Hanginizin kıblesi değişti?

Erdoğan son TÜBİTAK, emniyet ve diğer kurumlara yapılan baskınlar, gözaltılar vs. den sonra "ortaya daha çok şeyler çıkacak, çok şeyler dökülecek" sözlerine, "artık inlerine girilmiştir" cümlesini de ekledi. Her şeyin ortaya çıkarılmasını bende istiyor ve bekliyorum. Ama milletimizin de (Erdoğan tabiriyle) ortada bir "in" varsa, Gülen cemaatinin, o inde yalnız olmadığını görmesini ve sorgulamasını istiyorum.  Bakın! 25 Ağustos 2004 tarihli MGK kararlarının altında, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül'ün yanı sıra, beş ayrı bakan ve MGK üyesi generallerin imzası vardı. Bahsi geçen isimler o MGK toplantısında; "Türkiye'deki,    Nurculuk Faaliyetleri ve Fethullah Gülen" konusu da gündeme alınıp konuşulmuştu. Ve Gülen Grubu'nun faaliyetlerinin tasfiye edilmesine ilişkin 15 ayrı karar alınmış ve bu kararların uygulanması yukarıdaki isimlerce imzalanmıştı. O kararları bir zamanlar Erdoğan ve AKP'nin gözde gazetecisi, Ergenekon bavulcusu Mehmet Baransu'nun açıklamamıştı. Bazıları şöyle;*F.GÜLEN grubuna ait özel okulların faaliyetleri, İçişleri Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından incelenmeli ve takibe alınmalıdır? *F.GÜLEN grubunun 'öğrenci evleri' kapsamında sempatizan ve yandaş edinme gayretleri İçişleri Bakanlığı nezdinde dikkatle takip edilmelidir. Yasal olmayan yollar kullanılarak din eğitimi veren ve bir nevi dini alet ederek yandaş toplama sistemi olan 'öğrenci evleri' uygulamalarına engel olunmalıdır.*F. GÜLEN grubuna yapılan bağışlar ile usulsüz para hareketleri ve kara para uygulamalarının, Maliye Bakanlığı-MASAK (Mali Suçlar Araştırma Kurulu) aracılığı ile takip edilmesi sağlanmalıdır.Mehmet Baransu, zamanın deniz kuvvetleri komutanı Oramiral Özden Örnek'in günlüklerinden şu notları da kamuoyu ile paylaşıyordu; "24 Haziran 2004: Fethullah Gülen konusunda Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök oldukça ağır bir konuşma yaptı ve hükümeti suçladı. Eğer siyasi irade konulup bu konunun üstüne gidilmezse bir felaket olacağını belirtti.25 Ağustos 2004: Fethullah Gülen ve teşkilatı ile ilgili olarak geçen toplantıda yapılan görüşmeden sonra bu adamın faaliyetlerinin yakından takip edilmesine karar verilmişti, onunla ilgili tavsiye kararı bugün imzalandı. Bilmem ne işe yarayacak."Evet, bugün "paralel, paralel, Gülen, Gülen" diye ağlayan Erdoğan ve AKP hükümetleri o gün, Gülen hareketini nasıl savunmuşlardı bir görelim.*Erdoğan'ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, Twitter hesabından "2004'teki MGK kararı hükümet tarafından yok hükmünde kabul edilmiş, hiçbir Bakanlar Kurulu kararı alınmamış, hiçbir işlem yapılmamıştır." *Zamanın Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "Böyle bir karar alınmış olsa bile hükümete tavsiye edilmiş olur. Hükümet de bunu hayata geçirmemiştir."*Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin; "Bu kararla ilgili tek bir adım atmadık." AKP, Gülen dostluğunun bir başka itirafını ise AKP'nin kurucu üyelerinden D. M. Mehmet Fırat yıllar sonra yaptı. Bugün gazetesinden Fatih Vural'a konuşan Fırat şöyle diyordu;"? İkisi de masum değil aslında. Cemaat'e mensup polisler, Emniyet'in önemli birimlerinde bir hâkimiyet sağladılar. Bu doğru. Ama oraya yerleştiren, üçlü kararname Pensiylvaniadan değil? hukuk ihlal edilerek, denetlenemeyecek yetkilerin verilmesi Meclis'ten geçti. Belki ben de oy vermişimdir, bilmiyorum! Sayın Başbakan'a, bunun yarın komplikasyonlar yaratacağını söylediğimde, "Kıblemizin aynı olduğu insanlardan bize zarar gelmez" demişti. Tabi yeri gelmişken soralım; Ey Erdoğan! Ey AKP! Şimdi neden ağlıyorsunuz? Dün kıblemiz aynı, diyordunuz. Bugün hanginizin kıblesi değişti ki, birbirinizi yok etmeye çalışıyorsunuz?Erdoğan ve AKP hükümetleri sadece 2004 MGK'sında uyarılmadı. Bu MGK'dan birkaç yıl sonra daha sonraları Genelkurmay Başkanı olacak İlker Başbuğ şöyle diyordu; "Erdoğan'ı, Gülen hareketine karşı hem de listeyle, isim isim uyardım. Hatta listenin başında bugünlerde Erdoğan'ın şahsi dava da açtığı artı şuan örgüt üyeliğinden tutuklanan Ali Fuat Yılmazer vardı? Ama Erdoğan bu uyarılara kayıtsız kaldı?"Neden kayıtsız kaldılar? (yarın)