"Hepiniz bilirsiniz ki, Avrupa'nın en önemli devletleri Türkiye'nin zararıyla ,Türkiye'nin gerilemesiyle ortaya çıkmıştır? Eğer güçlü bir Türkiye varlığını sürdürseydi, denilebilir ki, İngiltere'nin bugünkü siyaseti var olmayacaktı? Türkiye'yi yok etmeye girişenler, Türkiye'nin ortadan kaldırılmasında çıkar ve hayat görenler, zararlı olmaktan çıkmışlar, aralarında çıkarları paylaşarak birleşmiş, ittifak etmişlerdir?" diyor
Mustafa Kemal Atatürk, 6 Mart 1922'de? Gelişmeler o günden bu tarafa yukarıdaki tesbiti haklı çıkarmıştır. Yarım asırdan fazla bir süredir kapıda bekletildiğimiz AB ülkeleri bizi almamak ama siyasi talepler ile zayıflatmak için fikir birliği içinde değil mi? Alevi-Sünni kardeşliği, halen kapıların gizli ellerce işaretlenmesiyle bozulmak istenmiyor mu? Ya da cumhuriyetin ilanından beri bir ve beraber yaşadığımız Kürt kardeşlerimiz üzerinden dönem dönem sürdürülen ayrımcılık düşüncesinin arkasında kimler var? Sevr'in de bir maddesi olan Kürt bölgesinin Anadolu topraklarından ayrılması meselesi, Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşı sırasında uğraştığı konulardan biriydi. Etnik ayrımcılığı, Anadolu insanının kendisiyle kavgası için kullanmak isteyen dış güçler, Ermeni iddiaları gibi Kürt kartını da sonuna kadar zorlamışlardır. Kürtler üzerindeki İngiliz oyununun farkında olan Mustafa Kemal, 1919 senesinde Amerikan Senatosu'nun Anadolu'daki nüfus yoğunluklarını ve Ermeni ve Kürt konusunu araştırmak için gönderdiği General Harbord'a, İngiliz siyaseti için şunları söylemişti: "İngiliz İmparatorluğu, bölmek ve Türklerle Kürtler arasında bir kardeş savaşına neden olmak için Kürtleri kendi himayeleri altında bağımsız bir Kürdistan kurma planına katılmak için kışkırttılar. İleri sürdükleri tez, imparatorluğun nasıl olsa dağılmaya mahkum olduğudur. Bu amaçlarını gerçekleştirmek için büyük paralar harcadılar. Her türlü casusluğa başvurdular. Fakat bizim Kürt vatandaşlarımız hazırlanan komplonun farkına vararak onur ve vicdanlarını satan diğer bir gurup haini bölgeden kovdular. Saf Kürt vatandaşlarımızı isyana sevk ettiler. Bu alçakça planın üç amacı vardı: Kürtlerin çıkar duygularını canlandırmak, milli kuvvetleri yok etmek ve aynı ülkenin evlatları arasında bir mücadele ve kan dökmeye neden olmak?" (İstiklal Harbi Gazetesi, 25-27 Eylül 1919). Kurtuluş Savaşı'nda altı çizilen Kürt oyunu bugün yok mu? Suriye'de dış güçlerin oluşturduğu baskı otorite boşluğuna neden olmuş ve Suriye Kürdistan'ı ilan edilmiştir. Türkiye'nin güneyinin Türkiye'den koparılması da plan dahilindedir. Kürt devleti hayali Türkiye'nin üniter devlet yapısını bitireceği gibi, kurulan devletin devamı da söz konusu olamaz. Büyük İsrail'in basamağı olan Kürdistan, yine dış güçlerce İsrail'e ilhak edildiğinde, Kürt devletinden medet uman kardeşlerimiz bünyemizde sahip oldukları hakları ve özgürlükleri dahi kaybedecektir. Şu bir hakikattir, Kurtuluş Savaşı'nı omuz omuza bir mücadele sonrasında kazanan Türk milletinin Anadolu topraklarındaki kardeşleri ile hiçbir birlik sorunu yoktur. Dün olduğu gibi bugün yaşananlar da ülkemiz üzerinde hesabı olanların kışkırtmasından başka bir şey değildir. Beklediğimiz, içinden geçtiğimiz kritik günlerde Kurtuluş Savaşı'nda gösterilen ferasetin Kürt kardeşlerimizce yine gösterilmesidir.