Her şey Allah'tan gelir
'Her şey Allah'tan gelir' inancına hiçbir sebep ve vasıtaya başvurmaksızın bilip bağlanmak, hayrın tamamının Allah'tan olduğuna kati bir şekilde kanaat getirmektir
03.12.2019 22:11:00





İmam Gazali Hazretleri şöyle buyurdu:
"Asr-ı saadette yaşayan büyükler, tevhid teriminden günümüz kelâmcılarının çoğunun anlamadığı şeyleri anlıyorlardı. Üstelik günümüz kelâmcıları bu mânâları anlasalar da, anladıkları bu mânâlarla muttasıf olamazlar.
Onların anladığı mânâlar şunlardı:
'Her şey Allah'tan gelir' inancına hiçbir sebep ve vasıtaya başvurmaksızın bilip bağlanmak, hayrın tamamının Allah'tan olduğuna kati bir şekilde kanaat getirmektir. Bu makam çok şerefli bir makamdır.
Tevekkül, rıza ve Allah'ın hükmüne teslim olmak, bu mertebenin meyvelerindendir.
Tevhid, paha biçilmez bir cevherdir ve bu cevheri koruyan iki kabuk vardır:
Özden en uzak olan kabuk. Halk, tevhid kavramını özünden çekip almış, bu ismi kabuğa ve o kabuğu koruyan sanata vermiştir. Özü ise bütünüyle ihmal etmiştir.
Birinci kabuk dille 'Lâ ilâhe illâllah' demektir. Bu kabuğa tevhid ismi verilmiştir. Bu kabuk esasında hıristiyanların açıkça izhar ettikleri teslis inancını yıkan bir kabuktur. Fakat bu kelimeyi, özünü reddettiği halde söyleyen münafıklar da vardır. Bu münafıklar da tevhid kelimesini dilleriyle söylemekte ve insanları kandırmaktadırlar.
Kalpte, dil ile söylenen bu söze hiçbir muhalefetin bulunmaması ve bu kelimenin bütün anlamının olduğu gibi kabul edilmesidir. Kalp, zâhirde zikredilmiş olan bu kelimenin bütün mânâ ve medlûlünü kesin olarak tasdik etmeli ve bu inanç Allah inancının bütününe şâmil olmalıdır. Bu mertebe, halk tabakasının tevhid mertebesidir. İşte kelâmcılar bu kabuğu bid'at ehlinin taarruzundan korurlar. Bu hakikate daha önce işaret edilmişti.
Öz… Yâni bütün vasıtalara sırt çevirmek, her şeyin Allah'tan olduğuna tam mânâsıyla inanmak ve Allah'a hiçbir varlığı ortak koşmaksızın kulluk yapmaktır. Nefsinin hevasına uyan insan, tevhid anlayışının dışında kalır. Bu bakımdan arzularına tâbi olan, nefsini kendisine ilah edinmiş demektir.
'Gördün mü o kimseyi ki hevasını kendisine ilâh edinmiş, Allah da bir ilim üzere onu şaşırtmış, kulağını ve kalbini mühürleyip, gözüne de bir perde çekmiş! Artık onu Allah'tan başka kim yola getirebilir? Hâlâ düşünmez misiniz?' (Câsiye/23)."
OKAN EGESEL
'AŞAĞIDAKİ VİDEOLAR İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR'
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.