logo
27 TEMMUZ 2025

Hz. Ali’nin şehadeti sonrası durum

Kûfe’nin en kötü şartlar altında varlığını sürdürdüğü bir zamanda Emirü’l-Mü’minin şehit edildi

11.07.2023 08:10:00
Haber Merkezi
Hz. Ali’nin şehadeti sonrası durum
Hz. Ali’nin şehadeti sonrası durum
"Masum İmamların Fikrî ve Siyasî Hayatı" adlı eserde o dönemdeki mevcut durum şöyle tasvir edilmektedir:

"Kûfe'nin en kötü şartlar altında varlığını sürdürdüğü bir zamanda Emirü'l-Mü'minin şehit edildi.

Kûfeliler, Cemel Savaşı'nda eskiden beri rekabette bulundukları Basralılara karşı zafere ulaştılarsa da çok geçmeden Sıffin Savaşı'nda gösterdikleri şecaat ve yiğitliklere rağmen zafere tam bir adım kalmışken düşmanın oyununa kapılıp ağır bir şekilde yenildiler hem de çok öncelerden beri Kûfe için korkunç bir rakip sayılan Şamlılar karşısında.

Şimdi Kûfe gerçek İslam ve onun yürürlüğe sürülmesi için başlarında Muaviye bulunan Şam ordusuyla savaşmaktaydı. Ama taviz vermelerinden, zaaf göstermelerinden dolayı onların varlığını kabullenmekle kalmayıp üstünlüklerine bile boyun eğdiler.

Bu sadece işin başlangıcı idi. Kûfe'de mevcut olan bu küçümseme duygusu Haricî adında yozlaşmış ve inatçı bir grubun çıkmasına neden olmuştu.

Bunlar Muaviye tarafından önerilen "Kur'an hakimiyeti"ni Emirü'l-Mü'minine kabul ettirmeye direndiler ama yaptıkları işin karşısındaki reaksiyonu görünce imamı haince tenkit, itiraz ve itham yağmuruna tuttular.

Neticede Kûfeliler sahip oldukları silahları kendilerine karşı kullandılar. Ve böylece Kûfe'nin birlik ve bütünlüğüne karşı derin bir darbe inmiş oldu.

Kûfe, içinde olduğu bu şartlar altında işini yürütemez oldu. Emirü'l-Mü'minin Kûfelileri Muaviye'yle savaşmaya hazırlamak ve İslam'ın mukaddes vücudundaki bu kanser urunu kazımak için her ne kadar ısrar ettiyse bile katlanmadılar.

Muaviye'nin vali ve komutanları durmadan Irak'a tecavüz ediyor, Kûfeliler ise buna karşılık hiçbir tepki göstermiyorlardı.

Ne imamın nasihatleri ve ne de sert çıkışları onların aklını başlarına getirdi. Çünkü Kûfelilerin tembellik ve saflıklarının doğurduğu bu ruhsal zaaf, onları herhangi bir hareketlenmeden aciz ve felç etmiş bulunuyordu.

İmam, Kûfe'de ve böyle acı şartlar içinde şehit edildi. Bu şehadetin mazlumiyeti toplumda bir dalga coşturmasına rağmen Kûfeliler ihtilafları ve ne yapacaklarını bilmemeleri neticesi felakete uğramış Muaviye ve Şam ordusu da aynen bir kabus gibi Iraklıları öyle bir vahşete düşürmüştü ki, Hz. Ali'nin mübarek cesedi gizlice toprağa gömüldü. Ve o hazretin defnedildiği yeri herkesten gizlediler. Neticede, ancak Ehl-i Beyt imamları imamın mezarını halka gösterdiler.

Bu mazlumiyet dalgası Kûfeliler arasında güçlü bir tepki yarattı. Irak zayıflatılmış, sarsılmıştı ama bu tezlikle Şam rejiminin zulmüne boyun eğmiyor ve bu kolaylıkla Şam'a teslim olmayı kendileri için bir yüz karası ve bir leke olarak görüyorlardı."

Hz. Hasan'ın halifeliği

Hicretin 40. yılı Ramazan ayının 21. gecesi Hz. Ali şehadete ulaştı. O gecenin sabahı Kûfe halkı şehrin büyük camiinde toplanmıştı. İmam Hasan minbere çıkarak şu konuşmayı yaptı:

"Dün gece eşsiz bir insan ayrıldı aramızdan. Geçmiş ve gelecek nesiller arasında ilim ve amelde onun benzeri yoktu. Çok sevdiği Allah Resulü'nün safında nice savaşlara katıldı.

İslam'ı ve Peygamberi savunmak için mücahitçe gayret gösterdi. Savaşlarda Peygamber onu daima baş komutan yapar o da daima zaferle dönerdi.

Dünyanın beyazıyla sarısından (gümüşle altını kastediyor) geriye bıraktığı miktar sadece 700 dirhemdi. Ve bu da ona düşen miktardı. Bununla, ailesine yardımcı olacak bir hizmetkar temin etmeyi düşünüyordu."

Hz. Hasan bu son cümleyi söylerken kendini tutamayıp ağlamaya başladı. Orada bulunan cemaat de ağlamaya başladı. Hz. Hasan ardından şunları söyledi:

"İnsanları Allah'a davet eden, onları uyaran ve onlara müjdeleyici olarak gönderilen Resulüllah'ın evladıyım ben!

O parlak peygamberlik meşalesinden size vuran bir ışığım ben!

Yüce Allah'ın her çeşit hata ve kötülüğü kendilerinden uzaklaştırıp tathir ettiği, tertemiz kıldığı ve bizzat Kur'an-ı Kerim'in emriyle sevilmesi farz olan o ailenin (Ehl-i Beyt'in) bir ferdiyim ben!

Kur'an şöyle buyuruyor: "Ey Peygamber! Ümmetine de ki, yaptığım elçilik görevine karşılık, ailemi sevmenizden başka bir ücret istemiyorum sizden." 

İmam "Meveddet" adıyla meşhur olup, Ehl-i Beyt'i sevmeyi emreden bu ayeti okuduktan sonra oturdu.

Bu sırada Ubeydullah b. Abbas ayağa kalkarak, "Ey cemaat!" diye haykırdı ve İmam Hasan'ı göstererek, "Bu sizin Peygamberinizin evladı, İmam Ali'nin vasisi ve şimdi imamınızdır işte... Ona biat edin" dedi.

Ardından camideki kalabalık, gruplar halinde gelerek Hz. Hasan'a biat etmeye başladı. 

Bu olay Hicret'in kırkıncı yılı, Ramazan ayının yirmi birine rastlayan Cuma günü yani Hz. Ali'nin öldüğü gün geçekleşti. 

Biat töreni tamamlandıktan sonra Hz. Hasan minberden indi. Valiler listesini düzenledi. Ordu komutanlarını görevlendirdi. Devletin önemli işlerini gözden geçirdi. Abdullah b. Abbas'ı Basra Valiliğine tayin etti. 

Bazıları, "Kûfe halkı kimi halife seçeceği konusunda kararsızdı, Hz. Ali'nin vefatından iki gün sonra Hz. Hasan'a biat edildi" diyorlarsa da, gerçek şudur ki, halk, Hz. Hasan'a, Hz. Ali'nin defnedildiği gün biat etti.

Kimse ona biat etme noktasında tereddüt göstermedi. Bu biat olayı umumi ve içtimaî bir olay şeklinde serbest biat yoluyla gerçekleşti. Ve insanlar ikinci kez kendi rızalarıyla bir halifeye biat ettiler. (Daha önce de İmam Ali'ye bu şekilde biat edilmişti).

Basra, Medain ve baştan başa Irak Hz. Hasan'a biat etmeyi kabul etti. Bunların dışında bu bölgelerde yaşayan Ensar ve Muhacirler'in ileri gelenleri de Hz. Hasan'a biat etti. Sadece Muaviye ve ona tâbi olanlar Hz. Hasan'a biat etmekten kaçındı.

Yine bazı kaynaklarda iddia edildiği gibi halk Hz. Hasan'a tereddüt içinde veya bir takım zorlamalarla biat etmiş olmadığı gibi, halife olduktan hemen sonra halkın, "babasının öldürülmesini kendisine hatırlattıkları ve Muaviye ile savaşmaya onu mecbur ettikleri" iddiaları da kesinlikle doğru değildir. Zira İmam Hasan halkı cihada çıkmaya zorla ikna edebilmiştir.

Öte yandan, Zühri gibi Emevi yanlısı olduğu kesin olarak bilinen bazı tarihçiler daha da ileri giderek Hz. Hasan'ın kendine bir takım çıkarlar elde etmek için halife olmak istediğini, hilafete seçilirken barış yaptığı ile barış, savaş yaptığı ile savaş yapma şartı ile biat aldığı, böylece hilafeti Muaviye'ye devretmek için hazırlık yaptığını bile söylemektedirler. 

Ancak bu iddialar büyük bir saptırmadır. Ne ilmî, ne tarihî, ne dinî hiçbir ispatı ve dayanağı yoktur.

Daha önce ayrıntılı olarak ifade ettiğimiz gibi, Zühri Emevi yanlısı bir tarihçi idi. Bu hanedan ile yakın ilişkileri vardı. Abdülmelik b. Mervan fetva konusunda ona başvururdu. Emevi halifesi Hişam döneminde ise halifenin çocuklarına hocalık yapmış, onlardan hiç ayrılmamıştır. " (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hasan eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Fransa'dan sonra İngiltere de adım attı
221 parlamenterden, Filistin'in tanınmasını talep eden mektup
İsrail artık açlıktan öldürüyor
Gazze'de 85'i çocuk 127 Müslüman daha açlıktan öldü
İsrail katliam sahasına kimseyi sokmuyor
Gazze’ye yardım götüren Hanzala gemisine müdahale etti
Tablo çok acı
İşte Bursa'da yanan bölge
Bursa'daki orman yangını şehir merkezinden böyle görüntülendi
Şimdi de Bursa
Orman yangını rekoru
Bahçeli açılım komisyonu üyelerini açıkladı
'YPG/PYD'nin süreci ağırdan alması çirkeflik'
İşte son sayı
Gazze'de açlıktan ölenlerin sayısı hızla artıyor
Türkiye sıcak hava dalgasının merkezinde
Dünyada bu yaz sıcaklık rekorları alt üst!
Aç karnına zulmü belgeliyorlar
Gazze'deki meslektaşlarımız da aç kaldı
Yağ fiyatları fırlayacak mı?
Aşırı sıcaklar ayçiçeğini vurdu
İşte ihtimaller
Hatay'daki askerler spor cezası mı aldı?
İdari tahkikat başladı
MSB, Hatay'da Mehmetçiklerin ölüm nedenini açıkladı
İSKİ'den tasarruf çağrısı
İstanbul'da su tüketimi rekor kırıyor
İmamoğlu ve Altaylı ziyaretlerine izin yok
Hüseyin Baş'tan dikkat çekici paylaşım
Fransa'dan sonra İngiltere de adım attı
221 parlamenterden, Filistin'in tanınmasını talep eden mektup
İsrail artık açlıktan öldürüyor
Gazze'de 85'i çocuk 127 Müslüman daha açlıktan öldü
123456789101112131415
Fransa'dan sonra İngiltere de adım attı
221 parlamenterden, Filistin'in tanınmasını talep eden mektup
İsrail artık açlıktan öldürüyor
Gazze'de 85'i çocuk 127 Müslüman daha açlıktan öldü
İsrail katliam sahasına kimseyi sokmuyor
Gazze’ye yardım götüren Hanzala gemisine müdahale etti
Tablo çok acı
İşte Bursa'da yanan bölge
Bursa'daki orman yangını şehir merkezinden böyle görüntülendi
Şimdi de Bursa
Orman yangını rekoru
Bahçeli açılım komisyonu üyelerini açıkladı
'YPG/PYD'nin süreci ağırdan alması çirkeflik'
İşte son sayı
Gazze'de açlıktan ölenlerin sayısı hızla artıyor
Türkiye sıcak hava dalgasının merkezinde
Dünyada bu yaz sıcaklık rekorları alt üst!
Aç karnına zulmü belgeliyorlar
Gazze'deki meslektaşlarımız da aç kaldı
Yağ fiyatları fırlayacak mı?
Aşırı sıcaklar ayçiçeğini vurdu
İşte ihtimaller
Hatay'daki askerler spor cezası mı aldı?
İdari tahkikat başladı
MSB, Hatay'da Mehmetçiklerin ölüm nedenini açıkladı
İSKİ'den tasarruf çağrısı
İstanbul'da su tüketimi rekor kırıyor
İmamoğlu ve Altaylı ziyaretlerine izin yok
Hüseyin Baş'tan dikkat çekici paylaşım
Fransa'dan sonra İngiltere de adım attı
221 parlamenterden, Filistin'in tanınmasını talep eden mektup
İsrail artık açlıktan öldürüyor
Gazze'de 85'i çocuk 127 Müslüman daha açlıktan öldü
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.