Hukuk adamı kimdir? İlk akla gelen, hukuk fakültesini bitirmiş, mesleği hâkim, savcı ve avukat olan? hukuk dalında öğretim elemanı olan ya da bu alanda araştırmalar yapan, kitap yazan kişidir. Oysa, tüm bunlar hukuk adamı olmaya yetmez! Hukukun çiğnendiği, hukuk devletinin alaşağı edildiği, haksızlıkların ayyuka çıktığı, hukuk tanımazların cirit attığı bir ortamda sessiz kalanlar, sinenler, korkanlar, hukuk alanında allame-i cihan olsalar da hukuk adamı olamazlar. Hukuk adamı olmak yürek ister, karakter ister, kişilik ister. Hak sözcüğünün çoğulu "hukuk"tur. Halk arasında yaygın olarak kullanılan "hak-hukuk" deyimi, hakça bir düzeni, adalet ve eşitliği ifade eder. Hukuk, toplumun her kesimini kapsayan, kuşatan bir konudur. Bugün toplumun gündeminde ve de siyasetin merkezinde çözüm bekleyen yığınla hukukî sorun bulunmaktadır. Bâzı davalarda "kumpas" kurularak hüküm verildiğinin, en yetkili ağızlardan itiraf edilmesinin ardından, "iade-i muhakeme" yani yargılamanın yeniden yapılmasının mümkün olup olamayacağı tartışmaları, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun dâvet ettiği savcı-polis kapışmasının takıldığı "adlî kolluk" çıkmazı, sökün eden fezleke curcunası; yargı reformu paketi ile duvara toslayan çâre arayışları? Bu karmaşada asıl zarar gören, örselenen insan haklarıdır, insanın kendisidir. Çağımız insana en yüce değeri gerçek değerini verme çağıdır. İnsan hakları ile demokrasi ayrılmaz bir bütündür. Görünen o ki, yaşadığımız keşmekeşin baş sorumlusu AKP iktidarıdır. Demokrasiyi kavrayamamış ve de hiç inanmamış, bu kültürden nasibini almamışlar takımından insana ve insan haklarına saygı beklemek beyhudedir. İnsan haklarına baktığımızda, ekonomik ve sosyal haklar demokrasinin vazgeçilmezidir. Bu haklar sağlanamamışsa sağlıklı bir eknonomik ve sosyal yapıdan bahsedilemez hukukun bir üstyapı kurumu olarak toplumun ekonomik ve sosyal yapısının aynası olduğu gerçektir. Sanat nasıl ki, toplumun aynası ise, hukuk kuralları da,ekonomik ve sosyal yapının yansımasıdır. Bu yapıya göre hukuk şekillenir. Yapının bozluğu nedeniyle hukuk sancılıdır. Teşhis buysa tedavi ekonomik ve sosyal hakların sağlanmasıdır. Hukuk devleti haklı düzeni savunur ve bu düzeni amaçlar. Haklı düzen, haklı ekonomik düzendir, haklı sosyal düzendir. O halde gaspedilen ekonomik ve sosyal haklar geri alındığında hukuk devleti de hayat bulacaktır. Peki gaspedilen ekonomik ve sosyal haklar nasıl geri alınacak? Sorunun cevabını Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünyanın merkezine inşâ ettiği iki dev projede buluyoruz; Millî Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet. Bu projelerin uygulanmasıyla haklı bir ekonomik düzen, haklı bir sosyal düzen sağlanmış olacağından Sosyal Hukuk Devleti de gerçekleşecektir. Millî Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projelerinin mimarı Sayın Baş, böylece sosyal hukuk devletinin de altına imza atmış olmakla gerçek bir hukuk adamı portresi çizmektedir. Sayın Haydar Baş, kişiliği, mantığı, bilgi donanımı, hukuk kültürü ve eserleriyle ve de mücadele azmiyle pek çok hukukçunun suskun kaldığı bu ortamda gerçek bir hukuk adamı olduğunu kanıtlamıştır. Bize düşen nedir? Gaspedilen demokratik haklarımızı geri almak için önce 30 Mart mahallî seçimlerde, sonra Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ve de genel seçimlerde sandığa sadece oylarımızla değil, yüreklerimizle gidelim ve bu işi bitirelim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023