Bizleri, gelmiş ve gelecek kadınların en üstünü olduğu hadislerle beyan buyrulan Hz. Fâtıma annemiz ile tanıştıran Cenab-ı Hakka şükürler olsun. Allah O'nun şefaatinden ayırmasın.
Annesi Hz. Hatice'nin karnında iken onunla konuştuğu hadislerde rivayet edilen Hz. Fâtıma doğduğunda şehadet getirmiştir:
Muzaffel bin Ömer'in İmam Sâdık'tan (a.s.) naklettiği rivayet şöyledir:
Hz. Fâtıma (a.s.) doğduğunda şöyle buyurdu: "Allah'tan başka ilah olmadığına ve babam Resûlullah'ın (s.a.v.) peygamberlerin efendisi olduğuna, eşim Ali'nin (a.s.) vasilerin efendisi ve evlatlarımın, esbatların (torunların) efendileri olduğuna şehadet ederim." Sonra onları (etrafında bulunan hanımları) selamladı ve tek tek isimlerini söyledi.
Babası Resûlullah (s.a.v.) için O'nun yeri her zaman ayrıdır. Ve makamı hakkında Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Mi'rac'a gittiğimde cennete girdim ve Fâtıma'nın (a.s.) kasrına ulaştım. Mercan ve inciden yapılan yetmiş köşk olduğunu gördüm."
O'nun üstün maneviyatı hakkında Resûlullah (s.a.v.), "Allah Teâlâ, kızım Fâtıma'nın (a.s.) kalp ve azalarını imanla öyle doldurmuştur ki, Allah'ın itaati için kendisini bütün meşguliyetlerden uzak tutmaktadır" buyurur.
Cabir (r.a.) anlatıyor:
İmam-ı Bâkır'a (a.s.) dedim ki: "Fedan olayım! Rica ediyorum, annen Hz. Fâtıma'nın (a.s.) azameti hakkında, bana bir hadis söyleyin."
İmam Bâkır (a.s.) buyurdu ki: "Babam, Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletti: 'Kıyamet günü olduğu zaman ilahi peygamberler için nurdan minberler kurulacaktır. Benim minberim hepsinden daha yüksek olacak ve Allah Teâlâ bu esnada şöyle buyuracaktır: 'Ey seçkin Peygamber! Konuşma yap.' Ben, o gün öyle bir şekilde konuşacağım ki, hiç kimse hatta peygamber ve resuller bile onun gibi bir konuşma duymamış olacaklardır.
Daha sonra peygamberlerin vasileri için nurdan birtakım minberler kurulacaktır. O minberler arasında vasim Ali bin Ebi Tâlib'in minberi bütün minberlerden daha yüksek olacaktır. Bu esnada Allah Teâlâ onun konuşmasını emredecektir. O da hiçbir vasinin benzerini duymadığı bir konuşma yapacaktır. Daha sonra peygamberlerin evlatları için nurdan birtakım minberler dikilecektir. İki oğlum, iki torunum ve hayat bahçemin iki gülü olan Hasan (a.s.) ve Hüseyin (a.s.) içinde nurdan minberler bırakacaklar ve onlardan konuşmaları istenecektir. Bunlar da Peygamber evlatlarından hiç kimsenin duymuş olmadığı bir konuşma yapacaklardır.
Daha sonra bir münadi yani Cebrail, 'Muhammed Peygamberin (s.a.v.) kızı Fâtıma (a.s.) nerededir?' diye seslenecektir. Bu esnada Fâtıma ayağa kalkacaktır.
Allah Teâlâ tarafından şöyle bir nida gelecek: 'Ey mahşer ehli! Ben yüceliği Muhammed'e (s.a.v.), Ali'ye (a.s.), Hasan'a (a.s.), Hüseyin'e (a.s.) ve Fâtıma'ya (a.s.) verdim. Başlarınızı aşağıya eğin, gözlerinizi kapayın; bu Fâtıma cennete gidecektir.'
Daha sonra Cebrail, iki tarafın cennet süsleri ile süslenen, yuları inciden, eyeri ise mercandan olan cennet develerinden bir deve getirerek onu Fâtıma'nın (a.s.) önüne yatıracak ve Fâtıma (a.s.) da o deveye binecektir.
Bu esnada, Allah-u Teâlâ yüz bin meleği Fâtıma'nın (a.s.) sağından, yüz bin meleği de solundan hareket etmeleri için gönderecek ve yüz bin meleğe de kendi kanatları üzerinde onu cennetin kapısına götürmelerini emredecektir. Cennetin kapısına ulaştıklarında Fâtıma (a.s.) dönüp arkasına bakacaktır. Bu esnada Allah Teâlâ şöyle buyuracak: 'Ey Habibimin kızı! Neden cennete girmiyorsun?'
Fâtıma (a.s.) arz edecek ki: 'Allah'ım! Böyle bir günde makam ve mevkiimin herkese belli olmasını istiyorum.'
Allah Teâlâ da, 'Ey Habibimin kızı! Dön mahşere bak! Kimin kalbinde senin veya evlatlarının sevgisi olursa, onu al, cennete götür' buyuracak."
Daha sonra İmam Bâkır (a.s.) şöyle buyurdular: "Ey Cabir! Allah'a and olsun ki, annem Fâtıma (a.s.) o gün kendi dostlarını bir kuşun iyi taneleri kötü tanelerden ayırt ederek topladığı gibi ayırt edip toplayacaktır. Sevenleri onunla birlikte cennetin kapısında bir araya geldiğinde kalplerine durup geriye bakmaları ilham edilecektir. Geriye baktıklarında Allah Teâlâ, 'Neden durup geriye baktınız; oysa Habibimizin kızı Fâtıma (a.s.) sizin hakkınızda şefaat etti?' buyuracak.
Cevaben şöyle diyecekler: 'Ey Rabbimiz! Bugün kulluk etmenin ve Ehl-i Beyt'i sevmenin ne kadar değerli olduğunu görmek ve makamımızın anılmasını istiyoruz.'
Allah Teâlâ, 'Ey dostlarım! Mahşer sahrasına bakın! Her kim sizleri Fâtıma'yı (a.s.) sevdiğinizden dolayı severse, her kim Fâtıma'nın (a.s.) sevgisi uğrunda size bir yemek yedirmişse, her kim Fâtıma'nın (a.s.) sevgisi için size bir elbise giydirmişse, her kim Fâtıma'nın (a.s.) sevgisi uğrunda size bir yudum su vermişse ve her kim Fâtıma'nın (a.s.) sevgisi için bir gaybeti sizden reddederek sizi savunmuşsa? Onların ellerinden tutarak hepsini cennete götürünüz' buyuracak." (Hz. Fâtıma, Prof. Dr. Haydar Baş eserinden derlenmiştir).
Ehl-i Beyt'i sevmek cennete girmeye bir vesiledir.
Bu vesileyi bizlere sevdiren Prof. Dr. Haydar Baş Hocamıza da teşekkürler?
Annesi Hz. Hatice'nin karnında iken onunla konuştuğu hadislerde rivayet edilen Hz. Fâtıma doğduğunda şehadet getirmiştir:
Muzaffel bin Ömer'in İmam Sâdık'tan (a.s.) naklettiği rivayet şöyledir:
Hz. Fâtıma (a.s.) doğduğunda şöyle buyurdu: "Allah'tan başka ilah olmadığına ve babam Resûlullah'ın (s.a.v.) peygamberlerin efendisi olduğuna, eşim Ali'nin (a.s.) vasilerin efendisi ve evlatlarımın, esbatların (torunların) efendileri olduğuna şehadet ederim." Sonra onları (etrafında bulunan hanımları) selamladı ve tek tek isimlerini söyledi.
Babası Resûlullah (s.a.v.) için O'nun yeri her zaman ayrıdır. Ve makamı hakkında Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Mi'rac'a gittiğimde cennete girdim ve Fâtıma'nın (a.s.) kasrına ulaştım. Mercan ve inciden yapılan yetmiş köşk olduğunu gördüm."
O'nun üstün maneviyatı hakkında Resûlullah (s.a.v.), "Allah Teâlâ, kızım Fâtıma'nın (a.s.) kalp ve azalarını imanla öyle doldurmuştur ki, Allah'ın itaati için kendisini bütün meşguliyetlerden uzak tutmaktadır" buyurur.
Cabir (r.a.) anlatıyor:
İmam-ı Bâkır'a (a.s.) dedim ki: "Fedan olayım! Rica ediyorum, annen Hz. Fâtıma'nın (a.s.) azameti hakkında, bana bir hadis söyleyin."
İmam Bâkır (a.s.) buyurdu ki: "Babam, Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletti: 'Kıyamet günü olduğu zaman ilahi peygamberler için nurdan minberler kurulacaktır. Benim minberim hepsinden daha yüksek olacak ve Allah Teâlâ bu esnada şöyle buyuracaktır: 'Ey seçkin Peygamber! Konuşma yap.' Ben, o gün öyle bir şekilde konuşacağım ki, hiç kimse hatta peygamber ve resuller bile onun gibi bir konuşma duymamış olacaklardır.
Daha sonra peygamberlerin vasileri için nurdan birtakım minberler kurulacaktır. O minberler arasında vasim Ali bin Ebi Tâlib'in minberi bütün minberlerden daha yüksek olacaktır. Bu esnada Allah Teâlâ onun konuşmasını emredecektir. O da hiçbir vasinin benzerini duymadığı bir konuşma yapacaktır. Daha sonra peygamberlerin evlatları için nurdan birtakım minberler dikilecektir. İki oğlum, iki torunum ve hayat bahçemin iki gülü olan Hasan (a.s.) ve Hüseyin (a.s.) içinde nurdan minberler bırakacaklar ve onlardan konuşmaları istenecektir. Bunlar da Peygamber evlatlarından hiç kimsenin duymuş olmadığı bir konuşma yapacaklardır.
Daha sonra bir münadi yani Cebrail, 'Muhammed Peygamberin (s.a.v.) kızı Fâtıma (a.s.) nerededir?' diye seslenecektir. Bu esnada Fâtıma ayağa kalkacaktır.
Allah Teâlâ tarafından şöyle bir nida gelecek: 'Ey mahşer ehli! Ben yüceliği Muhammed'e (s.a.v.), Ali'ye (a.s.), Hasan'a (a.s.), Hüseyin'e (a.s.) ve Fâtıma'ya (a.s.) verdim. Başlarınızı aşağıya eğin, gözlerinizi kapayın; bu Fâtıma cennete gidecektir.'
Daha sonra Cebrail, iki tarafın cennet süsleri ile süslenen, yuları inciden, eyeri ise mercandan olan cennet develerinden bir deve getirerek onu Fâtıma'nın (a.s.) önüne yatıracak ve Fâtıma (a.s.) da o deveye binecektir.
Bu esnada, Allah-u Teâlâ yüz bin meleği Fâtıma'nın (a.s.) sağından, yüz bin meleği de solundan hareket etmeleri için gönderecek ve yüz bin meleğe de kendi kanatları üzerinde onu cennetin kapısına götürmelerini emredecektir. Cennetin kapısına ulaştıklarında Fâtıma (a.s.) dönüp arkasına bakacaktır. Bu esnada Allah Teâlâ şöyle buyuracak: 'Ey Habibimin kızı! Neden cennete girmiyorsun?'
Fâtıma (a.s.) arz edecek ki: 'Allah'ım! Böyle bir günde makam ve mevkiimin herkese belli olmasını istiyorum.'
Allah Teâlâ da, 'Ey Habibimin kızı! Dön mahşere bak! Kimin kalbinde senin veya evlatlarının sevgisi olursa, onu al, cennete götür' buyuracak."
Daha sonra İmam Bâkır (a.s.) şöyle buyurdular: "Ey Cabir! Allah'a and olsun ki, annem Fâtıma (a.s.) o gün kendi dostlarını bir kuşun iyi taneleri kötü tanelerden ayırt ederek topladığı gibi ayırt edip toplayacaktır. Sevenleri onunla birlikte cennetin kapısında bir araya geldiğinde kalplerine durup geriye bakmaları ilham edilecektir. Geriye baktıklarında Allah Teâlâ, 'Neden durup geriye baktınız; oysa Habibimizin kızı Fâtıma (a.s.) sizin hakkınızda şefaat etti?' buyuracak.
Cevaben şöyle diyecekler: 'Ey Rabbimiz! Bugün kulluk etmenin ve Ehl-i Beyt'i sevmenin ne kadar değerli olduğunu görmek ve makamımızın anılmasını istiyoruz.'
Allah Teâlâ, 'Ey dostlarım! Mahşer sahrasına bakın! Her kim sizleri Fâtıma'yı (a.s.) sevdiğinizden dolayı severse, her kim Fâtıma'nın (a.s.) sevgisi uğrunda size bir yemek yedirmişse, her kim Fâtıma'nın (a.s.) sevgisi için size bir elbise giydirmişse, her kim Fâtıma'nın (a.s.) sevgisi uğrunda size bir yudum su vermişse ve her kim Fâtıma'nın (a.s.) sevgisi için bir gaybeti sizden reddederek sizi savunmuşsa? Onların ellerinden tutarak hepsini cennete götürünüz' buyuracak." (Hz. Fâtıma, Prof. Dr. Haydar Baş eserinden derlenmiştir).
Ehl-i Beyt'i sevmek cennete girmeye bir vesiledir.
Bu vesileyi bizlere sevdiren Prof. Dr. Haydar Baş Hocamıza da teşekkürler?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018