logo
05 MAYIS 2024

Hey yandaşlar; uyanın!

18.02.2016 00:00:00
Murat Kekilli'nin geçtiğimiz günlerde verdiği röportajda yaptığı birtakım açıklamalar dini ve milli hassasiyetlerime dokunduğu için bu köşe yazısında mesnetsizce ortaya döktüğü ithamları yanıtlamak istedim.
Öncelikle kendisini müzisyen olarak nitelendiren Kekilli'nin, bir sanatçının bünyesinde barındırması gereken niteliklerden böylesine uzak oluşunun beni ne denli üzdüğünü belirtmek isterim. Gerçek bir sanatçı, Yaradan'dan aldığı ilhamla eşyaya farklı bir gözle bakar ve ortaya koyduğu eserlerle güzelin kendince yaptığı yorumunu toplumun diğer üyelerine aktarır. Kekilli'nin konuşmalarında sarf ettiği cümlelerin alt metninde yatan kirli manalar, kendisinin sanat eyleminden ve sanatçı sıfatından aslında ne kadar uzak olduğunu ortaya koyar nitelikte.
Murat Kekilli yaptığı konuşmasında 17-25 Aralık 2013 tarihlerinde gerçekleşen Türkiye Yolsuzluk ve Rüşvet Skandalı sürecinin yalnızca siyasi bir görüşe yapılan bir darbe ve ihanet olmadığını, bunun topyekûn İslam alemini zayıf düşürme ve hatta kırma teşebbüsü olduğunu söylemiş. Ortada iddialar ve hatta deliller varken, yolsuzluk şüphesi taşıyan siyasilerin hukuki yönden yargılanmasını bir darbe ve ihanet olarak yorumlayan Sayın Kekilli'nin; savaş esnasında ganimetlerin içinden bir pabuç alan sahabinin sırf bu sebepten ötürü cenaze namazını kılmayan Peygamber Efendimiz'den ya da "Devlet malından bir hırka dahi aşıran, ebediyen cehennemliktir" hadis-i şerifinden haberi yok sanırım.
Yandaş olup olmadığına dair kendisine yöneltilen soru üzerine yandaşlığın kendince bir tanımını yapmış ve "Cenab-ı Hakk'tan yana olmak yandaşlık ise evet, ben yandaş bir müzisyenim" cevabını vermiş olan Kekilli için gelin, doğru bir 'yandaş' tanımı yapalım. AKP hükümetinin yandaşı, destekçisi olmak demek; Cenab-ı Hakk'ın yanında olmak değil, tam tersine Allah'ın muradına karşı çıkmak demektir. AKP hükümetine yandaş olmak demek; Türkiye'de öldürülen yüzlerce vatandaşımızın ve Ortadoğu'da ölümüne ortak olunan milyonlarca Müslüman kardeşimizin katili olmak demek, kapitalizmin harfince uygulandığı ülkemizde emeğinin karşılığını alamayan milyonlarca insanın hakkını yemek demek, din kisvesi altında ortaya konulan yüzlerce icraatin müsebbibi olmak demek, kalitesiz yaşam standartlarından ötürü ömürleri heba edilen milyonlara karşın koca bir servetin üstüne konan akbabalara ortak olmak demek, İmam Ali'nin deyişiyle haksızlık karşısında susarak dilsiz şeytan olmak demektir. İşte insan bir konuda ehliyeti olmadan, o konunun ehli, ustası hatta kalfası dahi olmadan bol keseden sallarsa Kekilli örneğinde gördüğümüz gibi baştan sona yersiz, yanlış ve mesnetsiz laf etmesi kaçınılmaz oluyor.
Yunus Suresi'nin 100. ayet-i kerimesinde Yüce Allah, akletmeyenleri pisliğe mahkum edeceğini söylüyor. Murat Kekilli'nin bu ayeti kanıtlar nitelikte sarf ettiği kirli cümleler bunlarla da kalmıyor; terör olaylarını siyasallaştırarak Cumhurbaşkanı'na isnad etmenin her şeye ve hatta Cenab-ı Hakk'a ihanet olduğu iddiasında bulunuyor. Bir ülkede yaşanan siyasi bir meseleyi, terör problemi gibi yüzlerce vatandaşımızın ölümüne sebep olan bir sorunu 14 senedir iktidarı elinde bulunduran hükümete isnad etmeyeceğiz de kime edeceğiz? Bunun hesabını, "Analar ağlamasın, evlatlarımız ölmesin" diyerek teröristlerle kirli pazarlıklara tutuşup iktidarları süresince terör sebebiyle kaybettiğimiz canları ve yaşadığımız ziyanları arttırmaktan başka bir şey yapmayan AKP hükümeti değil de kim verecek?
Siz hesap vermeyeli ve hatta hesap bilincini unutalı çok oldu ama Allah'ın vaadi olan o büyük Hesap Günü geldiğinde suçu üstlenmeyişiniz hiçbir şeyi değiştirmeyecek; bundan şüpheniz olmasın.
Verdiği bu kirli demeçte üstü kapalı şekilde vatandaşı olduğu ülkenin kurucusu olan Atatürk'e laf etmeyi de ihmal etmiyor YANDAŞ Kekilli. Son yüz yıldır mahalle, rejim ve etnik baskılar nedeniyle inançların gizli yaşanmasının zorunlu olduğunu söylüyor. O açıklamaları ve dayanaksız düşüncelerini özgürce ifade edebilmesini, iki gün önce şehit ailesinin yanına gidip Kur'an okuyarak siyasi mesaj verebilmesini ve sahip olduğu bütün hak ve özgürlükleri kendisine temin eden insan olan Atatürk'ü böylesine pervasızca suçlayabiliyor.
Ne diyelim; yazıklar olsun! İyiliği, güzelliği dillendirmekle sorumlu olan ve 'sanatçı' sıfatını taşıyan insanların böylesine basiretsiz oluşlarını kabullenemiyor insanın yüreği. "Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir" der ya Atatürk; hayat damarları kopan ve yaşayan ölüler haline gelen bir topluluğun sanatçısı da bu kadar oluyor demek ki.
 
/ diğer yazıları
İfadesi iddianameye girmeyen Ayşe Ateş'ten tepki
Azmettiriciler nerede?
16 ayda tamamlanan iddianamenin detayları
Basit bir husumet cinayeti!
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'
Kılıçdaroğlu ile görüşmede Erdoğan ziyareti de masadaydı
'Görüşmenin önemli kısmını paylaştım'
'Çok ölü var' diyerek mezarlığa ambulans istedi
Pes dedirten çağrılar
Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
İçişleri Bakanlığından tasarruf açıklaması
Cenazeleri bulunan işçilerin kimlikleri belli oldu
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
'Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok'
58 yıldır gerçek kimliğini arıyor
Aralarında kanser, MS ve diyabet ilaçları da var
81 ilaç geri ödeme listesine alındı
200 nüfuslu köyden 50 ülkeye ihracat
300 kişiye istihdam sağlıyor
Darısı Süper Lig'de yaşanan olaylara
Olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
Şehirde kurulan yağma düzenini açıkladı
Doğal gazını bile belediye ödemiş
İfadesi iddianameye girmeyen Ayşe Ateş'ten tepki
Azmettiriciler nerede?
16 ayda tamamlanan iddianamenin detayları
Basit bir husumet cinayeti!
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'
Kılıçdaroğlu ile görüşmede Erdoğan ziyareti de masadaydı
'Görüşmenin önemli kısmını paylaştım'
'Çok ölü var' diyerek mezarlığa ambulans istedi
Pes dedirten çağrılar
Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
İçişleri Bakanlığından tasarruf açıklaması
Cenazeleri bulunan işçilerin kimlikleri belli oldu
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
'Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok'
58 yıldır gerçek kimliğini arıyor
Aralarında kanser, MS ve diyabet ilaçları da var
81 ilaç geri ödeme listesine alındı
200 nüfuslu köyden 50 ülkeye ihracat
300 kişiye istihdam sağlıyor
Darısı Süper Lig'de yaşanan olaylara
Olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
Şehirde kurulan yağma düzenini açıkladı
Doğal gazını bile belediye ödemiş
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.