Haçlı Siyonist Batı emperyalizmi, İslam dünyasına özellikle de Türklere karşı geleneksel savaş yöntemleriyle istedikleri sonucu alamayınca modern hatta postmodern nitelikte, yeni, kalleşçe saldırılara başladılar. Chemtrails ve Jeo mühendislik çerçevesinde geliştirdikleri saldırı planlarını sinsi sinsi çoktan başlattılar. Bu saldırının 3 temel unsuru vardır: 1. İnsanların beyin, ruh ve bedenlerini kontrol etmek. Yüzlerce televizyon, gazete, dergi gibi basın yayın organlarıyla kültür emperyalizmi kapsamında beyinler yıkanır, insanların düşünme şekli yönlendirilir, aldatılır, kandırılır, embesilleştirilir, aptallaştırılır ve sürüye dönüştürülür. Ayrıca genetik etkileyicilerle nüfusu azaltmaya çalışırlar.2. İnsanları kıtlık ve açlığa mahkum etmek. Gıda terörü uygulayarak, ilaçlarla toprağın yapısını değiştirerek, iklimi bozarak, gıdaların doğal halini, genetiğini değiştirerek ve başka yöntemlerle hem insanların yeterli beslenmesini önlemeye hem de besin kaynaklarını bozup ölümcül hastalıklara mahkum ederek nüfusu azaltmaya ve yok etmeye çalışırlar, zaten de çalışıyorlar. 3. İnsanları yavaş yavaş zehirleyerek öldürmek. Şehirlerin üstüne ağır metal ve radyoaktif maddeler salarak, zehirli spreyleri piyasada yaygınlaştırarak insanları hasta etmeye ve ölüme terk ederler. Bu bağlamda hava durumunu istedikleri gibi kontrol etmeye, değiştirmeye, uyuşturucuya yaygınlaştırmaya çalışırlar. İlaç sektörü üzerinden hem sömürmeye hem ruh ve beden sağlığını bozmaya çalışıyorlar. Spreyleme yöntemi tehlikeli bir saldırı yöntemidir. Bu da değişik şekillerde uygulanıyor. Türkiye'deki NATO üslerinden kalkan uçaklar ilaçlama ya da daha insani bir gerekçe altında kimyasal zehirleme yapabilirler. Ayrıca çöl fırtınası var ve bu ülkemize geldi deyip çöl tozu adı altında zehir yayabilirler. Bütün bunlar gâvurun planları arasında düşünülmelidir.Her 3 tür saldırının amacı, Müslümanları ve tabii Türkleri etkisizleştirmek, nüfuz ve nüfuslarını yok etmek, kendileri için tehlike olmaktan çıkarmaktır.Bunu başarabilmeleri için uluslararası Haçlı Siyonist şirketlerin, dünya su, gıda ve enerji, ilaç kaynaklarını kendi tekelleri altında tutmaları gerekiyor. Bununla hem yüksek kâr elde edip sömürüyorlar hem de bu kaynaklar üzerinde istedikleri gibi değişiklik ve dönüşüm gerçekleştirerek kitlesel katliam yapabilme imkânına sahip oluyorlar. Bütün bunlara karşı Türk devleti, önce tam bağımsız ve millî bir Türk devleti olarak tepeden tırnağa yeniden düzenlenmeli, kuruluşundaki fabrika ayarlarına dönmeli ve gerekli tedbirleri almalıdır. Devlet demek, bir yönüyle vatandaşının ruh, beyin, beden güvenliğini sağlayan kurum demektir. Haçlı Siyonist odaklar, insanlık dışı kimyasal, modern ve postmodern her türlü saldırıyı planlama ve uygulama konusunda insaf ve vicdan sahibi değillerdir, güvenilmez.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015