Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın 'Hz. Fatıma' eserinde Hz. Fatıma ve ailesinin humus hakkından nasıl mahrum bırakıldığını şöyle anlatıyor:
"Fedek ile ilgili hakkın gasp edilmesi konusunu bitirirken, Ehl-i Beyt'in diğer humus hakkından da mahrum bırakıldığını vurgulayalım. Bilindiği gibi, Cenab-ı Hak Resûlullah (s.a.v.)'e ve Ehl-i Beyt'ine sadakayı haram kılmıştır. Onların geçimleri ile ilgili olarak Enfal Sûresi'nin 41. ayetinde şu düzenleme yer alır: "Bilin ki, ganimet olarak ele geçirdiğiniz şeylerin humusu (beşte biri), Allah'ın, Resul'ün, O'nun akrabalarının, yetimlerin, yoksulların ve yolcunundur. Eğer Allah'a, hak ile bâtılın birbirinden ayrıldığı gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği günde (Bedir Savaşı'nda) kulumuza inanıyorsanız (ganimeti böyle bölüşün) Allah her şeye kadirdir." Bu ayete rağmen, halife seçildikten sonra Ebu Bekir humus paraları ile savaş malzemesi alınması gerektiğini ileri sürerek, Ehli Beyt'in hakkı olan bu parayı da onlardan aldı. (Suyûtî Durrü'l-Mensur'da, İmam Salebî Keşfu'l-Beyan tefsirinde, Zemahşeri Keşşaf'ta humus haklarının ellerinden alındığı bahsini işlemektedirler).
Ömer şöyle diyor: "Hz. Fâtıma (a.s.) halifeden Fedek'i ve Peygamber ailesinin payını istediğinde halife bunları O'na vermedi."
Enes bin Mâlik şöyle rivayet ediyor: "Fâtıma (a.s.), halifenin yanına geldi ve Peygamber ailesinin payı olarak tayin edilmiş olan humus hakkındaki ayeti okudu. Halife ise şöyle dedi: 'Senin okuduğun Kur'an'ı ben de okuyorum. Asla yakınların hakkı olan payı size veremem. Ama bununla sizin zaruri ihtiyaçlarınızı karşılamaya ve geri kalanı Müslümanlar arasında taksim etmeye hazırım.' Hz. Fâtıma (a.s.) şöyle cevap verdi: 'Allah'ın hükmü bu değil. Humus ayeti nâzil olduğunda Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki: Muhammed hanedanına müjdeler olsun. Allah (fazlı ve keremiyle) onları güçlü ve zengin kıldı.' Halife dedi ki: 'Ben Ömer ve Ebu Ubeyde'ye danışacağım. Eğer onlar da Senin bu görüşünde muvafakat ederlerse, bu payı Sana vereceğim.' O, ikisinden sual olduğunda onlar halifeyi te'yid ettiler. Hz. Fâtıma (a.s.) ise bu duruma çok şaştı ve onların bu konuda hemfikir olduklarını anladı." (Şerh-u Nehcü'l-Belağa, İbn-i Ebi'l-Hadid, c. 16, s. 230-231).
Ebu Bekir burada ayetle sabit olan bir konuda içtihat yapmış ve yanılmıştır. İslam akaidinde bir konu hakkında ayet varsa o geçerlidir, eğer ayet değil de hadis söz konusu ise o hadisin üstüne söz söylenmez. Denilen şekilde hareket edilir. Sadece, onun uygulaması, anlaşılması için içeriğini değiştirmeden yorumlar yapılabilir."
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020