İlim şehrinin tam da merkezinde doğan ve ilim şehrinin kapısı mesabesindeki bir babanın eğitiminde büyüyen Hz. Hüseyin elbette zulmün ne demek olduğunu, zulme ve zalime meyletmenin ne gibi korkunç sonuçlar doğuracağını çok iyi biliyordu.
Zalimliği tescilli, zulmü dillere destan bir sözde halifeye, bir halife taslağı olan Yezid'e selam vermenin, bir tebessüm etmenin hem dünyada hem de ukbada nice korkunç neticeler doğuracağını bilmez mi Hz. Ali ve Fatma'nın oğlu ve son elçinin torunu Hz. Hüseyin?
Cebrail'in uğrak yeri olan Vahiy evinde gözlerini dünyaya açmış olan Hz. Hüseyin, Hud suresinin 113. Ayetini ve En'am suresinin 82. Ayetini elbette birinci ağızdan Peygamber dedesinden öğrenmişti, olgunluk çağında da "ilim şehrinin kapısı" olan babasından talim etmişti.
"Zalimlere sakın sempati duymayın, onları desteklemeyin, yoksa size ateş dokunur. Sizin ALLAH'tan başka dostlarınız yoktur, sonra size yardım da edilmez."(Hud:113)
"İman edip de imanlarını herhangi bir zulümle kirletmeyenler var ya, güvende olma/güvenilir olma işte onların hakkıdır; doğruyu ve güzeli yakalayanlar da onlardır."(En'am:82)
Dik duruş, hele Yezid gibi bir zalime karşı dik duruş ve tavizsiz davranış o er kişinin doğal fıtratı ve karakteri idi.
Kerbela çölünde yaşanan o korkunç faciadan sonraki yıllarda, sonraki on yıllarda belki zalim emevi yönetiminin acımasızlığından ötürü Müslümanların bir kesimi bu zulme, bu katliama sessiz kalmışlar, umursamaz davranmışlar ama bugünkilerin sessizliğini ve ilgiszilğini anlamak mümkün değildir.
Tarih boyunca Kerbela deyince yüreği burkulan, Hz. Hüseyin'in adı anılınca, Hz. Zeynep Yad edilince gözleri dolan sayısız Müslüman edebiyatçı ve şair, bağrı yanık kalem ehli öyle mersiyeler yazmışlar, öyle ağıtlar yakmışlar ki bugün sadece o mersiyeler bir araya toplansa büyük bir kütüphane meydana gelir.
"Hüseyin attan düştü sahray-ı Kerbela'ya
Cibril kurban haber ver Resul-i Kibriya'ya" mısraları dilinden dökülen şairin halet-i ruhiyesini derin derin tefekkür etmek lazım.
Aşıklık geleneğinde çok önemli bir yer tutan Kağızmanlı Cemal Hoca'nın, bu iki mısranın da içinde yer aldığı uzunca mersiyesini bir sonraki yazımızda takdim edelim inşaallah.
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025