logo
25 NİSAN 2024

Hz. Hasan’ın yaptığı barışın değerlendirilmesi-VI

24.07.2020 00:00:00

(dünden devam…)                                                                      

"Fıkıhta barış:

İslam fıkhının cihad bölümlerinde temel bir mesele söz konusudur ki, o da fakihlerin ıstılahında "hudne" veya "muhadene" denilen barış meselesidir. Muhadene karşılıklı olarak antlaşmak ve hudne ise barış anlamındadır. Bu barışın anlamı nedir? Birbirine taarruz etmeme, savaşmama ve günümüz tabiriyle uzlaşmacı bir şekilde bir arada yaşamak üzere yapılan antlaşmadır.

Burada da Muhakkık'ın "Şerayi" kitabındaki ifadesini aktarıyorum: Muhadene belli bir süre boyunca birbiriyle savaşmamak üzere yapılan antlaşmadır. Barış içerisinde yaşamak antlaşmasıdır; fakat sürenin belirlenmiş olması şarttır. Fıkıhta şu mesele söz konusudur: Eğer karşı taraf haddi zatında kendisiyle savaşılabilecek gruptansa yani müşrikse, onunla barış antlaşması yapılabilir; fakat belirsiz bir süreye kadar barış anlaşması yapılamaz. Süre belirtmeden yapılan bu şekilde antlaşma doğru değildir.

Örneğin altı ay veya bir yıl, on yıl veya daha fazlası şeklinde sürenin net olarak belirtilmesi gerekir. Nitekim Resulüllah (s.a.v.) Hudeybiye'de on yıllık bir barış antlaşması yapmıştır. Diyor ki: Bu barış antlaşması Müslümanların maslahatı söz konusu olursa câizdir. (Savaş farz ve barış ise her zaman haram değildir.

Hayır; barış câizdir ve hatta "Şehid" diyor ki, burada söylenen "caiz" ifadesi "yapmasak da bir zararı yoktur" anlamında değildir; burada geçen "caizdir" ifadesi haram olmadığını belirtiyor; hatta bazı durumlarda farz bile olur). Müslümanlar şimdilik barış yapmayı uygun görürlerse câizdir; haram değildir. Fakat dedik ki, illa da savaşılması gereken bir konuda olursa (örneğin yukarıda dediğimiz gibi Müslümanların toprağı düşman saldırısına uğrarsa) bu bir farzdır; her halükârda bu toprağı kurtarmak gerekir; savaşarak düşmanın elinden çıkarmak gerekir.

Şimdi eğer bu saldırgan düşmanla bir barış imzalanması uygun görülürse barış imzalanmalı mı, imzalanmamalı mı? Diyoruz ki barış imzalamak maslahat olursa yapılır; fakat belirsiz bir süre değil, belli bir süre çerçevesinde olmalıdır. Çünkü düşman tarafından Müslüman topraklarının belirsiz bire süre için işgal edilmesi maslahat olamaz. Maslahat ancak, belli bir süre için düşmanlığı bırakmaktır.

Şimdi Müslümanların maslahatı nasıl barışı gerektirebilir? "Ya direnmek için sayıları azdır"; yani düşmandan daha güçsüzdürler. (Geçmişte güç ve kuvvet asker sayısına dayanırdı; fakat günümüzde güç ve kuvvet asker sayısı değil, diğer ölçülerle hesaplanır). Eğer güçsüz iseler ve savaşları da belli bir hedefe yönelikse; o hâlde güçlenmek için bir süre beklemeleri gerekir. "Ya da güçlenmek için barış imzalamaktalar." Yani barış, destek kazanmak için yapılan bir taktiktir.

"Veya beklendiği takdirde düşmanın Müslüman olması umulursa…" Bu varsayım düşmanın kâfir olması durumunda söz konusudur. Yani barış süresinde karşı tarafı ruhen dize getirip mağlup düşürme ümidiyle barış imzalanıyor. Nitekim ileride değineceğimiz Hudeybiye barışında böyleydi. "Bu zaaf yönleri giderilir ve Müslümanlar düşman karşısında güç kazanırlarsa artık barış câiz değildir."

Bu da barış ve "muhadene" meselesiyle ilgili bir bahisti. İslam fıkhı açısından barışın belli başlı bir takım şartlarda câiz olduğunu gördük. Barış, ister taraflar arasında bir antlaşma imzalanması anlamında olsun ve ister savaşı bırakmak anlamında olsun, hiç fark etmez. Çünkü burada iki mevzu söz konusudur: Bazen "barış" kelimesinden taraflar arasında bir barış antlaşmasının imzalanmasını kastetmekteyiz; bu Resulüllah (s.a.v.) ve hatta İmam Hasan'ın (a.s.) yaptığı gibi iki gücün birbirinin karşısında yer alıp bir barış antlaşması imzalamaya yanaştıkları durumdadır. Bazen de "barış" kelimesinden uzlaşma ve savaştan uzak durmayı kastetmekteyiz.

Demişlerdir ki: Bazen düşman karşısında direnemeyeceğimizi, savaşmanın bir yararı olmadığını görüp savaşmıyoruz. Sadr-ı İslam'ı da böyle açıklamak gerekir. Sadr-ı İslâm'da Müslümanlar sayı bakımından azlardı; o zaman savaşacak olsalardı kökleri kazınır, kendilerinden ve yaptıkları işlerden geriye bir eser bile kalmazdı.

Dedik ki, bu süre içerisinde maslahat, ya destek toplamak ya da karşı taraf üzerinde manevî etkiler bırakmaktır. Burada bu ilke üzerine gerçekleştirilen Allah Resulü'nün (s.a.v.) Hudeybiye barışını teferruatlı bir biçimde incelemek gerekiyor, nitekim İmam Hasan'ın (a.s.) da barışı seçip, antlaşma yapması daha fazla Hudeybiye'ye benzer koşullarda olmasından kaynaklanıyor." 

(devam edecek…)

 
Gökhan Demir / diğer yazıları
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.