logo
05 MAYIS 2024

HALEPLİ BAHÇE BOP TUZAGI

15.05.2005 00:00:00


Şanlıurfa'da gündeme gelen Halepli Bahçe'nin sadece bir bahçe projesi olmayıp Dinlerarası Diyalog aracı kullanılarak BOP çerçevesinde Türkiye'ye de uzanabilecek işgale bir altyapı hazırlığı olduğunu söyleyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bu tuzağa düşülmemesi gerektiğini belirtti

*Halepli Bahçe tuzağı

Urfa'da altına imza atılan Halepli Bahçe Parkı ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Haydar Baş, böyle bir bahçeyi Urfa'nın kalbine hançer gibi saplayanları eleştiri yağmuruna tuttu. Halepli Bahçe Parkı'nın eski Belediye Başkanı Ahmet Bahçıvan döneminde Dinler Bahçesi projesi olarak gündeme getirildiğini, toplumdan eleştiri alınca da adının Halepli Bahçe olarak değiştirildiğini, ve bu işin öncülüğünü yapanların amaçlarına böylece ulaşmak istediklerini belirten Prof. Dr. Haydar Baş,  bu tür projelerin arkasında İslam dünyasını kendi tasarrufları altına almak var amacının yattığını ifade ederek şöyle konuştu: "Peygamberler şehri Şanlıurfa'mızda 'Halepli Bahçe' adı altında Dinlerarası Diyalog çizgisinde bir projenin Başbakan tarafından temelinin atılmış olması vahimdir. Bu proje misyonerlere açık davetiye çıkarmaktadır. "

*Devlet ehil olmayanların elinde

Harran Oteli konferans salonunda gerçekleştirilen ve Urfalıların yoğun ilgi gösterdiği toplantıda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) teröristbaşı Apo hakkında verdiği, "yargılama adil değil, yeniden yargılayın" kararıyla ilgili değerlendirmede bulunan BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Uzun zamandan beri ülkemizi yanlış ve kötü idareler yüzünden ülkemiz içte ve dışta, başta siyasi, ekonomik ve kültürel alanlar olmak üzere ciddi tehlikelerle karşı karşıyadır. Türk adaleti dünyada emsali görülmemiş bir uygulama ile Abdullah Öcalan'ı Türkiye Cumhuriyeti Devletine, Türk Milletine ve Türk Vatanına yapmış olduğu bölücü faaliyetlerinden dolayı suçlu bulmuştur. Ancak bugün Bağımsız Türk Yargısı ciddi bir müdahale ile karşı karşıyadır. Bu, devlet idaresinin ehil olmayan ellerde olduğunu gösterir. " Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) Urfa'da düzenlediği Kuşatılan Türkiye toplantısında konuşan Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin gündemine düşen konularla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaptığı açıklamalar salonu tıklım tıklım dolduran Urfalılar tarafından ayakta alkışlandı. Salon "İşte lider işte başbakan" sloganları ile yankılandı.Devlet idaresi ehil ellerde olmayıncaHarran Oteli konferans salonunda gerçekleştirilen ve Urfalıların yoğun ilgi gösterdiği toplantıda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) teröristbaşı Apo hakkında verdiği, "yargılama adil değil, yeniden yargılayın" kararı üzerine bir değerlendirmede bulunan BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Uzun zamandan beri ülkemizi yanlış ve kötü idareler yüzünden ülkemiz içte ve dışta, başta siyasi, ekonomik ve kültürel alanlar olmak üzere ciddi tehlikelerle karşı karşıyadır. Türk adaleti dünyada emsali görülmemiş bir uygulama ile Abdullah Öcalan'ı Türkiye Cumhuriyeti Devletine, Türk Milletine ve Türk Vatanına yapmış olduğu bölücü faaliyetlerinden dolayı suçlu bulmuştur. Ancak bugün Bağımsız Türk Yargısı ciddi bir müdahale ile karşı karşıyadır. Bu, devlet idaresinin ehil olmayan ellerde olduğunu gösterir. Ne devletimiz, ne de aziz Türk Milleti böyle bir muameleyi hak etmemektedir. Bugün Türk adaletine müdahaleyi kabul edenler, yarın hangi müdahalelere  muhatap olacaklarını düşünüyorlar mı? Biz Bağımsız Türkiye Partisi olarak her şeyden önce siyasi bağımsızlığımızı ve buna bağlı olarak ekonomik ve kültürel bağımsızlığımızı aziz Türk Milletinin varlık sebebi kabul ediyoruz."Halepli Bahçe bir tuzakUrfa'da altına imza atılan Halepli Bahçe Parkı ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Haydar Baş, böyle bir bahçeyi Urfa'nın kalbine hançer gibi saplayanları eleştiri yağmuruna tuttu. Halepli Bahçe Parkı'nın eski Belediye Başkanı Ahmet Bahçıvan döneminde Dinler Bahçesi projesi olarak gündeme getirildiğini, toplumdan eleştiri alınca da adının Halepli Bahçe olarak değiştirildiğini, ve bu işin öncülüğünü yapanların amaçlarına böylece ulaşmak istediklerini belirten Prof. Dr. Haydar Baş,  bu tür projelerin arkasında İslam dünyasını kendi tasarrufları altına almak var amacının yattığını ifade ederek şöyle devam etti: "Bugünlerde yaşanan bir başka vahim olayda misyonerlik adı altında milli ve dini bütünlüğümüze yönelik yıkıcı faaliyetlerin hız kazanmasıdır. Daha endişe verici olanı ise iktidarın bu oyunlara kimi zaman zemin hazırlaması, kimi zaman çanak tutması,  kimi zaman da ön ayak olmasıdır. Peygamberler şehri Şanlıurfa'mızda 'Halepli Bahçe' adı altında Dinlerarası Diyalog çizgisinde bir projenin Başbakan tarafından temelinin atılmış olmasıdır. Mahiyeti Şanlıurfalı hemşehrimizden gizlenen bu proje turist çekme adı altında misyonerlere açık davetiye çıkarmaktadır. Ancak Şanlıurfalı hemşehrilerimiz ve yüce milletimiz bu ve emsali oyunlara, tuzaklara hiçbir devirde düşmemiştir. Bugün de, yarın da düşmeyecektir." "Geçmişte, 1850'lerde misyonerlerin çalışma taktikleri sonucu Osmanlı'yı içten parçaladılar. İçimize ajanlar soktular. O ajanlar vasıtasıyla dinimizi, topraklarımızı lime lime ettiler. Koskoca bir coğrafya, misyonerlerin çalışması sonucu parçalandı. Şimdi karşımıza 'Halepli Bahçe' projesini koydular. Bu proje sadece bir bahçe projesi değildir. Büyük Ortadoğu Projesinin, dinlerarası diyalog projesinin bir parçasıdır.ABD, BOP 'u gerçekleştirmek için Afganistan'dan başlayan işgallerini devam ettiriyor. Yarın bu işgalin Türkiye'ye uzaması halinde şimdiden, Urfa'yı üs seçerek adeta işgalci güçlere bir alt yapı hazırlanması için, 'Halepli bahçe' gibi projeleri devreye koyuyorlar. Vatandaşlarımızı kiliselerle, havralarla, dinlerarası diyaloğun ürünleriyle o işgale alıştırmaya çalışıyorlar. Bu oyunlara karşı uyanık olalım, ayık olalım. Çünkü Batı, Osmanlı'yı aynı oyunlarla yıktı."Böyle iktidar görülmediBTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, konuşmasında mevcut iktidarı da eleştirerek, "İslam tarihinde değil, beş bin yıllık Türk tarihinde bile böyle bir iktidar görülmemiştir. Bakanlar içerisinde kabiliyetli arkadaşlar var ama bütün bunların yaptıkları iş yabancı devletlerin, güçlerin, istek ve iradesini Türk milletine kabullendirmek olmuştur" dedi. Prof. Dr. Haydar Baş, Türk milletinin arzu, istek ve menfaatlerini yabancı güçlere kabul ettirmek yerine onların istek ve arzularının Türk milletine kabul ettirilmeye çalışıldığı tespitinde bulundu. Dine müdahalenin böylesiMevcut hükümetin bunlarla kalmayıp ellerindeki yetkiyle dini hususlara da müdahale ettiğini, bunun ise lakiliğe aykırı bir uygulama olduğunu ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş, "Hukuken ifade etmek istiyorum ki bu, laiklik prensibinin ihlali demektir. Çünkü laiklik din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Din işlerinin devlete, devletin de dine müdahale etmemesidir. İktidar sahipleri ise aldıkları yetki ve irade ile maalesef dini hususlara müdahale etmeye başladılar. Bu laikliğe aykırıdır ve büyük bir suçtur" şeklinde konuştu. İktidarın bu türden uygulamalarına Milli Eğitim'den örnek veren Prof. Dr. Haydar Baş, bu örnekleri şöyle dile getirdi:1-  "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" 5.sınıf kitabının 18. sayfasında 7. maddede Kelime-i Tevhid anlatılırken "Lailaheillallah" kelimesi yazılmış, Kelime-i Tevhidin ikinci aslı olan "Muhammederreslululah" çıkartılmıştır. Hâlbuki 14 asırdan beri bütün kitaplarda ve tablolarda Kelime-i Tevhid:"Muhammederresulullah" ile yazılmış ve zikredilmiştir. Bu sehven yapılmış bir yanlış değildir. Bu yanlış bir eğitim politikasının sonucudur.2-  Bu hususu teyit eden bir delil de 2003 yılında yapılan Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir deneme sınavında soru kitapçığında sorulan "son peygamber" hangisidir sorusuna doğru cevap "Hz İbrahim" olarak kabul edilmesidir. Burada Vatikan'ın 'İbrahimi dinler' diye uydurduğu ve İslam'a alternatif olarak sunulan anlayışa paralellik vardır. 3-  Keza yine Milli Eğitim Kitaplarında yer alan Veda Hutbesinde 'Size bir emanet bırakıyorum: Allah'ın Kitab'ı Resulünün Sünnet'i' Diye ifade edilen cümleden 'Resulünün Sünnet'i' kısmı çıkarılmıştır. Bu açıkça peygamberi dışlamadır.4-  Yine 28 Nisan 2005 Perşembe günü ilköğretim 8. sınıflarda uygulanan 'Seviye Tespit Sınavının' B Kitapçığının 16. sorusunda verilen paragraf aynen şöyledir: 'Peygamberimizin yaşadığı zaman ve koşullarla ilgili boyutu yöresel olup evrensel değildir. Bunun için peygamberimizin kendi örf ve adetleri ve o zaman ki uygulamaları dini açıdan bizi bağlamaz.' Nitekim aynı sorunun alternatif şıkları sayılırken "sakal bırakmak" ve "misvak kullanmak" gibi sünnetler dışlanmış ve aşağılanmıştır. 5-  Ayrıca, bir Vatikan Projesi ve onlara göre modern bir misyonerlik olarak ortaya konan 'Dinlerarası Diyalog' anlayışı temelde diğer dinlerle ortak nokta bulma adına 'Muhammederresululah'ı' açıkça dışlamışken, AKP iktidarı Milli Eğitim ve Diyanet yoluyla bu projeye açıkça sahip çıkmış böylece misyonerliğe çanak tutmuştur.6-  'Din Bilgisi ve Ahlak Bilgisi Kitaplarında' Dinlerde 'Hak-Batıl', 'Doğru-Yanlış', 'Hidayet-Dalalet' anlayışı kaldırılarak yerine 'dinlerin eşitliği ilkesi' konulmuştur.  Bu temel sapma AKP'nin icraat hanesine bir kara leke olarak geçecek Antalya'da 'Dinler Bahçesi', Çanakkale de 'Şehitler Parkı' uygulaması, şimdi de Şanlıurfa'da 'Halepli Bahçe' projesi  milli ve manevi değerleri idam sehpasına çekme anlamı taşıyor.7-  Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Kitaplarında İslam'ın sair dinlerle eşitliğini bile göremiyoruz.  %99 Müslüman olan bir ülkede, bu ülkenin eğitim politikasında İslam, Musevilik ve Hıristiyanlıktan sonra Budizm'le yan yana zikrediliyor. Ve İslam'a diğer dinlere oranla daha az sayfa ayrılıyor. 'Büyük Dinler', 'Semavi Dinler' gibi kavramlarla sapla saman birbirine karıştırılıyor.8-  Milli Kimlik, Milli ve Manevi değerlerin katliamı bununla da sınırlı değil. Nikâhta Hıristiyan şahit getirmeyi meşru kabul etme ve dinleri ortak noktalar ihdas ederek birleştirme cüretleri diğer bazı versiyonlarıdır. 9-  Ve hele Milli Eğitimden talimat ve genelge ile yasaklanan 43 kavrama ne dersiniz.  Şu ifadeler Milli Eğitim Müfredatında yer almayacağı gibi asla da kullanılmayacak: Tevhid, İmam, Cihad, Şehid, Gazi, Vatan, Hak, vs? 10- Ve yine en acı gerçek: Dine tarafsız yaklaşılacak ve tercihe bırakılacak. Tarihte ve günümüzde hiçbir millet dinini tartışmaya açmamış ve ona tarafsız yaklaşmamış ve de onu bir tercih alternatifi gibi sunmamıştır.  Bu tuzak yaklaşım, dinde zorlama ile irtibatlandırılamaz! Zira her milletin eğitim ve devlet politikası gereği kendi dinini tercih etme yaşatma hakkı vardır. Bu zaten millet olanın gereğidir. İyi bilinmelidir ki 'Dini Bütünlüğümüz Milli Bütünlüğümüzdür.' AKP iktidarı eğitim yoluyla yaptığı bu tahrifata ilave olarak; Nüfus cüzdanlarından 'İslam Hanesinin Kaldırılması', İmar yasasındaki değişiklik sonucu 38 bin Kilise evinin açılması ve Tasarruf bahanesiyle cemaati 30'un altında olan 35 bin caminin kapatılması için alt yapı çalışması yaptırması, dinde reform faaliyetlerine hız vermesi için akademik ve yasal çalışmaları başlatması, mukaddesatımızın nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğunun ibretli gelişmeleridir. Artık milletimizin, 'ne oluyoruz nereye gidiyoruz? AB bizden vatanımıza ilave olarak dinimizi de mi istiyor?' Sorusunu sorma zamanı gelmiştir."
İfadesi iddianameye girmeyen Ayşe Ateş'ten tepki
Azmettiriciler nerede?
16 ayda tamamlanan iddianamenin detayları
Basit bir husumet cinayeti!
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'
Kılıçdaroğlu ile görüşmede Erdoğan ziyareti de masadaydı
'Görüşmenin önemli kısmını paylaştım'
'Çok ölü var' diyerek mezarlığa ambulans istedi
Pes dedirten çağrılar
Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
İçişleri Bakanlığından tasarruf açıklaması
Cenazeleri bulunan işçilerin kimlikleri belli oldu
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
'Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok'
58 yıldır gerçek kimliğini arıyor
Aralarında kanser, MS ve diyabet ilaçları da var
81 ilaç geri ödeme listesine alındı
200 nüfuslu köyden 50 ülkeye ihracat
300 kişiye istihdam sağlıyor
Darısı Süper Lig'de yaşanan olaylara
Olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
Şehirde kurulan yağma düzenini açıkladı
Doğal gazını bile belediye ödemiş
İfadesi iddianameye girmeyen Ayşe Ateş'ten tepki
Azmettiriciler nerede?
16 ayda tamamlanan iddianamenin detayları
Basit bir husumet cinayeti!
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'
Kılıçdaroğlu ile görüşmede Erdoğan ziyareti de masadaydı
'Görüşmenin önemli kısmını paylaştım'
'Çok ölü var' diyerek mezarlığa ambulans istedi
Pes dedirten çağrılar
Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
İçişleri Bakanlığından tasarruf açıklaması
Cenazeleri bulunan işçilerin kimlikleri belli oldu
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
'Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok'
58 yıldır gerçek kimliğini arıyor
Aralarında kanser, MS ve diyabet ilaçları da var
81 ilaç geri ödeme listesine alındı
200 nüfuslu köyden 50 ülkeye ihracat
300 kişiye istihdam sağlıyor
Darısı Süper Lig'de yaşanan olaylara
Olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
Şehirde kurulan yağma düzenini açıkladı
Doğal gazını bile belediye ödemiş

Karadeniz'de şüpheli cisim alarmı

Karadeniz'in Bartın ilçesi Amasra sahillerinde görülen ve mayın yada benzeri patlayıcı madde sanılan cisim sahil güvenlik ekiplerimi alarma geçirdi. Yapılan incelemelerde şüpheli cismin, Rus yapımı mermi ya da roket motoru olduğu tahmin ediliyor.
04.05.2024 15:59:00 / Güncelleme: 04.05.2024 16:01:51
İhlas Haber Ajansı
Karadeniz'de şüpheli cisim alarmı
Karadeniz'de şüpheli cisim alarmı
Bartın'ın Amasra ilçesi Akkonak koyunda denizde şüpheli bir cisim gören vatandaşların dikkatini çekti.

Cep telefonu ile cismi görüntüleyen vatandaşlar, mayın olabileceğini düşünerek sahil güvenlik ekiplerine haber verdi.

Amasra Sahil Güvenlik Grup komutanlığı ekipleri, cismin çevresinde güvenlik tedbirleri aldı.

Rusça yazıların bulunduğu belirlenen cismin patlayıcı bir madde olmadığı belirlendi.



Ardından Sahil güvenlik ekipleri tarafından detaylı incelenmek üzere cisim denizden çıkartıldı.

Yapılan ilk araştırma ve incelemelerde cismin Rus yapımı mermi yada roket motoru roket motoru olma ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi.

Şüpheli cismin ne olduğu ise yapılacak detaylı araştırmanın ardından netleşeceği belirtildi.

İçişleri Bakanlığı'ndan tasarruf açıklaması: Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı

İçişleri Bakanlığı, tasarruf tedbirleri kapsamında koruma aracı ve polis sayısının azaltıldığını bildirdi.
04.05.2024 13:02:00
Haber Merkezi
İçişleri Bakanlığı'ndan tasarruf açıklaması: Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
İçişleri Bakanlığı'ndan tasarruf açıklaması: Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, "Tasarruf tedbirleri kapsamında İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya'nın talimatlarıyla, Sayın Bakanımızın araçları da dahil olmak üzere Bakan Yardımcılarımızın koruma araç ve koruma polis sayıları azaltılmıştır." ifadelerine yer verildi.


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ekonomide yol haritasını fikir birliği içinde belirlediklerini ifade ederek kamuda tasarrufu artıracak tedbirler üzerinde çalıştıklarını ifade etmişti.

Tasarruf çalışmalarının nihai noktaya geldiğini belirten Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de "Kamuda harcama kontrolü 2024'ün ikinci yarısında devreye girmiş olacak" ifadesini kullanmıştı.

Yıldırım düşmesi sonucu yaralanan askerimiz şehit oldu

Milli Savunma Bakanlığı, 3 Mayıs'ta Pençe operasyonu bölgesinde yıldırım düşmesi sonucu yaralanan Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Ata Göçmen'in kurtarılamayarak şehit olduğunu açıkladı
04.05.2024 10:26:00
İhlas Haber Ajansı
Yıldırım düşmesi sonucu yaralanan askerimiz şehit oldu
Yıldırım düşmesi sonucu yaralanan askerimiz şehit oldu
Milli Savunma Bakanlığı, 3 Mayıs'ta Pençe operasyonu bölgesinde yıldırım düşmesi sonucu yaralanan Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Ata Göçmen'in kurtarılamayarak şehit olduğunu açıkladı.

Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, 'Pençe operasyonu bölgesinde, 3 Mayıs 2024 tarihinde, yıldırım düşmesi sonucunda yaralanarak hastaneye sevk edilen kahraman silah arkadaşımız Piyade Astsubay Kıdemli Çavu. Ata Göçmen, tedavi gördüğü hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olmuştur.

Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehidimize Allah'tan rahmet, kederli ailesine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır dileriz' ifadelerine yer verildi.

İzmir'deki olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis

Spor Toto 1'inci Lig'de 27 Kasım 2022'de tatil edilen Göztepe-Altay maçındaki tribün olaylarına ilişkin 24 sanığın yargılandığı davada, seyircilerin üzerine havai fişek atan taraftar 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı
04.05.2024 10:05:00 / Güncelleme: 04.05.2024 10:12:37
İhlas Haber Ajansı
İzmir'deki olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
İzmir'deki olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
Spor Toto 1'inci Lig'de 27 Kasım 2022'de tatil edilen Göztepe-Altay maçındaki tribün olaylarına ilişkin 24 sanığın yargılandığı davada, seyircilerin üzerine havai fişek atan taraftar 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanık F.E. ile bazı tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları katıldı. Sanık ifadelerinin ardından son sözleri sorulan F.E, olaydan duyduğu üzüntüyü dile getirerek, kimseyi yaralamak gibi bir niyeti olmadığını ifade etti.

"Vicdan azabı çekiyorum." diyen sanık, tahliyesini isterken, verilen aranın ardından kararını açıklayan heyet, tutuklu sanık F.E'ye "silahla kasten yaralama"dan 11 yıl 3 ay, "spor alanlarına yasak madde sokulması"ndan 2 yıl 1 ay ve "müsabaka düzeninin bozulması" suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi. Toplam 15 yıl hapis cezasına hükmedilen sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Mahkeme, tutuksuz 13 sanığın ise "spor alanlarına yasak madde sokulması" ve "müsabaka düzeninin bozulması" suçlarından 10 aydan 2 yıl 6 aya kadar hapsine hükmetti ancak hükmün açıklanması geri bırakıldı. Ayrıca duruşmada, 10 sanık hakkında ise beraat kararı verildi.

Davanın geçmişi

27 Kasım 2022'de Gürsel Aksel Stadı'ndaki derbide yaşanan olaylar sonrası İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 24 sanık hakkında iddianame hazırlanmıştı. Sanık F.E'nin, işaret fişeğini binlerce kişinin bulunduğu Göztepe tribünlerine doğru hedef gözetip ateşlediği gerekçesiyle "silahla kasten yaralama", "spor alanlarına yasak madde sokulması" ve "müsabaka düzeninin bozulması" suçlarından hapsi istenmişti. Diğer sanıkların da "spor alanlarına yasak madde sokulması", "spor alanlarına sokulan yasak maddeyi seyircilere temin etme" ve "müsabaka düzeninin bozulması" gibi suçlardan cezalandırılması talep edilmişti.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.