İyilik istiyorum. Kötülüğün kalbinden gitmesini istiyorum. Evinde çıkan yangını söndürmek azmindeyim. Haremini esirgiyorum. Gözlerini açmak ve önüne çıkacak o felâketi anlatmak istiyorum. Ayıl artık; azap askerleri, sorgu-sual erleri çevreni sardı.
Ey ahmak, sana yazık, yakında öleceksin. Elinde her ne ki var, eriyip gidecek. İşte şu adam, çocuğundan ayrılacak ve evini terk edecek. Hanımını bırakacak ve toprağa batacak. Kabre girecek. Karşısına ya azap melekleri çıkacak yahut rahmet.
Ey yolcu ve ey bu âlemden intikali mukadder olan zat, sizlerden iyiliğini esirgemeyen zat, Sübhân'dır.
Ey manevi yoldan daima ilham alanlar, hâlbuki siz, o ilhamı görmemektesiniz.
Ey kendi başına tedbirler eden, bana haftada, ayda, hatta senede bir defa bile uğramazsın; bir habbeciğini bile vermezsin. O hâlde karşılıksız bir şeyler al. Al bunları, saklarsan öbür âlemde bir milyon olur.
Ağırlığımı duyar, sana vurmamdan korkarsın; korkma, korktuğun başına gelmez. Her hâlimde Allah'ım bana yeter.
Benden bir kelime kapmak için bin yıllık yolu kat etmeye azmet. Şu hâlinle senin hayli yol yürümeye ihtiyacın var. Sen zavallı bir cahilsin, ama bu hâlini gidermeye çalışmayan cinsinden. Sana, dünyalık bir şeyler de versem, yine gönlün hoş olmaz.
Dünya senin gibi nicelerini şişirdi, sonra da yedi. Onları şehvetle, çok malla semirtti, sonra da yuttu. Biz dünyanın bir hayrını görmüş olaydık, ondan ötelere geçmezdik. Ayık olunuz, bütün işlerin sonu Allah'a varır. İçinde bulunduğumuz hâlin hepsi, Allah Teâlâ'dandır.
Geylâni Hazretleri kürsüsünden inince bazı talebeleri çevresini sardı ve vaazın çok sert olduğunu anlattılar. Bilhassa işaretle öğüt verdiği zat için bunların ağır olduğunu belirttiler. Bunun üzerine Geylâni Hazretleri şöyle dedi:
"Eğer vaazım ona tesir ettiyse, bir daha ayrılmaz ve derslerime devam eder."
Ve o zat, bir daha meclisten ayrılmadı, devamlı olarak vaazları takip etti. Daima Hazret'in yanına mütevazı bir şekilde oturdu. Allah'ın rahmetini diler oldu.
Allah'ım sabır, Allah'ım af. Allah'ım, bize yardım et!
Bir kimsenin elinde bulunana tamamen önünde eğilirsen, Hak sana darılır. Bir kimse, zengine malı için tevazu gösterir, karşısında iki büklüm olursa, din bağının üçte ikisi kopar.
Sen, bütün talebini halka bağladın, yarın Hakk'ın divanına o yüzle çıkacak ve utanacaksın.
'AŞAĞIDAKİ VİDEOLAR İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR'