Sosyal medya hesabından son paylaştığı görüntülü mesajda, "Cumhurbaşkanı bölgeye gidiyor, 'Biz buraya geç geldik. Biz burada eksik işler yaptık. Biz yanlışlar yaptık. Hakkınızı helal edin' diyor. İnsani bir refleks, buna da kızmıyorum. Ama oradan biri çıkıp, 'Ben hakkımı helal etmiyorum' derse ne olur? Kimse bunu söyleyebiliyor mu? Bizim insanımızın bunu söyleme hürriyeti var mı? Ben hakkımı helal etmiyorum" diyen Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, mesajının devamında ise şu ifadeleri kullanmıştı: "Ben sana hakkımı helal etmiyorum, haram ediyorum. Sen bizim hakkımızı yedin, istediğin gibi istediğin müteahhidi zengin ettin. Sen bizim hakkımızı yedin, istediğin arsayı ranta açtın. Sen bizim hakkımızı yiyerek on binlerce insanımızın ölmesine sebep oldun. Ben hakkımı helal etmiyorum. Ama benim gibi rahatlıkla bizim insanımız bunu söyleyemez. Ne yazık ki söyleyemez, söylerse depremzede olmasına rağmen soluğu hapiste alabilir. Maden kazasında yaşandığı gibi sokağın ortasında tekme yiyebilir."
Türkiye'nin en genç genel başkanı BTP lideri Hüseyin Baş'ın bu tespitlerinin ne kadar doğru olduğunu hepimiz biliyoruz.
Keşke gelinen noktada güzel ülkemiz böyle bir hale sokulmasaydı da bunun gibi tespitler yapılmak zorunda kalınmasaydı. Ancak maalesef ülkemizin gerçekleri bunlar.
14 Mayıs'taki seçimde milletçe doğru bir karar verirsek canımızı yakan bu gerçekleri, canımızı yakmayacak yeni gerçeklerle değiştirme fırsatını yakalayabiliriz belki. Bekleyip göreceğiz…
Son günlerde haber bültenlerinde hep Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın deprem bölgesine yaptığı ziyaretleri ve buralarda 'helallik istiyoruz' şeklindeki açıklamalarını duyuyoruz.
Helallik kimden isteniyor?
11 şehrimizi vuran depremlerde yakınları ve varlıklarını kaybeden depremzedelerden.
Zira deprem bölgesine günlerce yardım götürülemedi, bölgeye gönderilmesi gereken Kızılay çadırları satışa dahi konu edildi, vesaire vesaire…
Hiç dikkat ettiniz mi Erdoğan'ın helallik istediğini duyabiliyoruz ama karşısındaki depremzedelerin ne dediklerini duyamıyoruz.
Neden acaba?
İşte tam da BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın dediği gibi yaşanan korku ikliminden dolayı kimse 'hakkımız helal etmiyorum' diyemiyor.
Demek ki ortada diyalog değil, sadece bir monolog var.
Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan, helallik isterken belki de karşısında diyalog kurabileceği depremzedeler yok. Varsa da önceden tembihlenmiş ve seçilmiş kişiler dizilmiş Erdoğan'ın karşısına…
Hal böyleyse bunu helalleşme diye nitelendirmek ne kadar doğru?
Bence doğru değil…
Bu da demek oluyor ki, helalleşme tam bir tiyatrodan ibaret…
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024