Türk devlet geleneğinin en köklü kurumlarından biri adalet ve hukuktur. Türk Devletlerinin yüzyıllar boyunca ayakta kalması; hatta imparatorluklar halinde yaşaması, adaletli devlet yönetimi sayesinde oldu. Dünya tarihi bu anlamda "Türk'ün adaletine sığınmak" diye bir kavramla tanıştı. "Şeriatın kestiği parmak acımaz" atasözü, Türk devletinin hukuka ve adalete ne kadar önem verdiğinin bir göstergesidir. "Hukuk önünde herkes eşittir" anlayışı temel ilkedir. Yasamayı ve yürütmeyi ele geçirenin yargıyı kendi kişisel ya da zümresel menfaatleri için eğip bükmesine, taraflı ve yanlı biçimde ödüllendirme ya da cezalandırma mekanizması olarak kullanmasına, kendilerine göre yeniden şekillendirmesine izin verilemez.Tarih boyunca Türk devlet geleneğinde hukuk önünde sıradan bir vatandaşla bir padişah, eşit muamele görmüştür. Kimseye resmî ve toplumsal konumundan dolayı ayrıcalık, imtiyaz, özel muamele tanınmamıştır. Eskiden vatandaşlarımızın sığındığı bir adalet kurumu vardı. Bugün Türk milletinin yargıya olan güveni tamamen yok olmuştur. AKP hükûmetleri, başka anlarda olduğu gibi bu alanda da büyük bir tahribat yapmıştır.Özellikle AKP hükûmetleri döneminde hukuk yok edilmiş, adalet ortadan kaldırılmış, kişiye, aileye, partiye, cemaat ve tarikatlara göre ayrıcalıklı, imtiyazlı özel bir hukuk kurumu türetilerek toplumsal denge yok edilmiştir. Devleti ayakta tutan adalet ve hukuktur. Yargı kurumuna güven sarsılınca orada devlet kalamaz. Nitekim Namık Kemal'in şu beyti, bu meseleyi veciz biçimde ifade etmesi bakımından önemlidir:"Bulunmazsa adâlet milletin efrâdı beynindeGeçer bir gün zemîne çıksa arşa pâye-i devlet."(Milletin fertleri arasında adalet düşüncesi ortadan kalkarsa, o devlet göklere çıkmış olsa bile bir gün yere çakılır).Milliyetçi Türk iktidarı devletin dümenine geçince hakkaniyetli, adaletli, eşitlikçi, yansız, tarafsız bir hukuk kurumunu yeniden düzene sokmalıdır. Böylece vatandaşların tam güvenini sağlayan bir adalet mekanizması, Türk devlet geleneği tecrübe birikimi ışığında yeniden hayata geçirilmelidir.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015