Yorgun bir iş temposu altında çalışanlar haftasonunu adeta iple çeker.Gündelik yaşamın labirentleri arasında yaşam mücadelesi verirken, rutine binen yaşam tempomuz da önemli bir duraktır hafta sonu tatili.Ailede varsa okula giden -bizler gibi- sabah erken kalkmamak ve en önemlisi hane halkı ile birlikte kahvaltıyı yapmak haftasonunun kendine özgü ayrıcalığıdır.Özellikle ev halkına daha çok zaman ayırma imkanı doğar biz çalışanlar için.İki günü dolu dolu geçirmenin dayanılmaz güzelliği ve sevinci özellikle çocuklarımızın yüz ifadelerinde sergilenir.Her anne baba imkanları ölçüsünde ailesi ile birlikte mutlu bir tatil geçirmek ister. Oysa ki bir türlü çözülmeyen ülkemizdeki ekonomik zorluklar hiç düşmez insanımızın yakasından.Ama buna rağmen fedakar anne ve babalar çocuklarının başarılı olması için her türlü zorluğa göğüs gerer.Çoğu kez unuttuğumuz sosyal aktivitelere tiyatro, sinema v.b gibi alanlara yavrularımız sayesinde ulaşma imkanı buluruz.Bu birliktelik, bazen mevsimine çoğu kez de ekonomik şartlara göre gösterir kendini. Sizleri bilmem ama benim için bu haftasonu ayrı bir tatil modunda geçti diyebilirim. Ev halkının yapmış olduğu plana uymaktan başka çarem de yoktu aslında iyide oldu.Enes'in dershane çıkışı birlikte AFM sinemasında son haftaların en çok konuşulan filmine gitmek üzere evden çıktık.Daha ilk kalabalık ve filme olan ilgi, gişe önünde gösterdi kendini.Filmin adı "Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu". Kartal Tibet'in yönetmenliğini yaptığı film uzayda geçen bir intikam öyküsünü anlatıyor.2050 yılı Türkiye'sinde uzaya kendi aracımızla (Ulubatlı Hasan) yapılan yolculuğu mizahi bir tarzda konu ediyor özetle. Bugüne kadar belki de hiçbir Türk yapımı filme görmediğim animasyonları ve efektleri gördüm diyebilirim.2050 yılında uzay aracı yapar mıyız (!) bilmem ama bunun filmini bile izlemek, milli duygularımız ve özellikle gelecek nesillerimiz olan evlatlarımız açısından önemli bir mesaj veriyor sevgili okur.Bu işi önce beyazperdede üretmenin gururunu yaşayalım. Bugün değil, belki yarın böyle bir aracı yapmayacağımızın garantisini kim verebilir? Gençliğimize güvenelim?Eskişehir'den okuyuculara baki selamlar.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012