"Dünyaya geldiğim anda, Yürüdüm aynı zamanda İki kapılı bir handa, Gidiyorum gündüz gece"demiş, Aşık Veysel? Hakikaten dünyaya geldiğimiz andan itibaren ölüme hazırlanıyoruz aslında? Peki, insan nasıl meydana geliyor? Cenab-ı Hak, tıbbın gelişen yöntemleriyle tespit ettiği hakikati Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştu: "Sizi topraktan, sonra meniden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan) yaratan, sonra bebek olarak çıkaran, sonra sizi güçlü-kuvvetli bir çağa erişmeniz, sonra da ihtiyarlamanız -ki içinizden daha önce vefat edenler de vardır- ve belli bir vakte ulaşmanız için sizi yaratan O'dur. Umulur ki, düşünürsünüz" (Ğafir, 67). Alem, mahlukata Allah'ın tecellisi ile var olmaktadır. İnsana olan nefha-i Bari tecellisiyle insan hayat bulmakta. "Ben Adem'e Kendi ruhumdan üfledim" ayeti, insandaki ruhu tarif ediyor. Allah'tan gelen nefhaya sahip olan insanın kendini tanıması ise zordur. Bu manada, insanın kendisini tanıması Allah'ı bilmesiyle eş anlamlıdır. Lambaya ulaşan elektrik misali, ruhun bedendeki tasarrufu olan can bizde iken, Allah'ı tanımaya, istediği gibi olmaya çalışmak lazım. Ayet-i kerimede, "Yoksa geceleyin secde ederek ve kıyamda durarak ibadet eden, ahiretten çekinen ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse (o inkarcı gibi) midir? (Resûlüm!) de ki: Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünebilir." (Zümer, 9). Akıl sahibi olan, düşünen kişi?Hz. Ali Efendimiz akıllı kişi için şöyle diyor: "Şüphesiz akıllıya bu diyarda ölümden korkması yakışır. Ölümü arzu edip bulamayacağı bir diyara gitmeden önce hazırlık yapması güzel olur." Nasıl bir öğrenci 45 dakikada bildiklerinden imtihan olur ve bilmesine rağmen süreyi yetiştiremedim demesi sınıfı geçmesine yetmezse, kulların da ömür denen sınav süresini bilerek ve bildiklerini hayata geçirerek bitirmesi gerekir. Bizler yazılı bir imtihana girmiş öğrenciler gibiyiz. Cenab-ı Hak bizleri hayırla, şerle, güzellikle, servetle, fakirlikle, hastalıkla, makamla, rütbeyle, dedikoduyla vs. dener. Önemli olan her halde ve şartta Yaratanı unutmamak, kulluk vazifelerini yerine getirerek, "Allah benden razı olsun" gayesiyle yaşamaktır. Eğer hayırlara karşı şükredersek, şerde isyan etmeden sabredersek nemutlu bizlere! İbrahim Hakkı Hazretleri, "Hoştur bana Senden gelen" diyor. Allah'ın, üzerimizdeki "Allah olma" iradesinin tecelli etmesine kulun razı olması işte budur. O zaman Allah kulundan razı olur. İmtihanı geçebilmemiz de Allah'ın bizden razı olmasına bağlıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018