(dünden devam…)
Ehl-i Beyt ekolünün çağdaş âlimlerinden şehid Murtaza Mutahhari'nin, Hz. Hasan'ın Muaviye ile yaptığı barışa dair "Ehl-i Beyt İmamlarının Siyasî Tutumları" adlı eserinde yaptığı şu geniş tahlil ve değerlendirme son derece dikkate şayandır:
"İmam Hasan'ın (a.s.) barışı hem geçmişte ve hem de sonraki zamanlarda sürekli sorula gelmiştir; (İmam Hasan'ın kendi döneminde itiraz ediyorlardı; sonraki Ehl-i Beyt imamları döneminde de bu konu sürekli sorulmuştur) özellikle günümüzde İmam Hasan'ın (a.s.) Muaviye'yle neden sulh ettiği daha fazla sorulmaktadır.
Bilhassa İmam Hasan'ın Muaviye'yle sulhu İmam Hüseyin'in Yezid'le savaşı ve onun Yezid ve İbn Ziyad'a teslim olmayışıyla mukayese edildiğinde zihinlerde daha fazla soru oluşturmaktadır. Konunun derinliğine fazla dikkat etmeyen kimseler bu iki tutumun zıt ve birbiriyle çeliştiğini sanırlar. Dolayısıyla bazıları esasen İmam Hasan'la İmam Hüseyin'in birbirinden farklı iki ruh yapısına sahip olduklarını, İmam Hasan'ın tabiatı gereğince sulh ve barış yanlısı, İmam Hüseyin'in ise tam aksine kıyamcı ve savaşçı bir ruha sahip olduğunu söylemişlerdir.
Bizim burada üzerinde durmak istediğimiz konu şudur: Acaba Muaviye ile barış imzalayan İmam Hasan'la hiçbir şekilde barış ve teslim olmaya yanaşmayan İmam Hüseyin birbirinden farklı iki ruha mı sahiptir?
İmam Hüseyin İmam Hasan'ın konumunda olsaydı sonuç değişir miydi ve İmam Hüseyin (a.s.) yine kanının son damlasına kadar savaşır mıydı? Ve yine eğer Kerbela'da İmam Hüseyin'in yerine İmam Hasan olsaydı savaş yapılmaz ve olay bir şekilde son bulup yatıştırılır mıydı? Yoksa uygulamalar zaman ve mekân koşullarına ve farklı şartlara göre değişiyor mu; İmam Hasan'ın şartları bir şeyi, İmam Hüseyin'in şartları ise farklı bir şeyi mi gerektiriyordu?
Farklı şartlardan bahsetmek için giriş olarak bir konuyu incelememiz gerekiyor. Ve genellikle bu konudan bahsedenler, İmam Hasan'ın (a.s.) zamanının şartlarıyla İmam Hüseyin'in (a.s.) zamanının şartlarının birbirinden tamamen farklı olduğu konusunu işlemişlerdir ve gerçekten de İmam Hasan'ın zamanında yapılması en uygun olan şey sulhu ve İmam Hüseyin'in (a.s.) zamanında ise kıyamı tercih etmekti.
Elbette biz de bunu kabul etmekteyiz ve ileride bundan bahsedeceğiz. Fakat bu konuya girmeden önce İslâm dininin cihad konusundaki kural ve ilkelerini net bir şekilde ortaya koymamız ve cihadı bu boyutuyla ele almamız gerekiyor; çünkü her ikisi de cihad konusuna dönmektedir.
İmam Hasan (a.s.) cihadı bırakıp barış yaptı; İmam Hüseyin (a.s.) ise sulh yapmayarak savaştı. Biz İslam dininin cihadla ilgili genel kurallarını açıklayıp (Ben İmam Hasan'ın (a.s.) barışını inceleyenlerin bu konulara girdiklerini görmedim) daha sonra İmam Hasan'ın (a.s.) neden barış yaptığını ve İmam Hüseyin'in (a.s.) neden savaştığını inceleyeceğiz.
(devam edecek…)
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020