Cumhuriyette son söz millet tarafından seçilmiş Meclis'tedir. Millet adına her türlü kanunu o yapar. Millet, egemenliğinin devletin idaresine katılmasını ancak zamanında oyunu kullanmakla yapar. (Atatürkçülük, 1993, s.41)
29 Ekim 1923'te ilan edilen Cumhuriyet, milli iradenin tamamen hayata geçmesinin anahtarı olmuştur. 23 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi açıldıktan üç sene sonra ilan edilen devlet şekli ile yetki tamamen millete geçmiştir.
Cumhuriyet, egemenliğin tek kişiden alınıp milletin tamamına devredilmesi de, devlet idaresinden doğacak mesuliyetin herkese yayılması olarak okunmalıdır. (Prof. Dr. Haydar BAŞ, Hoş Geldin Atatürk, s.527-530)
Atatürk, Cumhuriyet'in kurulmasından iki yıl önce Nutuk'ta, "Teşkilat-ı Esasiye Kanunu-Anayasa: Madde 1-Egemenlik sınırsız ve koşulsuz olarak ulusundur. Yönetim yöntemi; halkın kendi alın yazısını eylemli olarak kendinin yönetmesi ilkesine dayanır. Madde 2- Yürütme gücü ve yasama yetkisi, ulusun tek ve gerçek temsilcisi olan Büyük Millet Meclisi'nde belirir ve toplanır." diye yazmıştır. (Nutuk, c.2, 1989, s.752-753)
Bu dönemde Atatürk farklı tanıtılmış ve maalesef bugüne kadar süregelen Ata'sı ile milletin arasını açma oyunu sergilenmiştir. Mustafa Kemal'in ardından gerçekleşen icraatlar ona ait olmamakla beraber kendisine mal edilmiştir. Dini kimliği gizlenen Atatürk'ün Cumhuriyete ve yeni devlete giden yolda, inancı ve milleti ile arası kesilmeye çalışılmıştır.
Ebedi hayata irtihal eden Prof. Dr. Haydar Baş hocamın Hoş Geldin Atatürk adlı esrini okursanız Atatürk'ün gerçek hayatı hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Mustafa Kemal Atatürk, Erzurum Kongresi sonrasında 22 Aralık 1919 günü Hacı Bektaş Dergâhını ziyaret eder. Zira Hacı Bektaş'ta Alevilerin merbut yani bağlı bulundukları Çelebi Cemalettin Efendi ile Hacı Bektaş Dede Postu Vekili Niyazi Salih Baba bulunmaktadır. Burada ülkenin çeşitli bölgelerinden gelen heyetler toplantılar yapar.
Oysa Atatürk, Cumhuriyeti kurmaya, Nevşehir Hacı Bektaş'ta Cemalettin Çelebi Efendi'nin dergâhında onunla beraber karar vermiştir ve bu karar tam bağımsızlığa giden yoldur. Üç gün kalınan dergâhta Cemalettin Çelebi Efendi ve Mustafa Kemal Atatürk hizmetlerini kendileri yaparak ibadet, zikir ve dualar eşliğinde Cumhuriyet ile ilgili çalışmalar yapmışlardır.
Görüldüğü üzere, Atatürk'ün başlattığı bu Milli Mücadele Hacıbektaş'ta yaptığı ziyaretle manevi bir boyut kazanmıştır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, gençlik yıllarında itibaren ülke yönetiminin tek bir kişide olmasına karşı olmuştur. Yönetimde halkın söz sahibi olmasını sürekli olarak savunuyordu. Padişah'ın ve etrafındakilerin umursamadığı, ezilerek ve fakir bir şekilde mücadele veren halkı gözlemlemiş, dini emellerine alet edilen cahil halkı kullanmalarını reddetmiştir.
Üstadım Prof. Dr. Haydar Baş; "Dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüz, milli bütünlüğümüz dini bütünlüğümüzdür. Milli bayramlarını kutlayamayan milletler, dini bayramlarını kutlayacak vatan bulamazlar" diye söylemiştir.
Türk milletinin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.
29 Ekim 1923'te ilan edilen Cumhuriyet, milli iradenin tamamen hayata geçmesinin anahtarı olmuştur. 23 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi açıldıktan üç sene sonra ilan edilen devlet şekli ile yetki tamamen millete geçmiştir.
Cumhuriyet, egemenliğin tek kişiden alınıp milletin tamamına devredilmesi de, devlet idaresinden doğacak mesuliyetin herkese yayılması olarak okunmalıdır. (Prof. Dr. Haydar BAŞ, Hoş Geldin Atatürk, s.527-530)
Atatürk, Cumhuriyet'in kurulmasından iki yıl önce Nutuk'ta, "Teşkilat-ı Esasiye Kanunu-Anayasa: Madde 1-Egemenlik sınırsız ve koşulsuz olarak ulusundur. Yönetim yöntemi; halkın kendi alın yazısını eylemli olarak kendinin yönetmesi ilkesine dayanır. Madde 2- Yürütme gücü ve yasama yetkisi, ulusun tek ve gerçek temsilcisi olan Büyük Millet Meclisi'nde belirir ve toplanır." diye yazmıştır. (Nutuk, c.2, 1989, s.752-753)
Bu dönemde Atatürk farklı tanıtılmış ve maalesef bugüne kadar süregelen Ata'sı ile milletin arasını açma oyunu sergilenmiştir. Mustafa Kemal'in ardından gerçekleşen icraatlar ona ait olmamakla beraber kendisine mal edilmiştir. Dini kimliği gizlenen Atatürk'ün Cumhuriyete ve yeni devlete giden yolda, inancı ve milleti ile arası kesilmeye çalışılmıştır.
Ebedi hayata irtihal eden Prof. Dr. Haydar Baş hocamın Hoş Geldin Atatürk adlı esrini okursanız Atatürk'ün gerçek hayatı hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Mustafa Kemal Atatürk, Erzurum Kongresi sonrasında 22 Aralık 1919 günü Hacı Bektaş Dergâhını ziyaret eder. Zira Hacı Bektaş'ta Alevilerin merbut yani bağlı bulundukları Çelebi Cemalettin Efendi ile Hacı Bektaş Dede Postu Vekili Niyazi Salih Baba bulunmaktadır. Burada ülkenin çeşitli bölgelerinden gelen heyetler toplantılar yapar.
Oysa Atatürk, Cumhuriyeti kurmaya, Nevşehir Hacı Bektaş'ta Cemalettin Çelebi Efendi'nin dergâhında onunla beraber karar vermiştir ve bu karar tam bağımsızlığa giden yoldur. Üç gün kalınan dergâhta Cemalettin Çelebi Efendi ve Mustafa Kemal Atatürk hizmetlerini kendileri yaparak ibadet, zikir ve dualar eşliğinde Cumhuriyet ile ilgili çalışmalar yapmışlardır.
Görüldüğü üzere, Atatürk'ün başlattığı bu Milli Mücadele Hacıbektaş'ta yaptığı ziyaretle manevi bir boyut kazanmıştır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, gençlik yıllarında itibaren ülke yönetiminin tek bir kişide olmasına karşı olmuştur. Yönetimde halkın söz sahibi olmasını sürekli olarak savunuyordu. Padişah'ın ve etrafındakilerin umursamadığı, ezilerek ve fakir bir şekilde mücadele veren halkı gözlemlemiş, dini emellerine alet edilen cahil halkı kullanmalarını reddetmiştir.
Üstadım Prof. Dr. Haydar Baş; "Dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüz, milli bütünlüğümüz dini bütünlüğümüzdür. Milli bayramlarını kutlayamayan milletler, dini bayramlarını kutlayacak vatan bulamazlar" diye söylemiştir.
Türk milletinin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Haydar Baki / diğer yazıları
- Halkın hür iradesi Cumhuriyet / 29.10.2025
- Suyun hasret kaldığı İmam-ı Hüseyin / 04.07.2025
- İmamı Ali’nin vasi ve halife seçildiği Gadir-i Hum günü / 13.06.2025
- Bayramın manasına göre davranmak / 04.06.2025
- 23 Nisan’ın anlam ve önemi / 22.04.2025
- 14 Nisan- ∞ / 14.04.2025
- Örnek toplum modeli nasıl olmalı / 03.04.2025
- Allah’ın (c.c.) muradı ile Kadir Gecesi’ni ihya etmek / 26.03.2025
- Ramazan ayı hoş gelmiş safalar getirmiş / 28.02.2025
- Berat Kandili ve düşündürdükleri / 13.02.2025
- Suyun hasret kaldığı İmam-ı Hüseyin / 04.07.2025
- İmamı Ali’nin vasi ve halife seçildiği Gadir-i Hum günü / 13.06.2025
- Bayramın manasına göre davranmak / 04.06.2025
- 23 Nisan’ın anlam ve önemi / 22.04.2025
- 14 Nisan- ∞ / 14.04.2025
- Örnek toplum modeli nasıl olmalı / 03.04.2025
- Allah’ın (c.c.) muradı ile Kadir Gecesi’ni ihya etmek / 26.03.2025
- Ramazan ayı hoş gelmiş safalar getirmiş / 28.02.2025
- Berat Kandili ve düşündürdükleri / 13.02.2025




















































































