logo
08 MAYIS 2025

Hz. Fatıma’nın evinin mahremiyeti

Hz. Fâtıma’nın (a.s.) evinin Cenab-ı Hak katında da özel bir konuma sahip olduğu ayet ve hadis ile sabittir

05.08.2023 19:49:00
Haber Merkezi
Hz. Fatıma’nın evinin mahremiyeti
Hz. Fatıma’nın evinin mahremiyeti
Hz. Fâtıma'nın (a.s.) evinin Cenab-ı Hak katında da özel bir konuma sahip olduğu ayet ve hadis ile sabittir. Biat günü Hz. Ömer ve adamlarının yaptığı tecavüz bu konudaki ayet ve hadisi de çiğnemiştir.

Nûr Sûresi 36. ayet: "Allah'ın yüksek tutulmasına ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde, insanlar sabah akşam O'nu tesbih ederler."

Hz. Peygamber (s.a.v.) Mescid-i Şerif'te iken bu ayet nâzil oldu. Bir adam kalktı ve şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü (s.a.v.) bu evler mi?

Resulullah (s.a.v.) de şöyle buyurdu: "Peygamberlerin evleri."

Bunun üzerine Hz. Ebu Bekir Resulullah (s.a.v.)'e, "Ey Allah'ın Resulü, -Ali (a.s.) ve Fâtıma (a.s.)'ın evine işaret ederek- bu evde o evlerden midir?" dedi.

Resûlullah (s.a.v.) de: "Evet, hatta en üstünlerindendir" buyurdu.

Hz. Fatıma, Muhsin isimli çocuğunu düşük mü yaptı?

Nazzam der ki: "Hz. Ömer, biat günü Fâtıma'nın karnına vurdu, bundan dolayı da Zehra (a.s.) karnındaki Muhsin'i düşürdü." 

İbn Ebi Darim, Mizanü'l-İtidal adlı eserinde, "Hz. Ömer, Zehra'ya vurdu ve Zehra da bundan dolayı Muhsin'i düşürdü" yazmaktadır.

El-Mesudî, Ehl-i Beyt ve Sünni âlimlerce kabul edilen ünlü bir tarihçidir. El-Mesudi'nin "Mürucu'z-Zeheb" adlı eserinde bu olay şöyle nakledilir:

"... derken Hz. Ali'ye (a.s.) saldırdılar. O'nun evinin kapısını yaktılar ve evde bulunanları zorla çıkardılar ve hanımlar efendisi Fâtıma (a.s.)'ı ise kapı ile duvar arasında sıkıştırdılar; bu esnada Muhsin adlı çocuğunu düşürdü."

Belazurî, Taberî, İbn-i Hizabe, İbn Abdurrabbih, Cevherî, Mes'udi, Nezzam, İbn-i Ebi'l-Hadid, Hafız İbrahim gibi Sünni âlimler de çocuk düşürme hadisesini detaylı olarak yazmaktadır.

Ehl-i Beyt kaynaklarından: "... bilahare Hz. Ali (a.s.)'ı yakaladılar ve iple bağlayıp çekerek mescide götürmeye başladılar. Hz. Fâtıma (a.s.), Hz. Ali'nin (a.s.) tehlikede olduğunu görünce ileri atılarak sıkıca Ali (a.s.)'ın elbisesinden asıldı ve 'kocamı götüremezsiniz' diye bağırmaya başladı.

Hz. Ömer'in amcasının oğlu Kunfuz, Hz. Fâtıma'nın (a.s.) Ali (a.s.)'ın elbisesini bırakmayacağını görünce kamçısıyla O'nun nâzenin koluna vurmaya başladı. Öyle ki, Hazretin pazısında bir pazibent gibi görülmekteydi!

Bu arada Fâtıma (a.s.) halkın izdihamı neticesinde kapı ile duvar arasında öyle bir sıkıştı ki, kaburga kemikleri kırıldı ve bu darbe sonucu rahminde olan çocuk da düştü." 

Hz. Fâtıma (a.s.)'ın karnındaki çocuğu kaybetmesine sebep olan olayın neticesi ile ilgili olarak Hz. Zeyneb (a.s.)'ın çocuk düşürdüğü saldırı olayını aktarırlar.

".Resulullah (s.a.v.), yaşlı olan Zeyd bin Hârise'yi, Zeyneb'i Medine'ye getirmesi için onunla birlikte Mekke'ye gönderdi.

Müşrikler Peygamberin kızı Zeyneb'in (a.s.) Medine'ye hareket ettiğini öğrenince, Ebu Süfyan'la birlikte bir grup süvari onları takip etmeye koyuldu. Müşrikler "Zituva" denilen yerde onlara ulaştılar.

Hebbar bin Esved isminde bir şahıs, mızrağını Zeyneb'in (a.s.) tahtırevanına sapladı; öyle ki mızrağın ucu Zeyneb (a.s)'ın sırtına isabet etti. Zeyneb (a.s.) korku ve vahşetten dolayı rahmindeki çocuğunu düşürdü.

Zeyneb (a.s.) Medine'ye ulaşıp bu olayı Resûlullah'a (s.a.v.) nakledince Resulullah haddinden fazla rahatsız oldu. Bunun üzerine Hebbar'ın bu katı kalpliliğinden dolayı onun kanını mubah ederek eliyle kolunun kesilerek öldürülmesini emrettiler."

Sünni İbn-i Ebi'l-Hadid'in Nehcü'l-Belağa Şerhi kitabında (c. 3, sy. 351) yer alan bir bilgi şöyledir:

"... Üstadım Ebu Câfer'e; 'Hebbar bin Esved'in süngü ile Hz. Resûlullah'ın (s.a.v.) kızı Zeyneb'in (a.s.) tahtırevanına saldırıldığında, Zeyneb'in (a.s.) çocuk düşürdüğü haberi Resûlullah (s.a.v.)'e ulaştığında Resûlullah (s.a.v.) Hebbar'ın kanını mubah kıldı' dedim.

Ebu Câfer bu söze karşılık; 'Eğer Resûlullah (s.a.v.) hayatta olsaydı, Fâtıma (a.s.)'ı korkutarak O'nun çocuğunun düşmesine sebep olan şahsın da kanını mubah kılardı' dedi.

Ehl-i Beyt kaynaklarında ve bazı Sünni eserlerde Muhsin isimli çocuğun annesinin karnında düştüğü ve bu olayın Resûlullah (s.a.v.)'in rıhletinden sonra meydana geldiği yazmakla beraber, Hz. Fâtıma (a.s.)'ın Muhsin isimli çocuğu ile ilgili bir takım Sünni eserlerde farklı rivayetler de vardır.

Buhari, Sahih'inde çocuğun Resûlullah'ın (s.a.v.) devrinde düştüğü ve Hz. Peygamberin (s.a.v.) O'nun cenazesine gittiği yazmaktadır:

"Fâtıma-i Zehra (a.s.)'ın küçük oğlu Muhassin'in vefatında Peygamber Efendimiz (s.a.v.), yanlarında Sa'd Bin Ubade, Muaz b. Cebel, Ubeyy b. Kab ve Zeyd b. Sabit (r.a.) oldukları halde Hz. Fâtıma (a.s.)'ın evine gelip, torununu ruhunu teslim eder halde görünce Hz. Peygamberin (s.a.v.) gözlerinden yaş gelmişti.

Hz. Sa'd bin Ubade: 'Ya Resûlallah! Bu nedir?' diye sorunca, Peygamber Efendimiz (s.a.v.): 'Bu, Cenab-ı Hakk'ın, kullarının kalbine koymuş olduğu bir rahmettir. Allah kullarından ancak merhametli olanlara merhamet buyurur' diye cevap vermişlerdir." 

Meydana gelen olayların devamını Bihârü'l-Envâr'dan verelim:

"Kargaşanın içinde çocuğunu düşüren Hz. Fâtıma (a.s.) baygın düşmüştü. Bir de kendine geldiğinde baktı ki, Ali'yi (a.s.) mescide götürmüşler. Durmak caiz değildi artık, Ali'nin (a.s.) canı tehlikedeydi, O'nu savunması gerekirdi.

Bütün bu ezikliğine rağmen, kaburgası kırılmış olduğu halde evden çıktı ve Ben-i Haşim kadınlarından bir grupla beraber mescide gitti.

Ali'yi (a.s.) tutukladıklarını görünce onlara yönelerek, 'Amcamoğlunu serbest bırakın, yoksa Allah'a and olsun ki, saçlarımı dağıtır, Peygamberin (a.s.) gömleğini başımın üzerine atar, sizi Allah'a şikayet ederim! And olsun ki, Sâlih'in devesi Allah'a Benim bu yavrularımdan daha aziz değildir!" diye seslendi.

Sonra da yüzünü Hz. Ebu Bekir'e çevirerek şöyle dedi:

'Kocamı öldürüp, çocuklarımı yetim mi bırakmak istiyorsun? O'nu bırakmazsan saçlarımı dağıtır ve Babamın kabrinin üstünde Allah'ı imdada çağırırım!'

Bu sözü söyledikten sonra Hasan (a.s.) ve Hüseyin'in (a.s.) ellerinden tutarak Resûlullah'ın (s.a.v.) kabrine doğru hareket etti.

Hz. Ali durumun çok tehlikeli olduğunu gördü, Selman'a Fâtıma'yı (a.s.) bu işten vazgeçirmesini söyledi. F

âtıma (a.s.) Hz. Ali'nin (a.s.) emrini duyunca, 'O emrettiği için itaat ediyorum ve sabredeceğim' dedi." 

Sünni âlimlerden İbn Kuteybe "El-İmamet-u ve's-Siyase" adlı eserinde (c. 1, sy. 13) Hz. Ali'nin (a.s.) o gün mâruz kaldığı muamele ile ilgili olarak şunları yazmaktadır:

"... Hz. Ali, 'Allah'ın kulunu ve Resûlullah (s.a.v.)'in kardeşini mi öldüreceksiniz?' buyurduğunda, Hz. Ömer, 'Sen Resûlullah'ın (s.a.v.) kardeşi değilsin!' dedi.

Hz. Ebu Bekir onun bu sözleri karşısında sessiz kalıp bir şey söylemiyordu. Hz. Ömer Hz. Ebu Bekir'e dönerek, 'Bütün bu işleri senin emrinle yapmıyor muyuz?' dedi.

Hz. Ebu Bekir de, 'Fâtıma (a.s.) olduğu müddetçe O'nu zorlamayacağız' dedi.

Hz. Ali (a.s.), Hz. Resûlullah (s.a.v.)'in kabrine vararak ağlar bir halde Harun'un, kardeşi Musa'ya dediklerini Peygambere (s.a.v.) arz etti.

Allah-u Teala Kur'an'da, Hz. Harun'un Hz. Musa'ya şöyle dediğini nakletmiştir: "Annem oğlu, bu topluluk beni zayıflattı (hırpalayıp, güçsüzleştirdi) ve neredeyse Beni öldüreceklerdi." (Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Fatıma eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Şara Fransa'da
Terör örgütü YPG vazgeçilmez ortak oldu!
CHP'den diploma mitingi
Özel'den yumruklu saldırı açıklaması
Küresel piyasalar takip ediyordu
FED faiz kararını açıkladı
Dün Bahar Aksu, bugün Neriman Onur
Her gün yeni bir kadın cinayeti
Özgür Özel TÜSİAD ve İSO'yu ziyaret etti
Mutabık kalınan konu hukukun üstünlüğü
Ayşe Ateş'ten, Bahçeli'ye tepki
'Sinan’ın ne fotoğrafı sevildi ne de ardından bir baş sağlığı dilendi'
"Babası zengin olduğu için peşini bırakmadı"
Bahar Aksu'nun teyzesi konuştu
BTP’den iktidara çifte standart tepkisi
Önder'den dikkat çekici açıklamalar
Şehit ailelerine taziyeye gidemeyenler DEM'e gitti
Devlet Bahçeli’den taziye ziyareti
Topyekün bir savaş riski!
Pakistan - Hindistan açıklaması
Erdoğan, sokak röportajlarını eleştirmişti
Arif Kocabıyık tutuklandı
Polemik yapmıyorlar (!) Kanal İstanbul'u yapıyorlar
Kanal İstanbul'un ilk köprüsünün ayakları 100 metreyi aştı
6 bin 352 kişi trafikte can verdi
385 bin 117 kişi yaralandı
İki nükleer güç arasında tehlikeli tırmanış
Gerilim savaşa dönüştü
Rekolte çok düşük… Çiftçi 20 TL fiyat bekliyor
Adana'da buğday hasadı başladı
Şara Fransa'da
Terör örgütü YPG vazgeçilmez ortak oldu!
CHP'den diploma mitingi
Özel'den yumruklu saldırı açıklaması
Küresel piyasalar takip ediyordu
FED faiz kararını açıkladı
Dün Bahar Aksu, bugün Neriman Onur
Her gün yeni bir kadın cinayeti
Özgür Özel TÜSİAD ve İSO'yu ziyaret etti
Mutabık kalınan konu hukukun üstünlüğü
Ayşe Ateş'ten, Bahçeli'ye tepki
'Sinan’ın ne fotoğrafı sevildi ne de ardından bir baş sağlığı dilendi'
"Babası zengin olduğu için peşini bırakmadı"
Bahar Aksu'nun teyzesi konuştu
BTP’den iktidara çifte standart tepkisi
Önder'den dikkat çekici açıklamalar
Şehit ailelerine taziyeye gidemeyenler DEM'e gitti
Devlet Bahçeli’den taziye ziyareti
Topyekün bir savaş riski!
Pakistan - Hindistan açıklaması
Erdoğan, sokak röportajlarını eleştirmişti
Arif Kocabıyık tutuklandı
Polemik yapmıyorlar (!) Kanal İstanbul'u yapıyorlar
Kanal İstanbul'un ilk köprüsünün ayakları 100 metreyi aştı
6 bin 352 kişi trafikte can verdi
385 bin 117 kişi yaralandı
İki nükleer güç arasında tehlikeli tırmanış
Gerilim savaşa dönüştü
Rekolte çok düşük… Çiftçi 20 TL fiyat bekliyor
Adana'da buğday hasadı başladı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.