dış Politika Konseyi Başkan Yardımcısı Ilan Berman ve ABD Başkanı Donald Trump'ın seçim kampanyası döneminde ulusal güvenlik danışmanlığı yapan Joseph Schmitz konuşmacı olarak katıldı.
Panelin moderatörlüğünü ise kampanya döneminde ABD Başkanı Donald Trump'ın dış politika danışmanlığını da yürüten ve şu anda BAU International'ın Başkan Yardımcısı olan Walid Phares yaptı.
'Münbiç güvenli bölgede olmalı'
Paneldeki konuşmasında, Suriye'deki insani dram ve devam eden şiddetin son bulması için uluslararası kamuoyunun bir an önce somut adımlar atması gerektiğini vurgulayan Küntay, ülkenin kuzeyinde oluşturulacak güvenli bölgenin bu noktada çok önemli olduğunu belirtti.
Güvenli bölgenin 400-500 bin kilometrekare olabileceğini kaydeden Küntay, "Münbiç, mutlaka bu güvenli bölgenin içinde yer almalı." dedi.
Söz konusu güvenli bölgenin mutlaka havadan korunması gerektiğini anlatan Küntay, bölgede yaşayan tüm unsurların bu bölge içinde misafir edilmesinin önemini dile getirdi.
Başta ABD, Türkiye ve Rusya'nın güvenli bölge konusunda istekli olması gerektiğine işaret eden Küntay, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) alacağı bir kararın çatısı altında bu üç aktörün Suriye'de güvenli bölge için gerekli adımları rahatlıkla atabileceğini bildirdi.
'Üç ülkeden biri olmazsa güvenli bölge olmaz'
Programın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Küntay, ABD'nin güvenli bölge konusundaki pozisyonunu netleştirmesinin en önemli anahtar olacağını ifade etti.
Küntay, şunları söyledi: "Suriye'de güvenli bölge, aslında oradaki herkesi bir müddet rahatlatacaktır. Türkiye, Rusya ve ABD'den biri olmazsa güvenli bölge olmaz. Bu üç ülkenin ittifak halinde olduğu bir güvenli bölge ise korunur. ABD'nin bu konuda daha aktif olması lazım. Buradaki en önemli kilit ülke ABD'dir; zira güvenli bölge konusunda Türkiye'nin tavrı net. Rusya'nın pozisyonu da kabaca belli. ABD'nin alacağı inisiyatif belirleyici olabilir."
ABD kendi felsefesine ters düşüyor
ABD'nin, terör örgütü DEAŞ'ı yenmek için bir başka terör örgütü olan PYD'yi desteklemesinin kabul edilebilir olmadığına dikkati çeken Küntay, ABD'nin "teröristlerle asla pazarlık yapmamak" felsefesine sahip çıkması gerektiğini belirtti.
Suriye'nin kuzeyinde sadece PYD tarafından temsil edilen Kürtlerin değil, PYD'nin temsil etmediği başka birçok Kürt grubun da olduğunu hatırlatan Küntay, ABD'nin bugüne kadar silah yardımlarını PYD'nin askeri kanadı YPG'ye yapmasının ayrıca sorgulanması gerektiğine değindi.
'Hava desteği şart'
Oluşturulacak bir güvenli bölge için mutlaka uluslararası koalisyon unsurlarının şemsiyesi altında hava desteğinin olması gerektiğini kaydeden ABD Hava Kuvvetlerinden emekli General McInerney ise güvenli bölge üzerinde 7/24 insansız hava araçlarının gözetleme yapmasının önemini vurgulayarak "Rusya'nın bu plana katılımı ve desteği çok önemli" ifadesini kullandı.
BAU International'ın Başkan Yardımcısı Phares de Suriye'de savaşı bitirmenin ve mülteci krizine son vermenin en önemli öncelik olduğunu anlattı. Bunun için güvenli bölge inşasının hayati olduğunu kaydeden Phares, "Bu güvenli bölge nerede olacak? Kim finanse edecek? Kim orada görev yapacak? Tüm bu sorular belirleyici sorular" açıklamasını yaptı.
İlgili paydaşların bir araya geldiği noktada güvenli bölgenin pekala mümkün olacağını anlatan Schmitz de bu konuda finansman sorununun birincil olmadığını belirtti. Berman ise konunun Rusya boyutuna dikkati çektiği konuşmasında, güvenli bölgeyle ilgili şu anda Moskova yönetiminin bekle-gör politikası güttüğünü öne sürdü.
Berman, "Moskova, Suriye ve Ortadoğu'daki çıkarlarına engel teşkil etmeyecek bir güvenli bölge planına destek verebilir" diye konuştu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.