İktidara destek verenler ve iktidardan destek alanlar…
İktidara güç verenler ve iktidardan güç alanlar…
İktidarın açtığı kapılardan içeri dalarak servetle buluşanlar ve karşılığında iktidarın her yaptığını her dediğini tartışmasız alkışlayanlar…
Para parayı çekti, servet lahana gibi katlandı yeni servetler doğurdu ve haliyle yeni zenginler, yeni dünyalarını, yeni lüks hayatlarını borçlu oldukları iktidarın emrinde hazır asker oldular.
Gazetelerinin manşetleri iktidarın emsalsiz başarılarına ayrıldı.
Televizyonları sürekli iktidarın hoşuna gidecek yayınlar yaptı, hoşlandığı makamlardan çaldı-söyledi.
Dizileri ile, tartışma programları ile, haberleri veriş tarzları ile kitleleri yatırıp-kaldıran, kitlelere toz-pembe tablolar çizen iktidara ayarlı medya merkezleri aslında halkın parası ile beslendikleri halde halkı kandırdılar ama iktidarın desteğini almaya devam etiler.
Alkışlayan razı ve alkışlanan akşamdan razı…
Alkışlayan medya merkezleri muslukları akmaya devam ettikçe alkışın dozunu artırdılar, alkış seslerinden adeta mest olan iktidar ise aslında yine millete ait olan kesenin ağzını açtıkça açtı.
Milletin parası, tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan kaynaklar iktidar ile iktidara ayarlı medya arasındaki anlaşma gereği, milleti aldatmada bol keseden kullanıldı.
Günün sonunda alan memnun veren memnun, ihaleyi veren de ihaleyi alan da yüklerini tutmuş oldular ama ortada ufacık bir sorun kaldı; Yatsı olmadan yalancıların mumları söndü.
Yıllardan beridir cafcaflı manşetlerle, yağdan-yağcılıktan vıcık vıcık köşe yazıları ile kandırılan, oyalanan geniş kitleler, içten içe, derinden derine homurdanmaya başladılar; "Biz kimiz ve bu hal neyin nesi?"
Bize sürekli tarihi, tarihin şeref levhalarını hatırlatıp duruyorsunuz da, şu güne gelin bakalım, bugün gırtlağımıza kadar içinde düştüğümüz; "Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya" vaziyetimizin hesabını verin bakalım.
Hep birbirinizi ağırladınız, sürekli birbirinizi alkışladınız, siz yükünüzü tuttunuz ama biz halk olarak kilerimiz boşaldı, cebimiz-cepkenimiz tamtakır oldu, hayatımızda iş kalmadı, soframızda aş kalmadı, hanelerimizde huzur kalmadı.
Yıllarımız… Yitip giden yıllarımız ve perişan halimiz…
Şimdi hesap zamanı.
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025