İşte anlatılanlar ve hadiseler gösteriyor ki, ilahi rahmete erişmek için her maddi varlıktan ve sevgiden kalbi temiz tutmak gerek. Bu temizlik, kolay olmaz; birçok belalar ve felaketler insanı sarar.Herhangi bir felaket karşısında insan, azmini kaybetmeyecek. Çünkü o bir nevi nimettir. İyi düşünülürse belanın en büyüğü peygamberlere ve onların yakınlarına, daha sonra sırasıyla olmuştur. Bu durumu Peygamber (S.A.) efendimiz şöyle haber verir:"Biz peygamberler zümresi, diğer insanlara nazaran belanın en büyüğünü 'yüklenmişiz' daha sonra sırası ile..." "Allah'ı en çok ben bilirim ve O'ndan en çok ben korkarım."İkinci Hadisi Şerif'te büyük bir manaya işaret vardır. Sultana yakınlık hasıl olunca o nisbette korku ve çekinme çoğalır. Sebebi: Padişahın gözü önündedir, hiçbir hareketi onun gözünden kaçmaz. En küçük hatası dahi görülür ve ona göre ceza verilir.Burada şöyle bir soru akla gelir: "İnsanlar Allah'a göre tek şahıs hükmündedir, hiçbir hareket ondan gizli değildir. O halde: "Padişah yakın olana ayrı ceza verilir şeklindeki cümlenin manası nedir?" Biz buna cevap olarak deriz ki: Derece yükseldikçe, rütbe büyüdükçe hatalar gözle görülür; çünkü insan hata işlemeye daima meyvaldır. Bu halde, verilmiş olan nimetlerin en ufağını dahi azımsıyan, büyük hatalı sayılır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.