Bugün 4 Ekim Dünya Hayvan Hakları Günü… Türk hukukunda durum nedir?
Dağ fare doğurdu… Hayvanları Koruma Kanunu kabul edilse de beklentileri tam karşılamadı. Hayvana şiddet uygulayanlara hapis cezası getirildi ancak bunun ertelenmemesi gerekirken ne yazık ki erteleme de peşinden geldi. Hayvanı öldüren, tecavüz eden, şiddet uygulayan hapis yatmaktan kurtulabilecek.
Her hak mücadelesinde olduğu gibi, hayvan hakları mücadelesi de kâğıt üzerinde, masa başında değil, hayatın içinde kazanılacaktır.
Nitekim, dağ keçileri konusunda, kişiye özel katliama halkımız engel olmuştur. Olayı hatırlayacaksınız; Tunceli'de Alevi toplumu için kutsal atfedilen ve "Hızır'ın davarı" olarak kabul edilen dağkeçilerinin avlanması için bir Amerikalıya izin verilmiş, bölge halkı köylüsüyle kentlisiyle direnerek izne karşı çıkmıştı.
Hak, hukuki statünün belirlenmesinde önemli bir kozdur. Bu nedenle hayvan hakları üzerinden değerlendirmeyi önceliyoruz.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (beyannamesi) gibi Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi de vardır. 15 Ekim 1978'de Paris'teki UNESCO Merkezi'nde törenle ilân edilmiş, daha sonra 1990'da gözden geçirilerek yeniden açıklanmıştır.
14 maddeden oluşan bildirgeye baktığımızda:
1.Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğarlar ve aynı var olma hakkına sahiptirler.
2.Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. Bir hayvan türü olan insan, öbür hayvanları yok edemez. Bu hakkı çiğneyerek onları sömüremez. Bilgilerini hayvanların hizmetine sunmakla görevlidir. Bütün hayvanların insanca gözetilme, bakılma ve korunma hakları vardır.
3.Hiçbir hayvana kötü davranılamaz, acımasız ve zalimce eylem yapılamaz. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu olursa, bu bir anda, acı çektirmeden ve korkutmadan yapılmalıdır.
4.Yabani türden olan bütün hayvanlar, kendi özel doğal çevrelerinde karada, havada ve suda yaşama ve üreme hakkına sahiptir. Eğitim amaçlı olsa bile özgürlükten yoksun kılmanın her çeşidi bu hakka aykırıdır.
5.Geleneksel olarak insanların çevresinde yaşayan bir türden olan bütün hayvanlar uyumlu bir biçimde türüne özgü bir yaşam koşulları ve özgürlük içinde yaşama ve üreme hakkına sahiptir.
6.İnsanların yanlarına aldıkları bütün hayvanları doğal ömür uzunluklarına uygun sürece yaşama hakkına sahiptir. Bir hayvanı terk etmek acımasız ve aşağılık bir davranıştır.
7.Bütün çalışan hayvanlar iş süresi ve yoğunluğunun sınırlandırılması ve güçlerini artırıcı bir beslenme ve dinlenme hakkına sahiptir.
8.Hayvanlara fiziki ya da psikolojik bir acı çektiren deneyler yapmak hayvan haklarına aykırıdır. Tıbbi, bilimsel, ticari ve başkaca biçimlerdeki her türlü deneyler için de durum böyledir.
9.Hayvan beslenmek için yetiştirilmişse de bakılmalı, barındırılmalı, taşınmalı, ölümü de acı çektirmeden ve korkutmadan olmalıdır.
10.Hayvanlardan insanların eğlencesi olsun diye yararlanılamaz. Hayvanların seyrettirilmesi ve hayvanlardan yararlanılan gösteriler hayvan onuruna aykırıdır.
11.Zorunluluk olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi yaşama karşı suçtur.
12.Çok sayıda yabani hayvanın öldürülmesi demek olan her davranış bir soykırım, yani bir suçtur.
13.Hayvan ölümüne de saygı göstermek gerekir. Hayvanın öldürüldüğü şiddet sahneleri sinema ve televizyonda yasaklanmalıdır.
14.Hayvanları koruma ve savunma kuralları, hükûmet düzeyinde temsil olunmalıdır. Hayvan hakları da insan hakları gibi yasayla korunmalıdır.
Kurallar böyle… Ancak Temel İnsan Haklarının bile tam uygulanmadığı dünyamızda (ve ülkemizde) hayvan haklarının korunacağına inanmak zor görünse de mücadeleyi bırakmamak gerekiyor. Bir de sakın ha sevgiyi unutmayalım! İnsan sevgisi, küçük yaşlarda hayvan sevgisiyle ve doğa sevgisiyle başlar.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023