logo
19 MART 2024

Her yeni sayısı yeni ufuklara yelken açıyor

14.05.2017 00:00:00
İcmal Dergisinin her yeni sayısını otuz sene önceki heyecanla bekliyor, adeta iple çekiyorum.
Seksen üç yılının Eylül ayından itibaren yayın hayatına giren İcmal'in, bugün altmışına merdiven dayamış olan bizim kuşak için çok özel anlamı var elbette.
İlk sayıdan itibaren yazı yazmaya çalıştık, mutfakta yayına hazırlayan heyetin içinde bulunduk, matbaadan aldık karda-kışta koliler halinde otobüslerle ülkenin dört bir yanına gönderdik ve kalan vakitlerde de İstanbul kazan biz kepçe yeni sayı çıkana kadar elimizdeki dergiyi insanımıza ulaştırdık ve yeni yeni aboneler kazandırdık.
Yeşildirek, Mahmut Paşa ve Tahtakale civarında herhangi bir iş hanına sabah girip akşam iş yerlerinin kapanma saatlerinde çıktığımız günler oldukça fazladır.
Mayıs 2017 sayısı elime ulaştığında hiç abartmadan söylüyorum, otuz dört sene evvel matbaadan elimize ulaşan her yeni sayıda duyduğum heyecanı bir kez daha yaşadım.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın imzasını taşıyan "Sadıklarla beraber olmak" kapak yazısı ile okuyucunun huzuruna çıkan yeni sayı yine dopdolu ve yine yeni ufuklara yelken açacak konular ve yazılar içeriyor.
Elimize ulaşan son sayı, elbette otuz dört sene önceki sayılarla kıyaslanamayacak kadar profesyonel, mizanpajı mükemmel, oldukça göz doyurucu ve baskısı pırıl pırıl.
Başta Editör sayın Okan Egesel olmak üzere, emeği geçen ekibe ayrı ayrı teşekkürler ediyoruz ve her sayıya yazıları ile katkıda bulunan yazar arkadaşları da muhabbetle selamlıyoruz.
Gazeteye oranla dergiye ulaşmak daha zor ya da derginin ulaştığı yerler daha sınırlı olduğu için son sayıda yer alan "İcmal Üniversitesine Talebe olmak" adlı yazımızı siz değerli Yeni Mesaj okurlarıyla da paylaşmak isteriz:
Dillerde selam, dudaklarda tebessüm ve bakışlarda sürekli saygı vardır.
Bu okulun talebelerinden her hangi biri için, arkadaşın müşkili halledilip gönlü genişleyene kadar bütün dünya ona dardır.
Uzaklardan, karlı dağları aşarak gelmiş olan bir arkadaşın karnı doyana ve ayağı ısınana deyin o, Adana'da da olsa ve aylardan Ağustos da olsa etrafı kardır.
Yorgun-argın, kan-ter içinde yüreği yangın yeri vaziyetinde teşrif eden bir kardeşine bir tas soğuk su ikram edip rahatlatana kadar onun yüreği kordur.
Bu okulun, talebelerine rol model olarak takdim ettiği şahsiyetlerin başında elbette âlemlere rahmet Hz. Muhammed aleyhisselam olmak üzere Ehl-i Beyt'ten Ali ve Fâtıma vardır.
Bu iki yüce şahsiyetin ciğerpareleri Hasan ve Hüseyin ise, Zeyneb ve Rukayye ise gençliğin yüreğinde sönmeyen bir kordur asla iyileşmeyen bir yaradır.
İcmal Üniversitesinde talebe olmak elbette bir nasiptir, bir kısmettir ama asla zor değildir, buraya kaydolmak için kılı kırk yarmak ve kırk dereden su taşımak gerekmez.
Bu okula daha yeni talebe olmuş biri çok rahatlıkla rektörü ile yan yana oturabilir, diz dize aynı ders halkasında bulunabilir, talebelerle hocalar hep aynı saftadırlar zaten ve hocası da talebesi de "her bilenin üstünde bir bilen vardır" (Yusuf: 76) gerçeğine kilitlenerek her gün yeni şeyler öğrenme gayretindedirler.
Kerim Kitapta, bu kitabı tebliğ ve talim eden, nice hikmetlerin öğretici son elçinin öğretisinde altı çizilen, dikkat çekilen, işaret ya da ima edilen bütün ilimlerin tahsil edildiği, talim edildiği ve hayata aktarıldığı bir okuldur İcmal Üniversitesi.
Asla hayattan kopuk değildir, hayat ile iç içe, kucak kucağadır, burada sosyoloji ve psikoloji yaşanarak öğrenilir, fizik, kimya, matematik, tarih, coğrafya, hukuk, iktisat, astronomi ve tıp gibi ilimler gençlerin sürekli yönlendirildiği ilim dallarıdır.
Hayat kitabı olan Kur'an başta olmak üzere, onun dikkat çektiği kâinat kitabı ve insan kitabı mutlaka okunması gereken kitaplar listesinin en başında yer alırlar.
"Biz onlara hem ufuklarda ve hem kendi nefislerinde delillerimizi göstereceğiz ki, Kur'ân'ın hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Senin Rabbinin her şeye şahit olması kâfi değil mi?" (Fussilet: 53).
Hayatın olmazsa olmazı, temel taşı olan kaynakların verimli ve adil kullanılması, gelir dağılımının adil olarak tabana yayılması meselesi bu okulun en önemli dersleri arasındadır.
Bu üniversitenin rektörü olan sayın Prof. Dr. Haydar Baş, bu konuda oldukça iddialıdır ve geliştirdiği tez, nerdeyse dünyanın yarı nüfusunun umut kapısı, hatta ekmek kapısı durumuna gelmiştir.
Tüm dünyada kaynakların kullanımı ve gelir dağılımı tablosunu bir cümle ile özetlemek istediğimizde, merhum Necip Fazıl'ın; "Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul" mısraını rahatlıkla kullanabiliriz:
"Allah'ın on pulunu bekleye dursun on kul"
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul"
Bu, yıllar evvel yapılmış bir tespittir, konulmuş doğru bir teşhistir ama bu çok çok olumsuz ve haksız tablonun değişmesi için neler yapılması gerektiğine yönelik bir çare sunulmamıştır.
Belki bu tespitin üzerinden yarım asırdan fazla bir zaman geçti ama ne dünyada ne de ülkemizde iyiye doğru bir değişme olmadı, aksine, dokuz kişinin hakkından biraz daha çalıp o bir kişiye aktarmaya yönelik düzenlemeler tam gaz devam etti ve ediyor.
İşte Sayın Haydar Baş'ın "tam otuz yılımı verdim" dediği Milli Ekonomi Modeli, "bir kişiye tam dokuz dokuz kişiye bir pul" tablosunun, sömürülenler lehine nasıl değişeceğine dair çok hayati formüller içermektedir.
Müslüman bir bilim adamı, sorumluluğunun bilincinde bir mütefekkir olarak Sayın Haydar Baş, adeta dünya mazlumlarının, hakları gasp edilenlerinin önüne düşerek; "böyle geldi ama böyle gitmeyecek" meşalesini yakmış ve umutlarını yeşertmiştir.
Bu üniversiteye sınavsız girebilirsiniz ve yedi yaşındaki torununun elinden tutmuş yetmiş yaşındaki dedeyi-nineyi üniversitenin her hangi bir fakültesinde görebilirsiniz.
Sınav şartı olmadığı gibi yaş sınırı da yoktur burada.
 Burada ilimler hem talim edilir, tahsil edilir ve tarif edilir hem de tecrübe edilir.
Mesela bal arısının Kerim Kitabımızda bir sureye ad olması konusu uzun uzun tefekkür edilir, tezekkür edilir, Yüce Yaratıcının küçük bir arı vasıtasıyla insanlığa ikram ettiği şifa kaynağı olan bal hakkında bilgiler verilir ama iş burada kalmaz, etrafında halka kurulmuş sofranın tam ortasına büyük bir kap içinde ikram edilir.
Hakkında ciltlerce kitap yazılan, tadı ile ilgili "şöyle tatlıdır, böyle tatlıdır" diyerek uzun uzun makaleler yazılan bal işte budur, buyurun tadın denilir.
Burada, her hangi bir sınıfta veya anfide kalabalık talebe topluluğunun ortasına bir kavanoz bal konularak; "işte rengini görüyorsunuz, tadı da şöyle şöyledir" denilerek ders bitirilmez, kavanoz alınıp götürülmez, hemen orada hem tadı hem de kokusu tecrübe edilerek öğrenilmiş olur.
"Rabbin bal arısına: "Dağlarda, ağaçlarda ve hazırlanmış kovanlarda yuva edin; sonra her çeşit üründen ye; sonra da Rabbinin işlemen için gösterdiği yollardan yürü" diye öğretti. Karınlarından insanlara şifa olan çeşitli renklerde bal çıkar. Düşünen bir millet için bunda ibret vardır." (Nahl: 68-69).
Marifetullah uzun uzun anlatılır, mehafetullah, yani Allah korkusu hakkında konuşmalar yapılır ve ardından bu çok önemli hasletlerin nasıl kazanılacağı hususu hep birlikte tecrübe edilir.
"Onlar, inananlar ve kalpleri Allah'ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur." (R'ad: 28).
"İnananlar ancak, o kimselerdir ki Allah anıldığı zaman kalbleri titrer, ayetleri okunduğu zaman bu onların imanlarını artırır. Ve Rablerine güvenirler; namaz kılarlar; kendilerine verdiğimiz rızıktan yerli yerince sarf ederler." (Enfal: 2-3).
Kainattaki bütün iradesiz varlıkların Yaratıcıyı tesbihe ve tezkire, yani zikrullaha kodlandığı gerçeği Kerim Kitaptan delillerle anlatılır ama bu sadece bilgi düzeyinde kalmaz, insan olarak, irade sahibi, gönül sahibi varlık olarak bizlerin de kainatın zikrine iştirak etmemiz gereğinden hareketle derhal tecrübe aşamasına geçilir.
"Onların söylediklerine sabret; güçlü kulumuz Davud'u an; o, daima Allah'a yönelirdi. Doğrusu Biz, akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, kuşları da toplu halde onun buyruğu altına vermiştik. Her biri ona yönelmekteydi." (Sad: 17-19).
"Yedi gök, yer ve bunlarda bulunanlar O'nu tesbih eder; O'nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur; fakat siz onların tesbihlerini anlamazsınız. Doğrusu O Halim olandır, Bağışlayan'dır." (İsra: 44).
Dağların taşların ve kuşların tesbihlerini ve zikirlerini asla ihmal etmedikleri bir hayatta insanın da bundan gafil olmaması gerçeğinin altı ısrarla çizilir.
"İnananların gönüllerinin Allah'ı anması ve O'ndan inen gerçeğe içten bağlanması zamanı daha gelmedi mi? Onlar, daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar; onların üzerinden uzun zaman geçti de kalbleri katılaştı; çoğu, yoldan çıkmış kimselerdir." (Hadid: 16).
Göklerde kanat çırparak uçan kuşlar yaratıcıyı tesbih ediyorlar ve bu tesbihlerini bilerek yapıyorlarsa, insanın da tesbihini ve zikrini bilerek yapması gereğinin üzerinde durulur.
Bu okulda ilim ile amel hep beraber yürürler, öğrenilen ilim derhal uygulanır, amele dönüşür, işlenilen salih ameller ise nice yeni ilimlere kapılar aralar.
"Göklerde ve yerde bulunanlarla, dizi dizi kanat çırpıp uçan kuşların, Allah'ın sınırsız kudret ve yüceliğini dile getirdiklerini görmüyor musun? Her biri de Allah'ı nasıl anacağını ve Allah'ı nasıl yücelteceklerini bilmektedirler. Allah da onların yaptıkları her şeyi tam olarak bilmektedir." (Nur: 41).
"Her kim izzet istiyorsa bilsin ki izzet tamamıyla Allah'ındır. O'na hoş kelimeler yükselir, onu da salih amel yükseltir. Kötülükler kuranlara gelince, onlara şiddetli bir azab vardır. Onların tuzakları hep darmadağın olur." (Fatır: 10).
 
Aziz Karaca / diğer yazıları
Bir ayda 145 bin 480 emekli maaşı harcandı
Emekliye cefa, Saray'a sefa!
Rıza göstereceği tek 'darbeyi' açıkladı
'Ben o darbeye teslim olurum'
'Kazanamazsam geleceğimi düşünmem gerekir'
TİP'in Zan kararının perde arkası
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
Bir ayda 145 bin 480 emekli maaşı harcandı
Emekliye cefa, Saray'a sefa!
Rıza göstereceği tek 'darbeyi' açıkladı
'Ben o darbeye teslim olurum'
'Kazanamazsam geleceğimi düşünmem gerekir'
TİP'in Zan kararının perde arkası
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.