İsrail'in, askerlerinin Hizbullah örgütü tarafından kaçırıldığı gerekçesiyle Lübnan'a yönelik başlattığı ve 34 gün sürdürdüğü hava, kara ve deniz saldırıları pek çok merkezi hayalet kente çevirdi.
"Sıfır noktası" olarak adlandırılan, İsrail-Lübnan sınırında bulunan Hıyam kasabası ise belki de Lübnan'ın en fazla hasar gören noktası. 35 bin kişinin yaşadığı kasabanın yüzde 85'i artık yok. 750 bina yerle bir olmuş durumda. Yaklaşık 1000 bina da ağır hasarlı, kullanılamaz durumda. Ayakta kalan binalardan, kapı penceresi halen sağlam olanı ise yok denilecek kadar az. İsrail saldırılarından en çok etkilenen güneydeki kentlere yardım ulaştırmaya çalışan, Deniz Feneri Derneği başkanlığındaki Türk yardım ekipleri, Beyrut'tan, 100 kilometre mesafedeki Hıyam'a ancak üç saatte ulaşabiliyor.Ekipleri, kasabanın hemen girişinde bulunan, bombardımanlarda delik deşik olan caminin görüntüsü karşılıyor. Caminin arkasındaki molozla kaplı alanda ise patlamamış bir bomba, savaşın aslında halen bitmediğini gösteriyor. Ekipler ilerledikçe bombaların mekan ayırt etmediği, okul binalarının, İkinci Dünya Savaşı müzesinin de yerle bir olduğu görülüyor. Hıyam Belediye Başkan Yardımcısı Muhammed Abdullah, viraneye dönmüş belediye binasında, bir zamanlar 35 bin kişinin yaşadığı kasabada 5-6 bin kişinin kaldığını belirtiyor ve "savaşın ilk günlerinde el uzatan" Türkiye'ye yardımlarından ötürü teşekkür ediyor.Bombalardan kaçan bazı Hıyam sakinleri ümitle evlerine geri dönüyor. Ancak çoğu hayal kırıklığı yaşıyor. Yalnıza birkaç duvarı ayakta kalmış bir enkazın içinde dolaşan kadın, "7 gün bombardımana dayanabildiklerini, sonra kasabadan kaçtıklarını" anlatıyor. Savaştan sonra evinin yerinde enkaz bulan kadın, şaşkınlığını ve üzüntüsünü gizleyemiyor.
"Sıfır noktası" olarak adlandırılan, İsrail-Lübnan sınırında bulunan Hıyam kasabası ise belki de Lübnan'ın en fazla hasar gören noktası. 35 bin kişinin yaşadığı kasabanın yüzde 85'i artık yok. 750 bina yerle bir olmuş durumda. Yaklaşık 1000 bina da ağır hasarlı, kullanılamaz durumda. Ayakta kalan binalardan, kapı penceresi halen sağlam olanı ise yok denilecek kadar az. İsrail saldırılarından en çok etkilenen güneydeki kentlere yardım ulaştırmaya çalışan, Deniz Feneri Derneği başkanlığındaki Türk yardım ekipleri, Beyrut'tan, 100 kilometre mesafedeki Hıyam'a ancak üç saatte ulaşabiliyor.Ekipleri, kasabanın hemen girişinde bulunan, bombardımanlarda delik deşik olan caminin görüntüsü karşılıyor. Caminin arkasındaki molozla kaplı alanda ise patlamamış bir bomba, savaşın aslında halen bitmediğini gösteriyor. Ekipler ilerledikçe bombaların mekan ayırt etmediği, okul binalarının, İkinci Dünya Savaşı müzesinin de yerle bir olduğu görülüyor. Hıyam Belediye Başkan Yardımcısı Muhammed Abdullah, viraneye dönmüş belediye binasında, bir zamanlar 35 bin kişinin yaşadığı kasabada 5-6 bin kişinin kaldığını belirtiyor ve "savaşın ilk günlerinde el uzatan" Türkiye'ye yardımlarından ötürü teşekkür ediyor.Bombalardan kaçan bazı Hıyam sakinleri ümitle evlerine geri dönüyor. Ancak çoğu hayal kırıklığı yaşıyor. Yalnıza birkaç duvarı ayakta kalmış bir enkazın içinde dolaşan kadın, "7 gün bombardımana dayanabildiklerini, sonra kasabadan kaçtıklarını" anlatıyor. Savaştan sonra evinin yerinde enkaz bulan kadın, şaşkınlığını ve üzüntüsünü gizleyemiyor.