Hâlâ zenginlik ve huzur isteyen yok mu?

Bir yıl önce gazeteniz Yeni Mesaj'da "Zenginlik isteyen, huzur isteyen yok mu?" Başlıklı yazı yayınlamıştık. Abdülkadir Geylani Hz.'nin hizmetçisi, kapıda ekmek elinde durur ve halka şöyle seslenirmiş: "Yemek isteyen, ekmek isteyen, yatmak isteyen kimse yok mu? Gelsin!" dermiş. Aç olan, yatacak sıcak bir yuva arayan velhasıl derdi olan herkes bu davete icabet edermiş. Neticede ihtiyaç var davet var.
İşte bu noktada bir yıl sonra yazının ikinci bölümünü yazmak gerekti. Zira ihtiyaç had safhada, daveti de duymayan yok. Prof. Anıl Çeçen'in ifadesiyle; "Prof. Dr. Haydar Baş, 'Milli Ekonomi Modeli' ile Türk ulusuna tam zamanında yol göstermektedir." Herkes ülkenin karanlığa gömüldüğünün farkında. En yetkili ağızlardan kendi vatan toprağımızı geri almak kelimeleri telaffuz ediliyor.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey de eserleri ile projeleri ile tavsiyeleri ile; Abdülkadir Geylani Hz. gibi "zenginlik isteyen, huzur isteyen yok mu? Gelsin!" çağrısında bulunuyor.  
Bugün herkesin aradığı da huzur ve güvenlik değil mi? Gel. İstediğin iş ve aş değil mi? Sen de gel. Herkes emeğinin hakkını almak istemiyor mu? Kendisini ve ailesini refah içinde yaşatmak istemiyor mu? Fikir ve ifade özgürlüğünü doya doya yaşamak istemiyor mu? Herkes gelsin. İhtiyacı olan gelsin. Geleneğimizde misafire aç mısın diye en fazla iki üç defa sorarlar. Misafir üçüncü kez de aç değilim derse aç kalır. Şimdiye kadar Türk milletine; "zenginlik ve huzur istiyor musun" diye 9 uluslararası kongrede yüzlerce bilim adamı vasıtasıyla söylendi. Sonuç ortada.
Şimdiye kadar bütün kişiler, partiler, liderler ve yollar denendi. Ancak hepsi bir diğerinin üzerine bir sorun daha ekledi. Bir Japon Atasözü der ki "gerçeğe ancak tek yoldan gidilir; ama ondan uzaklaştıran binlerce yol vardır."  Tek yapmamız gereken dünyanın gördüğü bu tek gerçeği görmek. Yoksa aç, işsiz ve huzursuz olmaya devam edeceğiz.