Dünya ülkelerinde kapitalizm modeli ve liberal ekonomi modeli uygulanmaya devam ederse; ülke halkları gece gündüz durmadan çalışsa dahi yapacakları şey, fakir kalarak zenginlerin maddi güçlerine güç katmaktır.
Kapitalizmde faiz yani tefecilik olmazsa olmazlardan. Günümüzdeki ülkeler, papaz Malthuz ve kumarbaz Keynes'in burjuva kesiminin zenginliğini artırmak için yazdığı kapitalizm sistemini 250 yıldır uygulamaktadır. Bu sistemin en büyük handikabı faiz yoluyla insanların cebindeki parayı çalarak onları sömürüp fakirleşmelerini sağlamak yani köleleştirmektir.
Kapitalizmin kaynaklara getirdiği 'kaynaklar sınırlı ihtiyaçlar sınırsız' tanımı, savaşların davetçisi olmuş, savaştan beslenen ekonomi anlayışını insanlığa dayatmıştır. Devletler işgal edilmiş, insanlar öldürülmüş ve yer altı kaynakları ele geçirilerek talan edilmiştir. Emeği açlık seviyesinin altında satın alınmasını sağlayarak sefaletin önünü açmıştır. Bu sistem aynı zamanda parayı küresel zenginler arasında dolaşımını desteklemektedir.
Kapitalizmi ülkemiz uygulamaya devam ederse; boşanmalar, intiharlar, işsizler, icralıkların sayısı gün geçtikçe artacaktır. TÜİK raporuna göre 2017 yılında boşanan çift sayısı 128 bin 411 iken, 2018 yılında yüzde 10,9 artarak 142 bin 448 oldu. 2017 yılında evlenen çift sayısı 569 bin 459 iken, 2018 yılında yüzde 2,9 azalarak 553 bin 202 oldu. 2018 yılında intihar eden kişi sayısı 3 bin 161'dir. 2018 yılında kadın cinayeti 440 iken, 2019 yılında 474 oldu. 2002 yılında icra ve iflas dosyaları olan kişi sayısı 8 milyon iken, 2018 yılsonu itibariyle 20 milyonu aştı. Boşanan çiftlerin sayısı 2024 yılında 187 bin 343, 2024 yılında intihar edenlerin sayısı 4460' a yükselmiştir.
TÜİK raporu sonuçları içler acısı bir tabloyu göstermektedir. Eğer önlem alınmaz ve bu bizim kaderimiz diyerek geçersek ileriki yıllarda çok daha acı tablolarla karşılaşacağımız kaçınılmazdır. Fakat halkımızın ümitsizliğe kapılmasına gerek yok. Çünkü Merhum Üstadım Prof. Dr. Haydar BAŞ hocamın 2005 yılında yazdığı Milli Ekonomi Modelinde bu tablolarla karşılaşmamız mümkün değil.
Ev hanımlarını emekli etmek, yeni doğan her çocuğa, işsizlere ve kimsesiz yaşlılara maaş vermek, öğrencilere karşılıksız burs vermek gibi insanlara doğrudan gelir desteği sağlanması, tüketim kabiliyeti olmayan kesimlere ihtiyaçlarını karşılama fırsatı verecektir. Milli Ekonomi Modelinde, ülke vatandaşları doğarken sigorta yapılıyor. Sosyal devlet anlayışı, alt gelir grubuna ait insanları, üst gelir grubuna ait insanların hayat standardına yaklaştırarak aradaki açığı kapatmaktadır.
Milli Ekonomi Modelinde (2005 yılındaki verilere göre, o dönemde asgari ücret 350 liraydı) kadının aile içerisinde üstlendiği görev itibariyle işçi sayılıp emekli edilip, bütün ev hanımlarına 1500 TL annelik maaşı ve ilaveten 1000 TL de vatandaşlık olmak üzere toplam 2500 TL vermektedir. Annenin her çocuğuna da 500'er TL çocuk parası vermektedir. Ülkemiz halkının her ferdine vatandaş olduklarından dolayı çalışsın veya çalışmasın 1000 TL vatandaşlık maaşı verilecektir.
Daha iyi anlaşılması için örnek verebilirim; anne ve babanın çalışmadığı 2 çocuklu bir aile düşünelim. Annenin maaşı 2500 TL babanın vatandaşlık maaşı 1000 TL çocuklara 1000 TL ile ailenin aylık alacağı maaş 4500 TL olur. Baba asgari ücretle çalışırsa bu rakam daha da artar. Model gereği asgari ücretli ve emeklilere 5000 TL verilecektir. Baba vatandaşlık maaşı ile 6000 TL + Anne 2500 TL + Çocuklar 1000 TL ile toplam 9500 TL aile aylık para alacaktır.
Bu belirttiğim rakamlar hayali değil, model gereği devlet adil dağılım yaparak halkını fakirlikten kurtaracaktır. 120'den fazla ülke modeli kısmen uygulamakta, 4 milyar nüfuslu BRICS ülkeleri modeli uygulamaktadır.
Bütün vatandaşlarımıza verilecek olan vatandaşlık maaşı, tüketimde kullanılacağı için direkt olarak piyasalara yansıyacak ve tüketimi artıracaktır. Bugün piyasalardaki durgunluk, tüketim yetersizliği ve talep darlığı düşünüldüğünde; söz konusu maaş uygulamasının piyasaları çok olumlu yönde etkileyeceği ve ekonomiyi canlandıracağı muhakkaktır. Tüketim artışı üretimi de tetikleyecektir, böylece ekonomide büyüme yakalanacaktır.
Bu modelin önemini dünya ülkeleri farkına varmış ve uygulamaktadırlar. Her geçen gün ekonomileri ilerlemektedir. Vatandaşlık maaşlarıyla halkları daha rahat etmektedirler.
Büyük Türk hakanı Oğuz Kağan'ın duası ile yazımızı bitirelim "Türk ülkesinde adaletten başka şey hüküm sürmesin. Türk yurdunda yoksulluk o kadar azalsın ki, fakirlik suç sayılsın."
Kapitalizmde faiz yani tefecilik olmazsa olmazlardan. Günümüzdeki ülkeler, papaz Malthuz ve kumarbaz Keynes'in burjuva kesiminin zenginliğini artırmak için yazdığı kapitalizm sistemini 250 yıldır uygulamaktadır. Bu sistemin en büyük handikabı faiz yoluyla insanların cebindeki parayı çalarak onları sömürüp fakirleşmelerini sağlamak yani köleleştirmektir.
Kapitalizmin kaynaklara getirdiği 'kaynaklar sınırlı ihtiyaçlar sınırsız' tanımı, savaşların davetçisi olmuş, savaştan beslenen ekonomi anlayışını insanlığa dayatmıştır. Devletler işgal edilmiş, insanlar öldürülmüş ve yer altı kaynakları ele geçirilerek talan edilmiştir. Emeği açlık seviyesinin altında satın alınmasını sağlayarak sefaletin önünü açmıştır. Bu sistem aynı zamanda parayı küresel zenginler arasında dolaşımını desteklemektedir.
Kapitalizmi ülkemiz uygulamaya devam ederse; boşanmalar, intiharlar, işsizler, icralıkların sayısı gün geçtikçe artacaktır. TÜİK raporuna göre 2017 yılında boşanan çift sayısı 128 bin 411 iken, 2018 yılında yüzde 10,9 artarak 142 bin 448 oldu. 2017 yılında evlenen çift sayısı 569 bin 459 iken, 2018 yılında yüzde 2,9 azalarak 553 bin 202 oldu. 2018 yılında intihar eden kişi sayısı 3 bin 161'dir. 2018 yılında kadın cinayeti 440 iken, 2019 yılında 474 oldu. 2002 yılında icra ve iflas dosyaları olan kişi sayısı 8 milyon iken, 2018 yılsonu itibariyle 20 milyonu aştı. Boşanan çiftlerin sayısı 2024 yılında 187 bin 343, 2024 yılında intihar edenlerin sayısı 4460' a yükselmiştir.
TÜİK raporu sonuçları içler acısı bir tabloyu göstermektedir. Eğer önlem alınmaz ve bu bizim kaderimiz diyerek geçersek ileriki yıllarda çok daha acı tablolarla karşılaşacağımız kaçınılmazdır. Fakat halkımızın ümitsizliğe kapılmasına gerek yok. Çünkü Merhum Üstadım Prof. Dr. Haydar BAŞ hocamın 2005 yılında yazdığı Milli Ekonomi Modelinde bu tablolarla karşılaşmamız mümkün değil.
Ev hanımlarını emekli etmek, yeni doğan her çocuğa, işsizlere ve kimsesiz yaşlılara maaş vermek, öğrencilere karşılıksız burs vermek gibi insanlara doğrudan gelir desteği sağlanması, tüketim kabiliyeti olmayan kesimlere ihtiyaçlarını karşılama fırsatı verecektir. Milli Ekonomi Modelinde, ülke vatandaşları doğarken sigorta yapılıyor. Sosyal devlet anlayışı, alt gelir grubuna ait insanları, üst gelir grubuna ait insanların hayat standardına yaklaştırarak aradaki açığı kapatmaktadır.
Milli Ekonomi Modelinde (2005 yılındaki verilere göre, o dönemde asgari ücret 350 liraydı) kadının aile içerisinde üstlendiği görev itibariyle işçi sayılıp emekli edilip, bütün ev hanımlarına 1500 TL annelik maaşı ve ilaveten 1000 TL de vatandaşlık olmak üzere toplam 2500 TL vermektedir. Annenin her çocuğuna da 500'er TL çocuk parası vermektedir. Ülkemiz halkının her ferdine vatandaş olduklarından dolayı çalışsın veya çalışmasın 1000 TL vatandaşlık maaşı verilecektir.
Daha iyi anlaşılması için örnek verebilirim; anne ve babanın çalışmadığı 2 çocuklu bir aile düşünelim. Annenin maaşı 2500 TL babanın vatandaşlık maaşı 1000 TL çocuklara 1000 TL ile ailenin aylık alacağı maaş 4500 TL olur. Baba asgari ücretle çalışırsa bu rakam daha da artar. Model gereği asgari ücretli ve emeklilere 5000 TL verilecektir. Baba vatandaşlık maaşı ile 6000 TL + Anne 2500 TL + Çocuklar 1000 TL ile toplam 9500 TL aile aylık para alacaktır.
Bu belirttiğim rakamlar hayali değil, model gereği devlet adil dağılım yaparak halkını fakirlikten kurtaracaktır. 120'den fazla ülke modeli kısmen uygulamakta, 4 milyar nüfuslu BRICS ülkeleri modeli uygulamaktadır.
Bütün vatandaşlarımıza verilecek olan vatandaşlık maaşı, tüketimde kullanılacağı için direkt olarak piyasalara yansıyacak ve tüketimi artıracaktır. Bugün piyasalardaki durgunluk, tüketim yetersizliği ve talep darlığı düşünüldüğünde; söz konusu maaş uygulamasının piyasaları çok olumlu yönde etkileyeceği ve ekonomiyi canlandıracağı muhakkaktır. Tüketim artışı üretimi de tetikleyecektir, böylece ekonomide büyüme yakalanacaktır.
Bu modelin önemini dünya ülkeleri farkına varmış ve uygulamaktadırlar. Her geçen gün ekonomileri ilerlemektedir. Vatandaşlık maaşlarıyla halkları daha rahat etmektedirler.
Büyük Türk hakanı Oğuz Kağan'ın duası ile yazımızı bitirelim "Türk ülkesinde adaletten başka şey hüküm sürmesin. Türk yurdunda yoksulluk o kadar azalsın ki, fakirlik suç sayılsın."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Haydar Baki / diğer yazıları
- Vatandaşlık Maaşı ve Milli Ekonomi Modeli / 13.12.2025
- Halkın hür iradesi Cumhuriyet / 29.10.2025
- Suyun hasret kaldığı İmam-ı Hüseyin / 04.07.2025
- İmamı Ali’nin vasi ve halife seçildiği Gadir-i Hum günü / 13.06.2025
- Bayramın manasına göre davranmak / 04.06.2025
- 23 Nisan’ın anlam ve önemi / 22.04.2025
- 14 Nisan- ∞ / 14.04.2025
- Örnek toplum modeli nasıl olmalı / 03.04.2025
- Allah’ın (c.c.) muradı ile Kadir Gecesi’ni ihya etmek / 26.03.2025
- Ramazan ayı hoş gelmiş safalar getirmiş / 28.02.2025
- Halkın hür iradesi Cumhuriyet / 29.10.2025
- Suyun hasret kaldığı İmam-ı Hüseyin / 04.07.2025
- İmamı Ali’nin vasi ve halife seçildiği Gadir-i Hum günü / 13.06.2025
- Bayramın manasına göre davranmak / 04.06.2025
- 23 Nisan’ın anlam ve önemi / 22.04.2025
- 14 Nisan- ∞ / 14.04.2025
- Örnek toplum modeli nasıl olmalı / 03.04.2025
- Allah’ın (c.c.) muradı ile Kadir Gecesi’ni ihya etmek / 26.03.2025
- Ramazan ayı hoş gelmiş safalar getirmiş / 28.02.2025




















































































