logo
19 NİSAN 2024

Haftanın Sohbeti, Prof Dr. Haydar Baş: "Kıbrıs'tan vazgeçilmez"

07.01.2003 00:00:00
editor: okan egesel

Kıbrıs Türkiye'nin vazgeçilmezlerindendir. Yunanistan için, oradaki Rumlar için ne kadar ehemmiyeti varsa en az o kadar da senin için ehemmiyeti vardır. Kıbrıs, Akdeniz'in tamamına bakan bir seyyar gemi rolünü oynuyor. Orada olan bir irade, aklı varsa Akdeniz'in tamamına hakim olur. Afrika'ya hakim olur. Asya'ya da komşu böyle bir üssü bırakmak mümkün değildir.Karpaz burnunu, Güzelyurt, Maraş, Rum kesimine bırakılıyor. Böylece bütün su kaynakları Rumlara teslim ediliyor. Rumlara bırakılan topraklar Türk kesiminin içine sarkıyor. Şu anda 40 bin civarında orada silahlı kuvvetimiz var. Bunu 9999'a indiriyorlar. Bu planın neresinden bakarsanız bakın stratejik olarak Türklerin lehine değildir. Usul olarak da değil, asıl olarak da değildir. Tamamen Türklerin aleyhinedir.Avrupalı çalışacak, milli gelirin 9 bin dolar olacak. Sana para verecek de "bunu gel ye" diyecek; bunu akıl kabul edebilir mi? Hiç mümkün değildir. Biz, kimliğimize sahip çıkmamız lazım. Kendimizden kaçmayalım. Bilakis kendimizle barışalım. O kimliği ayakta tutalım. Çok uzun zamandan beri bu kimliği çok örseledik, çok yorduk, çok gururunu incittik. Yazıktır. Onu tutalım. Onu layık olduğu yere çıkartalım.

p Hocam, biz geçmişte bir Sevr olayı yaşadık. Sevr'in içine ülkemizin bir çok yeri giriyor. Şimdi önümüzde bir de Kıbrıs meselesi var. Bu Kıbrıs meselesi ile birlikte bize Sevr'e ait bir şeyler mi hatırlatmaya çalışıyorlar?

Prof. Dr. Haydar Baş- Burada doğruyu görüp öyle konuşmak istiyorsak şunu çok iyi bilmemiz lazımdır: Batının Türkiye'ye bakışı nedir? Avrupa bize nasıl bakıyor? Bizim bu kadar saygı duyduğumuz, emsalsiz dediğimiz bu dünya bize, binde bir değer veriyor mu? Bunu bir görmekte fayda var. Biz, geçmişte, miting meydanlarında bunları hatırlatmıştık. "Önce Kıbrıs, sonra Güneydoğu, daha sonra Ege, İstanbul, Pontus, büyük Ermenistan hayalleri; bütün bunlar önümüze gelecek" dedik. Bunlar Batının emelleridir. Bunlar, AB'nin Parlamento kararlarıdır. Müsaadenizle bir kaç tanesini okuyayım:

Avrupa bize, Kıbrıs'a

nasıl bakıyor?

"Avrupa Parlamentosu, Türk Hükümetine ve TBMM'ne, özellikle modern Türkiye devletinin kurulması öncesinde Ermeni azınlığın maruz kaldığı soykırımı kamuoyu önünde kabul etmesi ve Türk toplumunun önemli bir parçasını oluşturan Ermeni azınlığa taze bir destek vermesi çağrısında bulunur." Yani, AB Parlamentosu, 15 Kasım 2000 tarihinde, "siz bunlara soykırım yaptınız, bunları katlettiniz. TBMM bunu kabul etsin" diyor.

"Avrupa Parlamentosu, Türk Hükümetinden özellikle işgalci askeri güçlerin geri çekilmesi ve Kıbrıs sorununa adil ve uyulabilir bir çözüm çağrısında bulunur." Yani bizim oradaki askerimizi işgalci bir güç olarak niteleyen AP, askerimizi oradan çekmemizi istiyor. ( 19 Eylül 1996).

Bir de azınlık mevzuu var. Lozan'daki tarife göre azınlık, müslim, gayrimüslime göre belirlenmiştir. AB, "Bugün ben bu tarifi kabul etmiyorum" diyor. Etnik ayırıma göre kabul ediyor. Yani Lazı, Kürdü, Boşnağı vs. azınlık kabul ediyor. Kısaca adamlar, "Bizim azınlık tarifimize göre sizin bölünmeniz, parçalanmanız lazım" diyor. Sözün tamını aptala söylerler. Bize tamın tamını söylediler. Adamlar hiç bir şey gizlemiyorlar. Yalan konuştukları yok. Bizi aldatmıyorlar.

Yine, "Avrupa Parlamentosu, Ege'deki Kardak Adası ile ilgili olarak Türkiye'nin provokatif askeri operasyonlarından kaygı duymaktadır. Kardak Adası 1923 Lozan, 1932 İtalya Türkiye arasındaki protokol ve 1947 Paris Anlaşmasına göre 12 Ada gurubuna dahildir. Haritalarda Yunan toprağı olarak gösterilmektedir" ( 15 Şubat 1996) diyor.

Ondan sonra da "Fener Rum Patrikhanesindeki Patriğe ekümenik sıfatı vererek bir site devleti hakkı tanıyacaksınız" diyor. Bu insanların dediği budur. Biz o zaman dedik ki; AB, bütün bunları gündem edecek ve önümüze koyacak, siz isteseniz de bunu yapacak, istemeseniz de yapacak. Şimdi yapıyor mu, yapmıyor mu? Yapıyor. Hemen gündeme getirdiler. O zaman hatayı biz, kendi nefsimizde arayalım. Var olma, varlığımızı ortaya koyma, aidiyetimizi kabul etme noktasında millet olduğumuzun şuuruna, bilincine varalım, ona göre yapılması gerekenleri yapalım.

Annan planı tamamen Türklerin aleyhinedir

p Kıbrıs'ta bir Annan planından bahsediliyor. AB'nin bu Annan planı üzerinden bir hesabı olduğu görülüyor. Annan planı ile Kıbrıs'ta Türkiye'ye dayatılan nedir? Kıbrıs elden gidiyor mu?

Prof. Dr. Haydar Baş- Karpaz burnu, Türkiye'ye yakın bir burundur. Orasını Rumlara bırakıyorlar. Güzelyurt, Maraş, Rum kesimine bırakılıyor. Böylece bütün su kaynakları Rumlara teslim ediliyor. Rumlara bırakılan topraklar Türk kesiminin içine sarkıyor. Bu, aynı zamanda oradaki Türklerin savunmasını güçleştiriyor. Şu anda 40 bin civarında orada silahlı kuvvetimiz var. Bunu 9999'a indiriyorlar. Kısaca bu planın neresinden bakarsanız bakın stratejik olarak Türklerin lehine kesinlikle değildir. Usul olarak da değil, asıl olarak da değildir. Tamamen Türklerin aleyhinedir. 1974'lü yılları biz çok iyi biliyoruz. Gece giderken sinek avlar gibi Türkleri avlıyorlardı. Evlerini basıyorlardı. Banyolarda boğuyorlardı. Şimdi bunlar unutuldu. Adam şimdi kalkıyor, "Ben hürriyet istiyorum. Denktaş buna mani oluyor" diye birkaç tane provokatif adam tutmuşlar, onları konuşturuyorlar. Yalan. Onların anaları, babaları orada neler çekmiş. Annan planı hayata geçtikten sonra bunlar tekrar hortlamayacak mı? O zaman yeniden bir Kıbrıs çıkartması mı gerekiyor? Dolayısıyla bu planın Türkler için zerre kadar hayrı yoktur. Ama bu plan üzerinde konuşulmaz mı, tartışılmaz mı; bu ayrı konudur. Eğer oradaki Türklerin lehine bir mantık, bir mantalite çıkartabilirseniz, buyurun, hodri meydan, yapın. Ama onda muvaffak olabileceğimizi zannetmiyorum.

Kıbrıs Türkiye için vazgeçilmezdir

p Bir de AB, sorunlu bir ada olan Kıbrıs adasını istiyor. Hatta Türkiye'yi karşısına alarak bunu yapmaya çalışıyor. Fakat biz, neredeyse, "Kıbrıs, Türkiye açısından ehemmiyetini kaybetti" anlayışındayız. Kıbrıs'ın Türkiye için ne ehemmiyeti var?

Prof. Dr. Haydar Baş- Dikkat ederseniz Yunanistan için, oradaki Rumlar için ne kadar ehemmiyeti varsa bir o kadar da senin için ehemmiyeti vardır. Olaya niye böyle bakmıyoruz. Yani Yunanistan için ehemmiyeti var, oradaki Rumlar için değeri var, senin için yok; bu kadar mantıksız iş mi olur? Bir defa Kıbrıs, Akdeniz'in tamamına bakan bir seyyar gemi rolünü oynuyor. Ama bu sabit. Öyle bir gemi ki böyle bir donanmayı sen nerede bulacaksın? Orada olan bir irade Akdeniz'in tamamına aklı varsa hakim olur. Afrika'ya hakim olur. Asya'ya komşu. Böyle bir üssü sen bırakacaksın, ondan sonra ne yapacaksın? Bir zamanlar Ruslar, 1974'te, "Size 50 bin asker verelim. Rumlara, Yunanlılara karşı koyun" dediler. Türkler de, "50 bin asker vereceksin de ondan sonra sizi oradan kaç askerle çıkartacağız" dediler.

Biz şunu çok iyi bilelim. Biz, millet kimliğimiz unuttuk. Yeniden millet kimliğimize kavuşma seferberliği başlatmamız lazım. Aksi takdirde Allah belamızı veriyor, farkında olmuyoruz. Seni yok etmeye çalışan adamların karşısında bir bilek bir yürek olmak gerekirken sen kalkıyorsun benimle uğraşıyorsun, ben seninle uğraşıyorum. Bu, aynı zamanda hem bir seviyesizlik, hem bir ahlaksızlıktır. Niye bir ve beraber olup da şu vatana göz diken insanların karşısında durmak istemiyoruz?

Denktaş Kıbrıs'ın tapusudur

p Kıbrıs'ta çözümsüzlüğün adresi olarak Denktaş gösterilmeye çalışılıyor. Denktaş'ın bugüne kadar sergilediği duruşu Türkiye'nin izlediği strateji dışında değerlendirmek mümkün müdür? Bazıları da gelinen bu noktada Denktaş artık şapkasını alıp düşünmesi lazım diyor. Siz ne diyorsunuz?

Prof. Dr. Haydar Baş- Denktaş oranın tabiri caizse tapusudur. Denktaş'a çeşitli provokatörler oyun oynamaktadır. Hiç kimse bu oyuna gelmesin. Zaman ona sahip çıkma zamanıdır.

Avrupa bizi istemiyor

p Hocam, Türkiye'nin AB üyeliği bir türlü gerçekleşmiyor. Kopenhag Kriterleri gereği birçok kanunlar çıkarttık. Ama bırakın üyeliği müzakere tarihi bile alamadık. Niçin bu tarih verilmiyor?

Prof. Dr. Haydar Baş- Dilerseniz bu soruya da Avrupa Parlamentosunda söz sahibi insanların ağzından cevap verelim. Bu insanlar yalan konuşmuyorlar. Biz, kendimize ediyoruz. 1999 yılında, AB Dışilişkiler Komitesi Başkanı olan Paul Spencer, "Türklere ileride bir gün AB'nin parçası olacakları yolunda 30 yıldır söz vererek hiç dürüst bir davranışta bulunmadığımızı düşünüyorum. Türkiye'ye gerçek niyetimizi anlatmamız çok daha dürüst bir davranış olurdu" diyor. Yani, "Türkleri biz almayacağız" demek istiyor. Almanya'nın eski başbakanlarından Schmidt ve Kohl, Fransa eski Cumhurbaşkanı Jiscard D'estaing, AB'nin bir Hıristiyan birliği olduğunu ifade ediyor. "Burası bir Hıristiyan birliğidir. Türklerin burada işi yoktur" diyor.

Biz defalarca şunu söyledik ve dedik ki; biz Avrupa'ya karşı değiliz, Avrupa bize karşıdır. Onlar diyor ki; "Türklerin medeniyet farkı var, kültür farkı var, din farkı var, örf-adet-gelenek farkı var. Bu insanlar bizimle asırlar boyu çatıştı. Biz bu insanlarla beraber olamayız." İşte burada saydığımız insanların da anlatmaya çalıştığı ve şu ana kadar alınan kararların da ortaya koyduğu tavır, bu, bizim ifade etmeye çalıştığımız tavırdır. Biz, onun için, "Bizi almazlar" diyoruz. Bizim onlarla beraber olmaktan bir endişemiz yok. Niye yok? Çünkü biz güçlüyüz. Maneviyat olarak da güçlüyüz, kültür olarak da güçlüyüz, akide olarak da güçlüyüz. Ama o seni kabul etmez.

Mesela işçi olarak bizim ağabeylerimiz, arkadaşlarımız Almanya'ya gittiler. Kültür seviyeleri üstün olmamalarına rağmen, birçoğu belki de ilkokul diplomasını alel usul almalarına rağmen, 20'lik çiviyi kapının arkasına vurup ceketini oraya asan insan, Mercedes fabrikasında, Ford fabrikasında vs çalıştılar, orada buluş sahibi oldular. Kabiliyetli bir milletiz. Özü sağlam bir milletiz. Adam baktı ki o seviyede gelen insan şimdi burada patron oldu. Bugünkü seviyedekini ben buraya alırsam anam,dinim ağlar, diyor. Adamlar bir hesap içerisinde ve bizi almazlar. İşini özü budur. Bunda ümitvar olmamız kendimizi kandırmamızdır.

Sonra, Avrupalı çalışacak, milli gelirin 9 bin dolar olacak. Sana para verecek de "bunu gel ye" diyecek; bunu akıl kabul edebilir mi? Hiç mümkün değildir. Tekrar ediyorum. Biz, kimliğimize sahip çıkmamız lazım. Kendimizden kaçmayalım. Bilakis kendimizle barışalım. O kimliği ayakta tutalım. Çok uzun zamandan beri bu kimliği çok örseledik, çok yorduk, çok gururunu incittik. Yazıktır. Onu tutalım. O, buna layık değildir, bizim yaptıklarımıza layık değildir. Ayıptır. İnsan olana gülerler. Onu layık olduğu yere çıkartalım.

Birlik ve beraberlik ihtiyacı

p Seçimde iktidara gelseydiniz Türkiye bu badireden nasıl kurtulurdu? Neler yapardınız?

Prof. Dr. Haydar Baş- Getirirsiniz iktidara nasıl kurtulacağını gösteririm. Ben bu işi yaparım. Bunu yapacak irade bizde var, inanç, azim, gayret, bilgi, şuur, benlik, kimlik var. Hepsi bizde var. Zaten şu anlattıklarımızı düşünürseniz, ekonomik olarak ne yapılacak izah ettik. İç ve dış siyaset olarak ne yapılacak, izah ettik. Tekrar ediyorum, bu memleketin önce birliğe beraberliğe, devlet millet kaynaşmasına, sivil asker dostluğuna ihtiyacı vardır. O zaman bize çok yüklendiler. "Bunları şunlar kurdurdu, bunlar kurdurdu" dediler. Benim arkamda öyle güçler var ki bizi haber yapan televizyonlar kapandı; onu bile açtıramadılar! Artı, nasıl bir güç ki bu beni hiç bir televizyona çıkartamıyor. Oralara girmeyelim. Sonra biz siyasete kendi isteğimizle girmedik. Biz, 50 vilayette kuvay-ı milliye programları yaptık. Millet bana, "Önümüze geç. Hocam nerede kaldın? Geç kaldın" dedi. Beni Hz. Ali gibi ortada bırakıp arkadan vurduysalar bunun kabahati bende değildir. Ben bu işi hallederdim. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Ben yaparım dedim mi yaparım.

p Hocam, verdiğiniz bu bilgiler için teşekkür ederiz.
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı

'Konuş, sen nerelisin' diyen DEM Partili Salğucak'a soruşturma

31 Mart yerel seçimlerinde oy vermek için Ömer Keçecigil Okuluna giden askeri ve polis personellerine 'Konuş, sen nerelisin'' diyen DEM Partili Süleyman Salğucak, seçim kanuna muhalefet suçundan dolayı Şırnak İl Emniyet Müdürlüğünde ifadesi alındı.
19.04.2024 16:21:00
İhlas Haber Ajansı
'Konuş, sen nerelisin' diyen DEM Partili Salğucak'a soruşturma
'Konuş, sen nerelisin' diyen DEM Partili Salğucak'a soruşturma
Avukat Ramazan Demir, Şırnak'ta taşımalı seçmen olduğunu düşündüğü kişilere 'Konuş sen nerelisin'' diyerek tepki gösteren Süleyman Salğucak'a soruşturma açıldığını duyurdu.

31 Mart günü Şırnak'a oy vermek için taşınan asker ve polisler tek sıra içeri girerken tepki gösteren 61 yaşındaki Süleyman Salğucak'a soruşturma açıldı.

Avukat Ramazan Demir, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Şırnak savcılığı 'Konuş, sen nerelisin' sözünden dolayı Süleyman Salğucak'a 'Seçim kanununa muhalefetten' soruşturma açmış" diye belirtti.

Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı, Salğucak hakkında 'Seçim kanununa muhalefet' ve 'Seçmenin oy kullanmasını engelleme' iddialarıyla ilgili soruşturma açtı.

Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması

Beypazarı Maden Suyu firması, ürün değerlerinin Avrupa Birliği mineralli su kriterlerine ve Türkiye Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik limitlerine uygun olduğunu belirterek, durumun Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre'de mevzuatın farklılığından kaynaklandığını açıkladı.
19.04.2024 14:17:00 / Güncelleme: 19.04.2024 14:39:00
İhlas Haber Ajansı
Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması
Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması
İsviçre Federal Gıda Güvenliği ve Veterinerlik Bürosu, Beypazarı Maden Suyu firmasının bazı ürünlerinden alınan numune sonrası "ürünlerde bor miktarının yüksek olduğu" gerekçesiyle teslim edilen ürünler hakkında satış durdurma kararının alınmasını istemişti.

Geçtiğimiz günlerde firma tarafından yapılan açıklamada ise sosyal medyada ürün hakkında atılan iddialar yalanlanmıştı.

Firma, tartışmalara konu olan iddialar hakkında talep edilen İsviçre kaynaklı analiz sonucunun taraflarına ulaştığını açıkladı.



Firma tarafından analiz kaynaklarına ilişkin yapılan yazılı açıklamada, "Maden suyumuzun değerleri Avrupa Birliği mineralli su kriterlerine ve Türkiye Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik limitlerine uygundur. Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre'de yaşanan bu durum Avrupa Birliği ve İsviçre mevzuatının farklılığından kaynaklanmaktadır. Doğal maden suyumuz, Sağlık Bakanlığı ve Ankara İl Sağlık Müdürlüğü denetiminde olup üretim sıklığı ile orantılı olarak düzenli bir şekilde denetlenip, analiz edilmektedir. Yer altında doğal olarak oluşan maden suyumuz tam 68 yıldır aynı kaynaktan, el değmeden şişelenmekte ve bütün ülkelere aynı içerikte ürün gönderilmektedir" ifadelerine yer verildi.

Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye

İstanbul merkezli 6 ilde düzenlenen ve Dilan Polat ile eşi Engin Polat'ın da tutuklandığı soruşturma kapsamında, 16 şüphelinin "vergi usul kanuna muhalefet" suçundan tahliyesine karar verildi

19.04.2024 12:08:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:14:38
AA
Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca, Engin Polat ve Dilan Polat'ın aralarında olduğu 16 şüpheli hakkında "Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, Vergi Usul Kanunu ile Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi kanunlarına muhalefet" ile "suç örgütü kurma ve üye olma" suçlarından yürütülen soruşturma sürüyor.

Soruşturma kapsamında, aylık tutukluluk incelemesi yapan sulh ceza hakimliği, 16 şüphelinin "vergi usul kanununa muhalefet" suçundan tahliyesine karar verdi.

Hakimlik, şüphelilerin "suç örgütü kurma ve üye olma", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" ve "Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet" suçlarından ise tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.

Ne olmuştu?

İstanbul merkezli 6 ilde 1 Kasım'da ve devamında düzenlenen operasyonlarda, Dilan Polat ve eşi Engin Polat'ın da aralarında bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Soruşturma kapsamında daha önce şirketlerinde yapılan aramalarda dijital materyal ve defterlere el konulan Polat çiftinin de yer aldığı şüphelilerle ilgili MASAK ön inceleme raporu hazırlanmış, raporda tasfiye halindeki 3 firmadan aile bireylerine ait şirketlere sözde ticaret karşılığında sahte fatura kesilmesi yöntemiyle 200 milyon lira para girişi olduğu belirlenmişti.

Paranın yine aile bireylerine ait şirketler arasında transfer edildiği, son aşamada ise Engin Polat'ın sahibi olduğu Milda Gayrimenkul isimli firmada toplanarak gayrimenkul ve çok sayıda araç alındığının tespitinin ardından İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilerin kimliklerini belirlemiş, İstanbul merkezli Ankara, Yalova, Ordu, Kırklareli ve Manisa'da 43 adrese eş zamanlı operasyon düzenlemişti.

Soruşturma kapsamında çalışmalarını sürdüren ekipler, Dilan ve Engin Polat'a ait bir medikal şirketin Ankara'da başka bir firmaya isim hakkını verdiğini, bu firmanın hesabındaki 1 milyon 800 bin liranın da ortakların kişisel hesaplarına aktarılmaya çalışıldığını tespit etmişti.

Dilan Polat, Engin Polat ve Sıla Doğu'nun da aralarında bulunduğu şüphelilerden 16'sı tutuklanmıştı.

Hakimlik, 27 şirkete kayyum atanmasına hükmetmişti.

Soruşturma kapsamında, Dilan Polat'ın 2019'da "şampiyonlar ligi" adıyla sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğrafta yer alan bazı kişiler kimlikleri tespit edilip soruşturmaya dahil edilmiş, savcılık, sosyal medya fenomeni olan bu kişiler hakkında yurt dışına çıkış yasağı getirilmesini talep etmişti.

Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliği, sosyal medya fenomenleri Eylül Öztürk Özkan, Feyzanur Başar, İleyda Topal, İlke Ela Göz, Kadir Yiğit, Mervenur Korkut, Muhammet Oğuz Başar, Murat Yiğit, Nurgül Yiğit, Tolunay Topal, Tuğba Demirhan, Yavuz Selim Korkut, Habip Özsefil, Huri Özsefil ve Özge Duman'a yurt dışına çıkış yasağı getirmişti. 

Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı

Mersin'de haklarında çeşitli suçlardan yakalama kararı bulunan şahıslara yönelik sabah saatlerinde gerçekleştirilen şafak operasyonunda 78 kişi gözaltına alındı
19.04.2024 11:20:00
İhlas Haber Ajansı
Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı
Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı
Mersin'de haklarında çeşitli suçlardan yakalama kararı bulunan şahıslara yönelik sabah saatlerinde gerçekleştirilen şafak operasyonunda 78 kişi gözaltına alındı.

İl Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, dolandırıcılık, yaralama, hakaret, hırsızlık ve tehdit gibi suçlardan haklarında yakalama kararı bulunan şahısların yakalanmasına yönelik Asayiş Şube Müdürlüğü Aranan Şahıslar Büro Amirliği koordinesinde operasyon düzenlendi. İl genelinde 30 adrese düzenlenen şafak operasyonunda 78 kişi yakalanarak gözaltına alındı.

Gözaltına alınan şahıslarla ilgili işlemlerin sürdüğü bildirildi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.