Hiçbir şey sana kendiliğinden gelmez
Âlimler, peygamberlerin ilimleri ile amel edince, onların halifeleri, vârisleri ve naibleri, vekilleri olurlar.
İlim kışırdır, kabuktur. Amel ise özdür, usaredir. Kabuk, özün muhafazası için korunur. Öz, tohum ise kendisinden yağ çıkarmak için korunur. Kabuğun içinde öz bulunmayınca, o ne yapılır ki? Özün yağı bulunmadıktan sonra o neye yarar ki?
İlim gitmiş, ziyan olmuştur. Çünkü ilimle amel edilmeyince, yani amel gidince, hiç şüphe yok ki ilim de gider. Bunun için Peygamber Efendimiz, şöyle buyurmuşlardır: "İlim, kendisiyle amel edilmesi için çağrıda bulunur. Eğer kendisiyle amel edilirse, ne âlâ. Aksi halde, ilim geçer, gider."
Amel
Benim söylediklerimle amel etmeyen, onları anlayamaz. Ancak amel ederse anlar.
Çalış. İleri atıl. Ara. Zira hiçbir şey sana kendiliğinden gelmez. Nasıl ki, rızık elde etme hususunda külfete katlanıyorsan, aynen bunun gibi salih ameller işlemek için de külfete katlanman gerekir.
Senin amellerinin suret ve şekli değil, bilakis manası makbul ve muteberdir. Amellerde esas olan şekil ve suret değil, tersine mana ve ruhtur.
Akıllı kişiler olunuz. Akıllı kişiler gibi hareket ediniz. Siz, amellerinizle Allah'a karşı âdeta övünüyorsunuz. Halbuki Allah'ın nazarında sizin o amellerinizin bir sinek kanadı kadar değeri yoktur. Meğer ki gerek halvet, yalnızlık anlarınızda ve gerekse bütün diğer hallerinizde Allah'a karşı hep ihlasla, içtenlikle hareket etmiş olasınız.
Hiç tükenmeyen hazine sıdktır, doğruluktur, ihlastır, İzzet ve Celâl sahibi Allah'tan korkmaktır, yalnız ve ancak O'ndan ummak ve her ahvalde O'na dönüp, O'na teslim olmaktır.
Unutma ki, ilim ve bir de bilmediğin hususlarda teslimiyet, İslam'ın ta kendisidir.
İnsanlarla, hem ilme, hem amele, hem de ihlasa sahip bir dille konuş. Amelsiz, sadece ilme sahip bir dille konuşma. Zira böyle bir dil ne sana fayda verir, ne de yanındakilere.
Amelsiz ilmin bereketi gider. Kendisi ise senin aleyhinde delil olarak ortada kalır. İlmine meftun bir âlim olursun. İlmin ağacı senin yanında kalır, meyvesi ise yok olur gider. Çünkü onun meyvesi ameldir. İlminle amil olmayınca, meyve yok demektir.
Allah'tan, kendi huzurunda senin için bir hal ve makamı nasip etmesini iste. Eğer sana bu makamı nasip ederse, bu sefer de onu gizlemeyi iste. Zira Allah ile arandaki bir şeyi açığa vurmaktan hoşlanman, senin mahvolmana sebep olur.
Neticesinden emin olmadıkça ve Allah'tan kalbine kesin bir işaret gelmedikçe konuşma, bir cümle bile sarf etme.
Düşün bir kere: Eğer evinde yiyecek bir şeyler hazırlamamışsan, bir kısım insanları orada yemeğe nasıl davet edebilirsin?
Nasıl ki bir bina inşa edileceği zaman önce temele ihtiyaç varsa ve bina ancak temelin üzerinde yükselebiliyorsa, tıpkı bunun gibi Allah dostları kervanına katılabilmek için de önce bir temele ihtiyaç vardır.
Önce kalp arazini kaz. Ta ondan hikmet suyu fışkırıncaya kadar. Sonra ihlas, mücahede ve salih amellerle binayı yap. Ta, köşkün yükselinceye kadar. İşte bundan sonra da insanları oraya çağır, davet et.
Allah'ım; bizim amellerimizin ruhsuz cesetlerini Senin ihlasının ruhu ile ihya et, dirilt." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Ey Oğul eserinden) H: Akın Aydın