Hz. Peygamber’in reyhânesi ve şehitlerin efendisi
Hz. Hasan, künyesi ile birlikte ismi el-Hasan bin Ali b. Ebu Tâlib el-Haşimî el-Kureyşî’dir
16.08.2024 08:42:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Hz. Hasan, künyesi ile birlikte ismi el-Hasan bin Ali b. Ebu Tâlib el-Haşimî el-Kureyşî'dir.
Ehl-i Beyt silsilesinin iki büyüğünden birisi, Peygamberimizin arkasından gelen Ehl-i Beyt İmamlarının ikincisi, Hz. Peygamberin en sevdiği torunlarındandır.
Allah Resûlü'nün ifadesi ile "Peygamberin reyhânesi (güzel kokulu çiçeği)", Hz. Ali ile Hz. Fâtıma'nın en büyük oğlu, cennet gençlerinin efendisi, Peygamberin soyunu sürdüren iki kişiden birisidir.
Resûlullah'ın Necran Hıristiyanlarına karşı iftihar ettiği dört kişiden birisi, Yüce Allah'ın, günah kirinden arındırarak tertemiz kıldığı kimselerden; yine Yüce Allah'ın, sevilmelerini emrettiği yakınlarından; arkalarından gidenlerin kurtulup, yollarından ayrılanların sapıtıp azdığı iki paha biçilmez emanetten birisidir.
Hz. Hasan'ın doğumuyla ilgili farklı kaynaklarda şu rivâyetler yer almaktadır:
İbnü'l-Esir ve İbn-i Hacer, Hz. Hasan'ın doğumuyla ilgili olarak şunları yazar:
"İmam Hasan'ın Şaban ayında, 4. veya 5. Hicrî senesinde doğduğuna dair rivâyetler varsa da, en doğru görüş, 3. Hicrî senede doğduğuna dair rivâyettir."
Kuleynî, İmam Hasan'ın Hicret'in 2. yılında dünyaya geldiğini yazar: "… Hasan b. Ali, Hicret'ten iki yıl sonra Bedir Savaşı'nın olduğu yılın Ramazan ayında doğdu. Bir rivâyete göre; Hicret'ten üç yıl sonra doğmuştur. Kırk dokuz yılının Safer ayının sonunda vefat etmiştir. Öldüğünde kırk yedi sene ve birkaç aydı ömrü."
"İmam Hasan Hicrî 3. yılın Ramazan ayının ortasında Medine'de doğdu."
Hz. Hasan'ın (r.a.) zehirlenmesi ve son anlarındaki şehadet belirtileri konusunda Ebubekir Hadramî şöyle rivayet etmiştir:
"Eş'as b. Kays el-Kindî'nin kızı Cude, Hasan b. Ali ve O'nun cariyesine zehir verdi. Cariyesi zehiri kustu. Fakat zehir, Hasan'ın midesinde kaldı, şişti. Ve sonunda vefat etti."
Ebu Bâsir, İmam Ca'fer'den şöyle rivayet etmiştir:
"Hasan b. Ali vefat ettiği zaman kırk yedi yaşındaydı. Ve Hicret'in ellinci senesiydi. Resûlullah'tan sonra kırk sene yaşadı."
Tarihî kaynaklar İmam Hasan'ın Muaviye tarafından zehirlendiğini yazmaktadır. 'İmam Hasan' adlı eserimizde bu konuyu ayrıntılı olarak ortaya koyduk.
Şehidlerin efendisi Hz. Hüseyin
Hz. Hüseyin (a.s.) Hicri 4. yılın Şaban ayının 3. günü Medine'de dünyaya gelmiştir.
Hz. Fâtıma (a.s.) ve Hz. Ali'nin (a.s.) ikinci evlatlarıdır.
Doğumu ile ilgili olarak Ümmü Eymen'in gördüğü bir rüya meşhurdur:
İmam Sâdık'ın (a.s.) şöyle dediği rivayet edilir:
Ümmü Eymen'in komşuları Resûlullah'a (s.a.v.) giderek şöyle dediler:
"Ya Resûlallah! Ümmü Eymen dün geceden beri ağlıyor ve gece boyunca hiç uyumadı. Sabaha kadar durmadan ağladı."
Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) Ümmü Eymen'i çağırdı ve dedi ki:
"Ey Ümmü Eymen! Allah gözlerini ağlatmasın. Komşuların Bana geldiler ve gece boyunca durmadan ağladığını haber verdiler.
Allah gözlerini ağlatmasın niçin ağlıyorsun?"
Dedi ki: "Ya Resûlallah, çok korkunç bir rüya gördüm. Bu yüzden sabaha kadar durmadan ağladım."
Resûlullah (s.a.v.) ona dedi ki: "Rüyanı Allah Resûlü'ne anlat. Çünkü Allah ve Resûlü daha iyi bilir."
Dedi ki: "Rüyamı anlatmak bana çok ağır geliyor."
Resûlullah (s.a.v.) şöyle dedi: "Rüyanın anlamı senin gördüğün gibi olmaz. Sen rüyanı Resûlullah'a anlat."
Dedi ki: "Dün gece Senin vücudundan bir parçanın, benim evime atılmış olduğunu gördüm."
Resûlullah (s.a.v.) ona buyurdu ki: "Gözlerin rahat uyusun Ümmü Eymen! Fâtıma, Hüseyin'i doğuracak ve sen de onu yetiştirip emzireceksin. Böylece Benim vücudumun bir parçası senin evinde olacak."
Hz. Hüseyin Hicret'in 61. yılında, Muharrem ayının 10'unda, Cuma günü öğleden sonra şehid edildi. Şehid olduğunda 57 yaşına basmıştı." (Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Zeynep ve Hz. Masume eserinden)
Ehl-i Beyt silsilesinin iki büyüğünden birisi, Peygamberimizin arkasından gelen Ehl-i Beyt İmamlarının ikincisi, Hz. Peygamberin en sevdiği torunlarındandır.
Allah Resûlü'nün ifadesi ile "Peygamberin reyhânesi (güzel kokulu çiçeği)", Hz. Ali ile Hz. Fâtıma'nın en büyük oğlu, cennet gençlerinin efendisi, Peygamberin soyunu sürdüren iki kişiden birisidir.
Resûlullah'ın Necran Hıristiyanlarına karşı iftihar ettiği dört kişiden birisi, Yüce Allah'ın, günah kirinden arındırarak tertemiz kıldığı kimselerden; yine Yüce Allah'ın, sevilmelerini emrettiği yakınlarından; arkalarından gidenlerin kurtulup, yollarından ayrılanların sapıtıp azdığı iki paha biçilmez emanetten birisidir.
Hz. Hasan'ın doğumuyla ilgili farklı kaynaklarda şu rivâyetler yer almaktadır:
İbnü'l-Esir ve İbn-i Hacer, Hz. Hasan'ın doğumuyla ilgili olarak şunları yazar:
"İmam Hasan'ın Şaban ayında, 4. veya 5. Hicrî senesinde doğduğuna dair rivâyetler varsa da, en doğru görüş, 3. Hicrî senede doğduğuna dair rivâyettir."
Kuleynî, İmam Hasan'ın Hicret'in 2. yılında dünyaya geldiğini yazar: "… Hasan b. Ali, Hicret'ten iki yıl sonra Bedir Savaşı'nın olduğu yılın Ramazan ayında doğdu. Bir rivâyete göre; Hicret'ten üç yıl sonra doğmuştur. Kırk dokuz yılının Safer ayının sonunda vefat etmiştir. Öldüğünde kırk yedi sene ve birkaç aydı ömrü."
"İmam Hasan Hicrî 3. yılın Ramazan ayının ortasında Medine'de doğdu."
Hz. Hasan'ın (r.a.) zehirlenmesi ve son anlarındaki şehadet belirtileri konusunda Ebubekir Hadramî şöyle rivayet etmiştir:
"Eş'as b. Kays el-Kindî'nin kızı Cude, Hasan b. Ali ve O'nun cariyesine zehir verdi. Cariyesi zehiri kustu. Fakat zehir, Hasan'ın midesinde kaldı, şişti. Ve sonunda vefat etti."
Ebu Bâsir, İmam Ca'fer'den şöyle rivayet etmiştir:
"Hasan b. Ali vefat ettiği zaman kırk yedi yaşındaydı. Ve Hicret'in ellinci senesiydi. Resûlullah'tan sonra kırk sene yaşadı."
Tarihî kaynaklar İmam Hasan'ın Muaviye tarafından zehirlendiğini yazmaktadır. 'İmam Hasan' adlı eserimizde bu konuyu ayrıntılı olarak ortaya koyduk.
Şehidlerin efendisi Hz. Hüseyin
Hz. Hüseyin (a.s.) Hicri 4. yılın Şaban ayının 3. günü Medine'de dünyaya gelmiştir.
Hz. Fâtıma (a.s.) ve Hz. Ali'nin (a.s.) ikinci evlatlarıdır.
Doğumu ile ilgili olarak Ümmü Eymen'in gördüğü bir rüya meşhurdur:
İmam Sâdık'ın (a.s.) şöyle dediği rivayet edilir:
Ümmü Eymen'in komşuları Resûlullah'a (s.a.v.) giderek şöyle dediler:
"Ya Resûlallah! Ümmü Eymen dün geceden beri ağlıyor ve gece boyunca hiç uyumadı. Sabaha kadar durmadan ağladı."
Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) Ümmü Eymen'i çağırdı ve dedi ki:
"Ey Ümmü Eymen! Allah gözlerini ağlatmasın. Komşuların Bana geldiler ve gece boyunca durmadan ağladığını haber verdiler.
Allah gözlerini ağlatmasın niçin ağlıyorsun?"
Dedi ki: "Ya Resûlallah, çok korkunç bir rüya gördüm. Bu yüzden sabaha kadar durmadan ağladım."
Resûlullah (s.a.v.) ona dedi ki: "Rüyanı Allah Resûlü'ne anlat. Çünkü Allah ve Resûlü daha iyi bilir."
Dedi ki: "Rüyamı anlatmak bana çok ağır geliyor."
Resûlullah (s.a.v.) şöyle dedi: "Rüyanın anlamı senin gördüğün gibi olmaz. Sen rüyanı Resûlullah'a anlat."
Dedi ki: "Dün gece Senin vücudundan bir parçanın, benim evime atılmış olduğunu gördüm."
Resûlullah (s.a.v.) ona buyurdu ki: "Gözlerin rahat uyusun Ümmü Eymen! Fâtıma, Hüseyin'i doğuracak ve sen de onu yetiştirip emzireceksin. Böylece Benim vücudumun bir parçası senin evinde olacak."
Hz. Hüseyin Hicret'in 61. yılında, Muharrem ayının 10'unda, Cuma günü öğleden sonra şehid edildi. Şehid olduğunda 57 yaşına basmıştı." (Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Zeynep ve Hz. Masume eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.