Hatem-ül Enbiya Peygamber Efendimiz

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.a.), hayatı hakkında kitaplarda bilgi verilirken doğduğu gün olanlar, sütannesine verilişi, annesini ve dedesini kaybetmesi, amcası yanında geçirdiği çocukluk ve gençlik yılları, evliliği, peygamber oluşu, Mekke ve Medine dönemi ve yaptığı savaşlar gibi tarihi bilgiler yeteri kadar verilmiştir.

Peygamber Efendimizin doğumundan itibaren yaşadığı çilelerden bahsetmek istiyorum. Daha önce bizler de Peygamber Efendimiz hakkında sadece tarihi olarak bilgimiz vardı. Üstadım Prof. Dr. Haydar Baş hocamla tanıştıktan sonra, Peygamber Efendimizin ve O'nun tertemiz olan Ehl-i Beyti'ne yapılan baskı ve zulümleri öğrendik. 

Peygamber efendimiz doğmadan iki ay önce babasını kaybettiği için yetim olarak dünyaya gözlerini açtı. Doğduğu gün olan mucizeleri çevredeki Yahudiler de gördüğü için Peygamberimizi öldürme planları yaparak aramaya başladılar. Çünkü onların batıl inanışlarına göre son Peygamber de onların ırkından olmalıydı.

Dedesi Hz. Abdulmuttalip, Peygamberimiz doğduğunda sütannesi Hz. Halime'ye ve ailesine gizlice Mekke'den ayrılmalarını ve kabilelerinin yerini gizli tutmalarını bildirmiştir. O dönemde Yahudiler Peygamberlik mührünü bildikleri için Mekke ve çevresinde doğan tüm erkek çocukların sırtını kontrol edip aramaya başlamışlardı.

Annesi Hz. Âmine, çocuk hasretini Peygamberimiz doğduğu gün itibariyle yıllarca sabır ederek gözyaşları içinde beklemiştir. Sütannesi yanında yeri Yahudiler tarafından tespit edilen Peygamberimiz tekrar Mekke'ye getirildi. Burada saklanan Peygamberimiz, annesiyle Medine'ye dayısının yanına gönderildi. Dönüş yolunda Ebva denilen köyde annesini kaybeden Peygamber Efendimizin yerini öğrenen Yahudiler öldürmek için harekete geçtiler. Bu durumu haber alan Amcası Hz. Ebu Talip ve arkadaşları köye gelerek Yahudi grupla savaşarak Peygamberimizi kurtarmıştır.

Peygamber Efendimiz, kısa süre sonra dedesini kaybetmeden önce dedesi tarafından amcası Hz. Ebu Talip'e teslim ediliyor. Dedesi vefat ettikten sonra amcasının evinde kalmaya başlıyor. Amcası Hz. Ebu Talip, vefat edinceye kadar Peygamberimizi himaye ediyor. 

Peygamber Efendimize peygamberlik vahyi geldiği andan sonra Mekke müşrikleri tarafından baskı ve zulümler artmıştır. Üç yıl kendisi ile birlikte müminler ve aileleri amcasının bulunduğu Ebu Talip mahallesinde muhasara altında tutulmuştur.

Müşrikler başa çıkamayacaklarını anladıklarında Peygamber Efendimizi öldürmeye kalktılar. Allah'ın (c.c.) emri neticesinde hicret ederek Medine'ye gitmiştir. Medine de İslam devletini kurmak için çalışmalara başlamış ve müşriklerle birçok savaş yapmıştır.

Allah Resulü, Ashabına her yönüyle önderlik eder ve onlara yardım eder, dertleriyle dertlenir, sevinçleriyle sevinir, aç ve susuz kalır, çile ve meşakkatlerine ortak olurdu. Köşesine çekilmiş, hayattan elini eteğini çekmiş bir Peygamber, bir lider değil; hayatın içinde tebessüm eden, hayatın içinde insanları irşat eden, hayatın içinde insanların ıstıraplarına ortak olan, hayatı şekillendiren ve renklendiren kutlu bir er olarak yaşardı. İbadeti mescide hapsetmiş değil, aksine bütün bir hayatı ibadet manasıyla yoğurmuştu. Sadece kendisi değil çevresini de aynı manaya yöneltir, kişinin, hanımının ağzına takdim edeceği en küçük helal lokmanın bile ibadet sırrıyla yüceldiğini sık sık tekrar ederlerdi. Hayatı müşriklerle savaşmakla geçmiş bir peygamberdi.

Peygamber Efendimiz, müşrikler tarafından her zaman öldürülmek istenmiştir. Nitekim Hac vazifesini yaptıktan üç-dört ay sonra Medine'de zehir verilerek şehit edilmiştir.

Selam olsun; Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa'yı (s.a.a.) yaşayan, yaşatan, anlayan ve anlatanlara…