Rivayet o ki, çok çok eski zamanlarda, dünyanın bazı köşelerinde ve bazı toplumlarda, insanlık onuruna yüzde yüz aykırı olarak insanlar karın tokluğuna çalıştırılır ve para karşılığında alınır satılırmış.
İlgili kitapları karıştırırken, sayfalarında dolaşıp satırlar arasında gezinirken, ister istemez insanın insana yaptığı bu alçaltıcı, bu onur kırıcı muameleye sonsuz ve sınırsız defa lanet okuyası geliyor insanın içinden.
Tarih kitaplarında anlatılan tarihi gerçeklerle günümüzde duyduğumuz, gördüğümüz ve hatta bizzat yaşadığımız örnekleri karşılaştırdığımızda, ürpererek şahit oluyoruz ki, meğer kölelik, tarihin küflü sayfalarında kalmış hikâyelerden ibaret değilmiş ve meğer bugün çağdaş dünyanın da alnındaki kara lekelerden biriymiş, hatta birincisiymiş.
İnsanları karın tokluğuna çalıştırmak…
İnsanları yarı aç yarı tok bir vaziyette çalıştırarak hâlâ emeğini ve alın terini sömürmek…
İnsanların, gençlik yıllarında çalışarak, ter dökerek ve emek sarfederek, prim ödeme adı altında devlete emanet ettikleri birikimlerinin gaspedilmesi sonucu, ihtiyarlık ve pirfani çağlarında, onları köleliğe, köle hayatına mecbur ve mahkûm etmek…
Hani kölelik kalkmıştı, hani kölelik tarihe karışmıştı?
Açlık sınırının 15 bin TL olduğu bir ülkede "emeklinin maaşını 10 bin TL yaptık" diyerek müjdelemek, hemen ardından da bu yılı emekliler yılı olarak ilan ediyoruz demek hangi mantığının, hangi matematiğin ve hangi sosyoloji ve ekonomi ilminin sonucudur?
Bu korkunç manzara karşısında insanın aklına çok deli sorular üşüşüyor ama, biz en hafifini soralım; sizin oralarda vicdan var mı vicdan?
Her hangi bir ortamda, caddede, sokakta, çarşıda-pazarda görseniz, aniden karşılaşsanız tanır mısınız acaba?
Tarihin her hangi bir evresinde, dünyanın her hangi bir köşesinde ve köleliğin yaygın olduğu bir toplumda, kölelere reva görülen, ölmesinler diye günlük önlerine atılan miktardan daha az bir rakamdır bugün emekliğe müjde diye sunulan rakam.
Hiç kimse, utanmadan ve sıkılmadan kalkıp da, bütçenin müsait olmadığından, ülkenin ciddi sıkıntılar yaşadığından falan söz etmesin, bütçenin nasıl ve hangi yöntemlerle çarçur edildiğini, yandaşlara nasıl bol kepçe usulü ile peşkeş çekildiğini herkes biliyor artık.
- Hangisi doğru? / 04.10.2025
- ‘Yılda bir miting’ ahalisi suskun / 01.10.2025
- Bizim medeniyetimizde zulüm alkışlanmaz zalim de asla sevilmez / 28.09.2025
- Senin yâdına düşmedi / 27.09.2025
- Katliamlar durursa ve adalet zalimin koluna kelepçeyi vurursa… / 25.09.2025
- Gök kubbeyi çınlatan çığlık / 23.09.2025
- Çelişkiler yumağı / 22.09.2025
- Çok sert kınamışlar / 21.09.2025
- İslam dünyasının omurga ithalatına ihtiyacı var / 20.09.2025