Hz. Ali’nin, Yahudi âlimler ile münazarası
Bir Yahudi din adamı, Hz. Ebu Bekir’in yanına gelerek, “Sen Peygamberin halifesi misin?” diye sordu. O “evet” dedi
26.05.2023 18:46:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Bir Yahudi din adamı, Hz. Ebu Bekir'in yanına gelerek, "Sen Peygamberin halifesi misin?" diye sordu. O "evet" dedi.
"Sen Peygamberin gerçek halifesi isen, insanların en bilgini olman gerekir. Buna göre bana, Allah'ın nerede olduğunu söyler misin? Gökte mi yoksa yerde midir?"
Hz. Ebu Bekir, "O gökte, Arş'tadır" dedi.
Yahudi, "O zaman Allah yeryüzünde değil midir? Veya yeryüzü Allah'ın vücudundan boş mudur? Yani bir yerde var, bir yerde yok mudur?" diye sordu.
Hz. Ebu Bekir, "Bu kâfirlerin ve zındıkların sözleridir. Yanımdan uzaklaş, yoksa seni öldürürüm" dedi.
Yahudi din adamı, Hz. Ebu Bekir'in yanından ayrıldı. Ancak Müslümanları ve İslam dinini maskara etmeye başladı.
Bunu duyan Hz. Ali, gidip o Yahudi'yi buldu. Ve ona şöyle dedi: "Ne sorduğunu ve ne cevap aldığını duydum. Biz, diyoruz ki, Allah yeri ve mekânı yaratandır. O'nun için bir yer söz konusu değildir. O, bir yerde bulunmaktan çok daha üstündür.
O her yerde vardır. Mekân ile temas edip, yakınlık duyarak değil, ilim ve bilgisi her şeyi ve her yeri kaplamıştır.
O'nun tedbir alanının dışında bulunan hiçbir şey yoktur. Ben şimdi sizin kitabınızdan, sözlerimin doğruluğunu ispat eden kanıtlar getiririm. Eğer O'nu tanırsan, O'na iman edecek misin? Yahudi, 'evet' dedi.
Hz. Ali buyurdu ki: "Sizin kitabınızda yazılmamış mıdır ki, bir gün, Musa b. İmran otururken, yanına doğu tarafından bir melek geldi.
Musa kendisine nereden geldiğini sorunca, 'Allah'ın yanından' dedi.
Sonra batı tarafından bir melek geldi. Ona nereden geldiğini sordu. 'Allah'ın yanından' cevabını aldı.
Sonra yanına bir melek daha gelip, 'Göğün yedinci katından Allah'ın yanından geldiğini' söyledi.
Musa, 'Allah münezzehtir. Hiçbir yer O'ndan boş değildir. Ve hiçbir yere başka bir yerden daha yakın değildir' buyurdu."
Yahudi, Müslüman oldu ve Hz. Ali'ye şöyle dedi: "Tanıklık ederim ki, Peygamberin vasi ve halifesi olmaya sen layıksın, başkaları değil."
Selman-ı Farisi diyor ki:
"Hz. Peygamberin ölümünden sonra, başlarında bir piskoposun olduğu bir Hıristiyan grubu Medine'ye geldiler. Ve halifeden sorulanının cevaplarını istediler.
Halife onları, Hz. Ali'nin yanına gönderdi. Onların sorularından biri de 'Allah nerededir' sorusuydu.
Hz. Ali bir ateş yaktı ve onlara sordu: 'Bu ateşin yüzü neresidir?' Hıristiyanlar şöyle dedi: 'Onun her tarafı ateşin yüzü sayılır. Ve asla ateşin önü ve arkası olmaz.'
Hz. Ali şöyle buyurdu: Allah'ın bir mahlûku olan ateşin yüzü yoksa nasıl olur da ateşin yaratıcısının önü ve arkası olabilir?
O bundan yücedir. Doğu ve batı Allah'a aittir. Ve nereye bakarsanız o taraf Allah'ın yüzüdür. Ve hiçbir şey ondan gizli değildir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
"Sen Peygamberin gerçek halifesi isen, insanların en bilgini olman gerekir. Buna göre bana, Allah'ın nerede olduğunu söyler misin? Gökte mi yoksa yerde midir?"
Hz. Ebu Bekir, "O gökte, Arş'tadır" dedi.
Yahudi, "O zaman Allah yeryüzünde değil midir? Veya yeryüzü Allah'ın vücudundan boş mudur? Yani bir yerde var, bir yerde yok mudur?" diye sordu.
Hz. Ebu Bekir, "Bu kâfirlerin ve zındıkların sözleridir. Yanımdan uzaklaş, yoksa seni öldürürüm" dedi.
Yahudi din adamı, Hz. Ebu Bekir'in yanından ayrıldı. Ancak Müslümanları ve İslam dinini maskara etmeye başladı.
Bunu duyan Hz. Ali, gidip o Yahudi'yi buldu. Ve ona şöyle dedi: "Ne sorduğunu ve ne cevap aldığını duydum. Biz, diyoruz ki, Allah yeri ve mekânı yaratandır. O'nun için bir yer söz konusu değildir. O, bir yerde bulunmaktan çok daha üstündür.
O her yerde vardır. Mekân ile temas edip, yakınlık duyarak değil, ilim ve bilgisi her şeyi ve her yeri kaplamıştır.
O'nun tedbir alanının dışında bulunan hiçbir şey yoktur. Ben şimdi sizin kitabınızdan, sözlerimin doğruluğunu ispat eden kanıtlar getiririm. Eğer O'nu tanırsan, O'na iman edecek misin? Yahudi, 'evet' dedi.
Hz. Ali buyurdu ki: "Sizin kitabınızda yazılmamış mıdır ki, bir gün, Musa b. İmran otururken, yanına doğu tarafından bir melek geldi.
Musa kendisine nereden geldiğini sorunca, 'Allah'ın yanından' dedi.
Sonra batı tarafından bir melek geldi. Ona nereden geldiğini sordu. 'Allah'ın yanından' cevabını aldı.
Sonra yanına bir melek daha gelip, 'Göğün yedinci katından Allah'ın yanından geldiğini' söyledi.
Musa, 'Allah münezzehtir. Hiçbir yer O'ndan boş değildir. Ve hiçbir yere başka bir yerden daha yakın değildir' buyurdu."
Yahudi, Müslüman oldu ve Hz. Ali'ye şöyle dedi: "Tanıklık ederim ki, Peygamberin vasi ve halifesi olmaya sen layıksın, başkaları değil."
Selman-ı Farisi diyor ki:
"Hz. Peygamberin ölümünden sonra, başlarında bir piskoposun olduğu bir Hıristiyan grubu Medine'ye geldiler. Ve halifeden sorulanının cevaplarını istediler.
Halife onları, Hz. Ali'nin yanına gönderdi. Onların sorularından biri de 'Allah nerededir' sorusuydu.
Hz. Ali bir ateş yaktı ve onlara sordu: 'Bu ateşin yüzü neresidir?' Hıristiyanlar şöyle dedi: 'Onun her tarafı ateşin yüzü sayılır. Ve asla ateşin önü ve arkası olmaz.'
Hz. Ali şöyle buyurdu: Allah'ın bir mahlûku olan ateşin yüzü yoksa nasıl olur da ateşin yaratıcısının önü ve arkası olabilir?
O bundan yücedir. Doğu ve batı Allah'a aittir. Ve nereye bakarsanız o taraf Allah'ın yüzüdür. Ve hiçbir şey ondan gizli değildir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.