Hişam, İmam’ı öldürmeye kalkışıyor
Halife Hişam, İmam'a Şam'ı terk etmesini emretti. Maksadı, zor yolculuk sırasında İmam'ın (a.s.) açlıktan ve susuzluktan ölmesini sağlamaktı. Böylece İmam, zor şartlara dayanamayarak eceli ile ölmüş gibi görünecekti
04.04.2023 18:50:00 / Güncelleme: 04.04.2023 20:12:49





Hişam b. Abdülmelik, Şam'da bulunduğu süre zarfında İmam Bâkır (a.s.) ile münazaralarda bulunmuş ancak her karşılaşmasında yenik düşmüştür. Bunun dışında, münazaralar kısmında verdiğimiz, Şamlı Hıristiyan papazlar ile İmam Bâkır'ın (a.s.) temasları da aynı şekilde, İmam Ebu Câfer'in galibiyeti ile neticelenmiştir.
Şam civarında İmam Bâkır'ın (a.s.) ilmi her yerde konuşulmakta, ona olan hürmet her geçen gün artmakta idi.
Hişam bundan da rahatsızdı. Papazlarla ile yapılan münazaralardan sonra onların etrafındaki Hıristiyanlardan İslam ile şereflenenler olmuştur. Hişam, halkın İmam Bâkır'dan (a.s.) etkilenmesini, halifeliğin elinden çıkması için bir ayaklanmaya doğru bir gidiş olarak değerlendirdi. İmam Ebu Câfer'in (a.s.) Şam'ı terk etmesini emretti. Ancak, yolculuk sırasında geçebilecekleri her yere haber salarak, İmam ve kafilesine hiçbir şey satmamalarını emretti. Maksadı, bu zor yolculuk sırasında İmam'ın (a.s.) açlıktan ve susuzluktan ölmesini sağlamaktı. Böylece İmam, zor şartlara dayanamayarak eceli ile ölmüş gibi görünecekti.
İmam Bâkır (a.s.) ve yanındakiler yolculuk sırasında nereye uğrasalar kapılar yüzlerine kapanıyordu. En son geçtikleri bir şehirde, bir tepenin üzerine çıkan İmam (a.s.) halka şöyle buyurdu:
"Ey halkı zâlim şehir! Ben, Allah'ın, bıraktığı emanetiyim. Yüce Allah şöyle buyuruyor: 'Eğer mü'min iseniz, Allah'ın bıraktığı sizin için daha hayırlıdır. Ben size bekçi değilim."
İmam Bâkır (a.s.) daha sözlerini tamamlamamıştı ki şehrin yaşlılarından biri koşup ahaliye şöyle seslendi: "Ey kavmim! Allah'a yemin ederim ki, bu Şuayb'ın çağrısıdır.
Allah'a yemin ederim ki, eğer çarşılara çıkıp dükkânlarınızı bu adam için açmazsanız, başınızın üzerinden ve ayaklarınızın altından gelecek korkunç bir azaba dûçâr olursunuz. Bu sefer beni doğrulayın, bana uyun. Sonra istediğiniz gibi beni yalanlarsınız. Ben size öğüt veriyorum."
Şehir halkı korktu ve kendisine öğüt veren adamın çağrısına uyarak, İmam Bâkır (a.s.) açlık ve susuzluktan ölmeden ona yardım ettiler."
Şam civarında İmam Bâkır'ın (a.s.) ilmi her yerde konuşulmakta, ona olan hürmet her geçen gün artmakta idi.
Hişam bundan da rahatsızdı. Papazlarla ile yapılan münazaralardan sonra onların etrafındaki Hıristiyanlardan İslam ile şereflenenler olmuştur. Hişam, halkın İmam Bâkır'dan (a.s.) etkilenmesini, halifeliğin elinden çıkması için bir ayaklanmaya doğru bir gidiş olarak değerlendirdi. İmam Ebu Câfer'in (a.s.) Şam'ı terk etmesini emretti. Ancak, yolculuk sırasında geçebilecekleri her yere haber salarak, İmam ve kafilesine hiçbir şey satmamalarını emretti. Maksadı, bu zor yolculuk sırasında İmam'ın (a.s.) açlıktan ve susuzluktan ölmesini sağlamaktı. Böylece İmam, zor şartlara dayanamayarak eceli ile ölmüş gibi görünecekti.
İmam Bâkır (a.s.) ve yanındakiler yolculuk sırasında nereye uğrasalar kapılar yüzlerine kapanıyordu. En son geçtikleri bir şehirde, bir tepenin üzerine çıkan İmam (a.s.) halka şöyle buyurdu:
"Ey halkı zâlim şehir! Ben, Allah'ın, bıraktığı emanetiyim. Yüce Allah şöyle buyuruyor: 'Eğer mü'min iseniz, Allah'ın bıraktığı sizin için daha hayırlıdır. Ben size bekçi değilim."
İmam Bâkır (a.s.) daha sözlerini tamamlamamıştı ki şehrin yaşlılarından biri koşup ahaliye şöyle seslendi: "Ey kavmim! Allah'a yemin ederim ki, bu Şuayb'ın çağrısıdır.
Allah'a yemin ederim ki, eğer çarşılara çıkıp dükkânlarınızı bu adam için açmazsanız, başınızın üzerinden ve ayaklarınızın altından gelecek korkunç bir azaba dûçâr olursunuz. Bu sefer beni doğrulayın, bana uyun. Sonra istediğiniz gibi beni yalanlarsınız. Ben size öğüt veriyorum."
Şehir halkı korktu ve kendisine öğüt veren adamın çağrısına uyarak, İmam Bâkır (a.s.) açlık ve susuzluktan ölmeden ona yardım ettiler."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.