"Bir varmış, bir yokmuş..." diye tarif edilir halk arasında hayat!İnsan nüfusunun büyük bir çoğunluğu ölümden korkarken, yaşadığı müddetçe heybesini doldurduğuna inanıp ölüme heveslenenler de vardır!Ama bu ölüme heveslenenlerin, intihâr gibi bir acziyet ve günâh asla geçmez akıllarından!Bir Halil Serkan Öz geldi, geçti dünyadan!Tanıyanları var elbette Rahmetliyi ama büyük çoğunluğumuz haber edilen ölümüyle duyduk adını, Allah rahmet eylesin.Eski bir öğretmen olmam hasebiyle araştırayım istedim Halil öğretmeni; arama motorları bilemedi! Çünkü Halil öğretmen; tanınmış sansasyonel biri değildi, insandı!Ölümünden sonra haberleşmenin dışında tanınmak için hiçbir sansasyonel tavrı olmamış bir öğretmendi!Eski bir öğretmen olarak öğretmenlik mesleğini, neredeyse kutsayacak kadar önemserim!Çünkü her mesleğin bir ham maddesi vardır; marangozun odun, demircinin demir, duvarcının taş, terzinin kumaş, heykeltraşın mermer, ressamın tuval ve boyalar, fırıncının un, turşucunun sebze v.s.Öğretmenin ham maddesi; küçük insanlardır, dupduru saf çocuklardır!Öğretmen, öğretmenliği ile düz orantılı sayıda; kendisine benzer çocuk yetiştirir. O çocuk büyür, adam olur ve etkisinde kaldığı öğretmenini taklit eder.Teknik ressam, Ambar memurluğu, Gümrük Muayene Memurluğu, öğretmenlik ve bakan müşavirliği olmak kaydıyla değişik kademelerde memur olarak görevler yaptım. Mahkemenin kadıya mülk olmadığı, olamayacağı şuuruyla çalıştım elhamdülillah. Tamamından da istifâen ayrıldım!Öğretmenliğimde; iki gün üst üste aynı elbiseyi hiç giyinmedim! Öğretmenliğim süresince de konfeksiyon taksitlerim hiç bitmedi! Ülkemin ve milletimin geleceğini teslîm etmek üzere üzerlerinde durduğum öğrencilerimin karşısına hiç paspal olarak çıkmadım, çıkamazdım!Çocuklarım dediğim öğrencilerimden -şükürler olsun- mevki-makam sahibi olanlar da var, işlerinde çok başarılı ticaret ve sanat adamları da var! İlişkilerimiz hâlâ aynı sıcaklığı ile devam eder.Yeni Akit pravdasından Ali Karahasanoğlu, Rahmetli Öğretmen hakkında edep-âdâp ve ahlâk dışı bir yazı yazmamış olsaydı, duyduğum andan itibaren yaptığım gibi sadece; "Allah taksirâtından geçsin" diye dualarımla yetinecektim ama Karahasanoğlu; "Ölüden şeytan bile el çeker" darb-ı meselini unutmuş olmalı veya görmezden gelerek Vali'ye, dolayısıyla Vali'yi atayan Siyaset patronlarına yağcılık yapmak için bir ölünün arkasından edepsizce bir yazı yazmış!Rahmetli öğretmenin suçu; matematik öğretmeni olmasına rağmen öğrencilerine okumaları için 60 kitap tavsiye etmesiymiş! O tavsiye edilen kitaplardan sadece birini, -internetten- bulup bakarak, şiddetle tenkît etmiş! Allah müstehakını versin!Demek ki bu dumkof/dummkopf, benim mütevazı kitaplığımı görse, beni öldürüp postuma saman tepebilir! Çünkü benim kitaplığımda Tolstoy'dan da romanlar var, Yaşar Kemal'den de, Nazım Hikmet'ten de! Uğur Mumcu külliyatı ve Prof. Dr. Haydar Baş Hoca 'nın Ehl-i Beyt Külliyatı da var! Kur'ân-ı Kerim mealleri ve tefsirler de var!Öğretmen okumazsa, çocuklarına ne okutacak, ne anlatacak A Dumkof?Ölüden şeytan da el çekmez mi? Şeytandan daha mı hevaslisiniz; nifaka, saygısızlığa, edepsizliğe!Hey Dumkof! Siz unutsanız da, aklınıza getirmeseniz de; Vallahi ölüm var!Ve hepimize var! Vallahi sana da var! Öldüğünde rahmet istemiyor musun A Dumkof?Yahu! Sizin dininizin adı ne Allah aşkına?Yahu! Sizin Kitabınız ne, Peygamberiniz kim?Yahu! Siz ne vicdansız, ne utanmaz, ne müfterî insanlarsınız!İnsafsızca ve ölümünden sonra tenkit ettiğiniz o öğretmenin; kendi kendine keman çalmayı öğrendiğini; yetmez gibi kendi kendine keman imal ettiğini ve yaptığı kemanları bedelsiz olarak fakir çocuklara hediye ettiğini de duydunuz mu?Duymazsınız! Duysanız da bilmezden gelmeyi tercih edersiniz! Çünkü sizde "Dîn Günü"nden, o büyük Hesap Günü'nden korku yok!Çünkü siz; "Biz dünyamızı, ahiretimiz için yaşarız" diyen Prof. Dr. Haydar Baş Hoca'nın bilgi ve sohbetlerinden nasipsizsiniz!Sizin gibi Dumkoflara yakışan da elbette; "Ben okumam! Danışmanlarım okur, özetini getirirler" diyen Uzun Adam'a yalakalık için, arama motorlarından baktığınız kadarıyla okumak ve okumamanız yüzünden de; insanlığı, vicdânı, yüksek ahlâkı unutmak olur!Rahmetli Öğretmenin o anki kıyafeti, öğretmene yakışır bir kıyafet değil, doğru!Vali'nin, bir mülki amir olarak uyarmak yetkisi de var, görevi de ama bir öğretmenin sınıfında Cumhurbaşkanı yetkisiyle bulunduğunu, unutmuş! Ayıp etmiş!O Vali'nin yerinde olsam; kamuoyu önünde o Rahmetli Öğretmenin ailesinden özür diler, rahmetliden de Allah huzurunda helâllik dilerim!Tabi vicdanı hâlâ görev başındaysa.."BANA BİR HARF ÖĞRETENİN, KIRK YIL KÖLESİ OLURUM" İmam Ali (a.s.)Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017